Bölüm 12

2K 201 30
                                    

-"Ne, yarın mı?"

-"Üzgünüm ama burada daha fazla kalmak istemiyorum. Kalırsam sen saçma sapan şeyler yapabilirsin."

-"Ne gibi?"

-"Bilemiyorum. Sen dengesiz birisin."

Sait gülümsedi. Sonra yüzümü okşadı.

-"Denge ne kelime, dünyam kaydı benim" dedi. Kahkaha attım. "İşte seni böyle görmek istiyorum" dedi. Ona sarıldım. "Seni seviyorum" diye fısıldadı. Sonra yüzümü ellerinin arasına aldı. Dudaklarını yaklaştırdı. Onu tuttum.

-"Hayır. Bunu yapamam."

-"Benden hoşlanmıyorsun değil mi?"

-"Hayır, bende seni seviyorum ama senin düşündüğün gibi değil. Hem hoşlansaydım da sen nişanlısın. O kızın kalbini kıramazsın."

-"Senin için gerekirse kırarım."

-"Yapma Sait. Doğru olanı yapmalısın."

-"Ben kalbimi dinliyorum ve kalbim senin doğru olduğunu söylüyor."

Gözlerine baktım. Başka bir şey söylemedim. Beni çölde bulduğu anı hatırladım. Bana kızmalarını... Çadırda sarılarak uyumamızı... Salonda koşuşturmamızı ve gün batımını izlememizi... O mükemmel biriydi. Anılarımdan sıyrıldım. Hala öylece oturuyordu.

-"Sait bana bilet ayırt."

Kafasını kaldırıp yüzüme baktı.

-"Biraz daha kal, lütfen."

-"Bana yarın için bilet ayırt, lütfen."

-"Peki."

Tek kelime ile berbat halde kalktı ve odamdan çıktı. Bende yatağa uzandım. Uykum vardı.

...

Lincoln perdelerin arasındaydı. Yanında dans kıyafetleri giymiş bir kadın vardı. Bir müzik çalıyordu. Lincoln oturmuş nargile içiyor ve kadını izliyordu. Bense hayalet gibiydim. Kadın huşu ile dans ediyordu. Çok güzeldi. Elindeki şalını yüzüne sarıyor, başının etrafında gezdiriyordu. Bu yüzden yüzünü göremiyordum. Esmer bir teni vardı. Saçları kalçasına kadardı. Uzun boyluydu. Müzik bitince Lincoln'ın kucağına oturdu. Lincoln şalı alıp fırlattı ve kadının belini sardı. O anda kadının yüzünü gördüm. Isabel!

...

Ter içinde uyandım. Akşam olmuştu. Nefes nefeseydim. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra salona baktım. Sait ortalarda yoktu. Avluda havuzun başına oturmuştum ki Latifa yanıma söylenerek geliyordu.

-"Kalk oradan kalk" dedi.

-"Bir şey yapmıyordum ki Latifa."

-"Ona ayak sokulmaz. Kaç kere diyeceğim sana."

-"Ama ayaklarımı serinletiyorum."

-"Geliyorum sana oklava ile. Dur sen."

Latifa koşuşturuyordu. Ben de kalkıp bahçede koşmaya başladım. Latifa yarım yamalak İngilizce öğrenmiş, bana kızıyordu. Kapının önünden geçerken, kapı açıldı ve Sait'e tosladım.

-"Ah..." Yere kapaklandım.

-"Ya vaili" Latifa hemen yanıma koştu. Sait elimi tuttu. İkisi bir beni kaldırdılar.

-"İyi misin Marcelo?"

-"İyiyim Sait."

Sait Latifa' ya neler olduğunu sordu. O da anlattı. Sait Latifa' ya kızdı.

In The Shadow of Love IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin