Bölüm 18

2K 187 45
                                    


Sait geleli birkaç hafta olmuştu. Onunla piramitlere, Sonora Çölüne gittik. Paseo de la Reforma' da bir kafede kahve içip, sonra sokak dansçılarını izledik. Akşam vakti bir parkta salıncaklarda oturuyorduk.

-"Sait."

-"Efendim?"

-"Böyle şeyler sorulmaz ama... Ne zaman gideceksin?"

-"Benden bu kadar çok mu sıkıldın?" Dedi gülümseyerek.

-"Hayır! Öyle demek istemedim."

-"Sakin ol, şaka yapıyorum."

-"Peki ya sorumun cevabı?"

-"Aslında buraya yerleşmek istiyorum."

-"Ne?!"

-"Evet, buraya yerleşmek, seninle yaşamak istiyorum."

-"Sen ciddi misin?"

-"Evet, gayet ciddiyim."

Salıncaktan kalktı ve önümde diz çöktü. Ellerimi tuttu.

-"Seninle yaşamama izin verir misin?"

Yüzüm kızarıyordu. Heyecan basmıştı.

-"Şey... Peki ya ailen? İşin?"

-"İş her yerde çoktur. Ailemi de sık sık birlikte ziyarete gideriz. Olmaz mı?"

-"Sen bilirsin tabi. Ama burası senin kültüründen çok farklı. Uyum sağlayabilecek misin?"

-"Sağlayabilirim."

-"Öyle diyorsan."

-"Soruma yanıt vermedin."

-"Ha? Hangi soru?"

-"Seninle yaşamama izin verir misin, ufaklık?"

'Ufaklık' kelimesi, içimdeki bir yaraya dokunmak gibi canımı yakıyordu. Başımı eğdim.

-"Sana daha kaç kez bana böyle söyleme diyeceğim."

-"Özür dilerim. Ama sana öyle hitap etmeyi seviyorum."

Elimi öptü. Sıkı sıkı tutuyor, bırakmıyor ve hala yerden kalkmıyordu.

-"Hey kalk, öyle durma."

-"Cevabını duyana dek kalkmayacağım."

-"Tamam, benimle yaşayabilirsin."

-"Gerçekten mi?" Sesi çok coşkuluydu.

-"Gerçekten."

O an bir ses duydum. Birkaç kız kıkırdamasıydı ve yakınlardan geliyordu. Etrafıma bakındım. Sol taraftaki ağaçların altında kızlar vardı ve bize bakıp kıkırdıyorlardı. Hemen ellerimi bıraktırdım.

-"Çabuk ayağa kalk artık sersem, rezil oluyoruz."

Sait ayağa kalkmak yerine kollarını dizime dayadı ve kızların olduğu yere doğru bakıp gülümsedi.

-"He?! Eve gidince seni öldüreceğim Sait!"

-"İstediğini yapabilirsin" dedi ve işaret parmağını burnuma dokundurdu.

Ona tekme atıp kalktım. Yere yuvarlandı. Kızlar kahkaha atıyordu. Ben de sinirle hızlı hızlı yürüyordum. Sait üstünü silkeleyerek peşimden koşuyordu.

-"Bekle beni."

-"Eceline susadıysan peşimden gel."

Eve vardığımızda yorgunluktan bitmiştim ve kendimi koltuğa atmıştım.

In The Shadow of Love IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin