28

1.5K 110 0
                                    

Doktorun dedikleri beni germişti, bu sadece üşütmek değil farklı bir şey olabilirdi. Gerçekten bu konu yüzünden gergindim. Net birşey söylemek istemiyordum ki zaten söyleyemezdim ne olacağı belli değildi doktor tekrar çağırmıştı. Yoongi'ye ne derim bilmiyordum.
Ona belli etmemeye çalışmak zor olacaktı çünkü beni benden bile iyi tanıyan bir adam söz konusuydu. Ona yalan söylemekte beni ayrı geriyordu.
Sabah o uyurken tuvalete elimi yüzümü yıkamak için gittiğimde bitmiş bir Eun Hee, görmek beni korkutmuştu.
Ne yapacağımı bilemez halde ellerimi yüzümde dolaştırırken kapıya vurma sesi, ile irkildim.
"Eun Hee iyi misin?" Diyen Yoongi'ydi.
Kapıyı açıp gelmesini isterdim ama ölüye benzer suratımdan kurtulmam gerekti.

"İyiyim Yoongi yüzümü yıkıyorum."

"Tamam bebeğim bekliyorum." Dedi.

Sıkıntıyla ofladım, bu durum gerçekten sinirlerimi bozmuştu, fazlasıyla.
Yüzümü soğuk su ile yıkadım, yüzüme bir gram renk gelmediğinde, ağlamak üzereydim.
Bana ne oluyordu böyle?
Herşey güzeldi, Yoongi ile aram gayet iyiydi.
Birde hastalık mı gelecekti? Hiç gerek yoktu.
Zaten hayatımda ne zaman istediğim şey olmuştu ki, tek Yoongi vardı işte, o olmasa bu kadar dayanabileceğimi bile sanmıyordum.
Sinirle ellerimi saçlarımın arasından geçirip tuvaletten çıktım. Yoongi kapının önündeydi, gitti sanmıştım.

"Çıktım gir." Dedim ve mutfağa ilerlemek için bir adım atmıştım ki, kolumdan tuttu.

"Sen iyi değilsin."
"İyiyim." Diyip kolumu ondan kurtarmaya çalıştım.
Bırakamadı ve beni göğsüne yasladı. Birbirimize, sıkıca sarıldık.

"Kötüsün."

"Yoongi gerçekten iyiyim."
Diyip sırtını okşadım. İnanmış gibi değildi. Gerçekten berbat görünüyordum evet.
"Doktora gidelim mi?" Dediğinde onaylamazca başımı salladım.
"Doktora gitmeyelim kavga çıkacak." Diyip sırıttım.
Bütün gün Yoongi'nin bana olan endişeli bakışlarına karşın gülümsemekle geçmişti.
Biraz zor idare etmiştim. Hayat bana bir aile sunmamıştı. Kendi başıma bir şekilde 22 yaşına gelmiştim. Kendimle gurur duyduğum söz konusuydu. Beni kimse büyütmemişti neyin doğru neyin yanlış olduğunu kendim öğrenmeye ve, uygulamaya çalışmıştım.

Yoongi benim sevgilim değildi.
Yoongi benim nefes alma sebebim, yüzümü güldüren, herşeyim dediğim adamın tekiydi işte.
Onu kaybetmek, bu dünya üzerinde bana en çok acı veren şey olabilirdi.
Ailemi, canımı kaybetmiştim ben.
Gün boyu gözlerimin dolmasını engelleyemedim, aklımda hep bunlar vardı. Yoongi gözlerini bir an bile benden çekmeyince tekrar, tekrar ve tekrar gerilmiştim.
Şimdi de koltuğa uzanmış televizyon izleyen Yoongi'ye bakıyordum.
Ona bakmak bile bana huzur veren bir şeydi.
"Yoongi." Dediğimde bakışlarını televizyondan çekip hemen bana çevirdi.

"Efendim meleğim?"

"Gelsene." Diyip koltukta biraz yana kaydım ve elimi gelmesini istediğim yere koydum.
Gözlerini gözlerime sabitleyip koltuktan, kalkıp yanıma uzandı. Bunu yaparken gözlerimiz bir an olsun birbirinden, ayrılmamıştı.
Ellerini yanağıma koydu ve okşamaya başladı. Kokusu burnuma geldikçe deli gibi, mayışıyordum. Ona daha çok sokuldum.
Gözlerimiz hala birbirlerine sabit öylece duruyordu. Çok sevmiştim, bu pozisyonu.
Bende ellerimle, onun yanağını okşamaya başladığımda memnun olduğunu belli eden mırıltılar çıkardı kahkaha atmamla birlikte, kapalı olan gözlerini açıp gülmeye başladı.
Bana olan bakışları çok güzeldi.
Yüzüne iyice yaklaşıp dudaklarımızın arasında bir santim bıraktım.
Ufacık bir hareket ile dudaklarımız değebilirdi ama ben bunu beklemedim ve dudaklarımı aşık olduğum, dudaklara bastırdım. Gözlerimiz orantılı bir şekilde kapandı ve birbirimize iyice sokulduk.
Bu anı hiç ama hiç bişeye değişmezdim ben.
~
Hiç birşeye...

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin