Bitmiyor... Bitecek gibi de durmuyor işin açığı içimdeki bu kargaşa. Bir şeyler var beni dibe çeken. Bir şeyler var bir uçurumun kenarından ayaklarımı sarkıtıyormuşum gibi hissettiren. Bir şeyler var içimde, içimdeki boşlukta kaybolup gideceğime inandıran beni ve bir umudumun olabileceğine dair umudumu kaybettiren. Bir şeyler var... Adını koyamıyorum. Anlatamıyorum ve en kötüsü anlayamıyorum da. Ayın gökyüzünü terk edip gittiği bir gece yarısı, ıssız bir sokakta yolumu aramak gibi bir şey bu. Kafam karmakarışık, içim darmadağın, yolum zifiri karanlık... Sanki her yanım dipsiz çukurlarla çevriliymiş gibi. Ne bir adım atacak cesaretim var, ne de geriye dönebilecek mecalim. Bilemiyorum nereye koyacağımı ellerimi. Kelimeler tutuk dilimde, sesim zayıf, korkuyorum... Beynimde çıldırtıcı bir sessizlik ve her hücresinde hissettiğim o derin sızı. Bulamıyorum bir türlü yolumu. İsimsiz bir esaret içerisindeyim, içten içe. Hayata dair mecburiyetlerim, bir günü üç yüz altmış beş kez yaşamak diye bir cezam var, bir türlü son veremediğim. Yolum dikenli, yolum acı dolu... Sıcağımı kaybettim ben. Her yanım yara bere içinde. Korkuyorum... Saklanasım geliyor kanatları altına birinin. Saklanıp öylece sürdürmek, var olamayışımı, var edenin yoklama listesinde. Canım yanıyor! Mutlu günler; asırlar kadar uzun, zamanım kısıtlı. Tutun beni dostlar! Şayet; ben tutundukça düşüyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Si (Bir/Çift) -Yakında
Non-FictionŞşşşt! Sessiz ol. Evet, evet öyle. Yaklaş şimdi biraz. Tam karşıma geç. Dudaklarıma bak! Onları oku. Sorgula. Ve her cümleyi kazı beynine. Öyle derine işle ki; bin parçaya bölünecek olsa beynin, her kelime, bir diğerini tamamlayabilsin. Ve sorguladı...