Selamlar.
OKUNMA SAYISI 3.000'İ GEÇMİİŞ.
Size ne kadar teşekkür etsek azdır. Gelen küçücük yorumlar, tatlı parmaklarınızla verdiğiniz oylar bizi tahmin edemeyeceğiniz kadar mutlu ediyor. Bölüm aralarının bu kadar uzun olması ise birçok nedenden kaynaklanıyor. Okul, ilham, vakit falan filan. Kısa yazıp, yayınlamak gibi bir şey de yapmak istemiyoruz, işte bu yüzden böyle küçük aralarla sizlerle oluyoruz. Umarım bu bölüm işi düzene girer ve hızlı ama uzun bir sistemle yayınlarız. Neyse çok konuştuk.
Medyada temsili Kutay, Dominic Sherwood var. Bu kesinlikle bir kısıtlama değildir. Kutay'ın dış görünüşü tamamiyle sizin hayal gücünüze kalmış bir şey.
İyi okumalar.
Bölüm parçaları:
-Ed Sheeran - Drunk
-Birdy - Wings
Suratımı buruşturup masanın üzerinde duran peçeteyi önümde yiyişen Anıl ve Ezgi'nin üzerine fırlattım. "Yeter artık, bıkmadınız mı be!"
Anıl bir an için olsun Ezgi'nin dudaklarını vakumlamaya ara vermeden peçeteyi bana geri yolladı ve "Kes sesini." diye homurdandı. Gözlerimi devirip telefonumu çıkardıktan sonra bir iki fotoğraflarını çektim. Flaşı kapatmayı unuttuğum için loş bar kısa bir anlığına aydınlandı ve öfkeli birkaç homurtu yükseldi.
Ayağa kalkmış bar tezgahına ilerlerken "Disko topundan rahatsız olmazsınız ama pezevenkler," diye homurdanıyordum.
Taburelerden birinde oturan çocuk "Cık cık cık," diye seslendiğinde hızla o tarafa döndüm. Daha sonra iki yanındaki tabureye kuruldum ve elimle barmene işaret verdim.
Çocuk garip sesler çıkarmaya ara verip bana döndüğünde Kutay'ın bana sarkan arkadaşı olduğunu gördüm- Ege miydi adı?
"Selam." Baygın gözlerle ona bakıp karşılık verdim. "Selam."
"İyi gözüküyorsun." Gözlerini kısarak konuşması bir anlık dikkatimi dağıttı.
Sonra söylediği sözlere odaklandım ve istemsizce sırıttım. "Öyle mi dersin," önüme gelen tekila bardağını hızlıca fondipleyip, mavi gözlerimi ona diktim.
"Aslına bakarsan intihar etmemi engelleyen tek şey, elimde bir jilet olmayışı."
Samimi bir sırıtışla cevap verdi. "Depresif espri anlayışını sevdim."
"Bacaklarımı sevdiğinde neler olduğunu gördük. Yeni bir bira faciası istemeyiz sanırım." Sesimin iğneleyici çıkmasına uğraşmamıştım ama ses tonum bana bile yabancı gelmişti. Hep o Kutay denen it yüzündendi. Sinir ve uyku sistemimi altüst etmişti. Elbette her Allah'ın gecesi onun o kahverengi gözlerini ve kadifemsi sesini düşünmüyordum. Sadece bünyem alışık değildi böyle şeylere. Kırk yıl düşünsem bir erkek tarafından terslenip, kekeleyeceğim aklıma gelmezdi. Evet, asıl sorun buydu; onun üzerimdeki etkileri. Yani sorun yine Kutay, seni gerizekalı.
Ege ise mahcup bakışlarla kafasını aşağı eğdi. "Şey, o konu," Eğik başını kaldırmadan bar masasının üstünde duran telefonuyla oynamaya başladı. "Aşırı porno izlemekten, kendini durduramayan bir 5.sınıf öğrencisi gibi davrandığımı biliyorum. Ama-"
Şu an ne kadar tatlı gözüktüğü hakkında hiçbir fikri yoktu. "Tamam sus. Hormonların hakkında yapacağın açıklama gram ilgimi çekmiyor. Sadece tekrarlanmasın yeter."
Seslice bıraktığı nefesi durumu daha da gülünçleştiriyordu. Kafasını hızlıca kaldırarak gülümsedi. "Emin olabilirsin." Onayladığımı belirten birkaç kafa sallamadan sonra merak ettiğim konuya geldim. "İki kişilik kurt sürünüzün devamı nerede?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Kendime Sakladım (ARA VERİLDİ)
Fiksi RemajaDünyada yaşayan 7 milyar insan, 7 milyar ruh var. Ve bazen tek ihtiyacımız olan, içlerinden birisi. -One Tree Hill-