On Sekizinci Bölüm"MİNİK PORTAKAL"

43K 3.7K 5.9K
                                    

"B-benden mi h-hoşlanıyorsun?!"

Bağırış ile hayret nidalarım birbirine karışmış, karşımdaki bedenin söylediği sözcükleri idrak edememekten muzdarip düşmüştüm.

"Evet. Duydun işte. Hoşlanıyorum senden."

Her sözünden sonra bakışlarını koridorun sonuna dikmesi dikkatimi çekse de hala olayın şokunu üstümden atamamıştım.

Onun gibi birisinin benden hoşlanıyor oluşu, inanılmazdı...

"Yani benden h-hoşlanıyorsun?"

"Dedim ya, evet. Hoşlanıyorum."

"HOŞT ULAN! SALAK MI ZANNETTİN BENİ?!"

Omuzlarından tuttuğum gibi onu geriye savurduğumda sırtını duvara çarpmıştı. Arkamı bile dönmeden hızla koridordan çıkacaktım ki bileğimi kerpeten misali kapan Jimin yüzünden eylememi gerçekleştiremedim.

Tekrardan eski pozisyonunu aldığında iki omzumu elleriyle duvara sabitlemiş, yüzünü olabildiğince yüzüme yaklaştırmıştı.

"O çocukta olup bende olmayan tek bir şey söyle, tek iyi özellik söyle."

"..."

Sessizliğim onun bana olan aşırı yakınlığı değildi, söyleyecek bir şeyimin olmayışıydı.

Jimin, Geunjoon denen insan müsveddesinden kat be kat iyiydi.

Babalarımızın bir olması, hayatın cilvesiydi. Onun gibi bir canavarın bizim evde yaşıyor oluşu, ruhumu derin bir ızdıraba sürüklüyor olsa da onu öldüremezdim. Veyahut evden kaçamazdım.

Reşit olsam bile babama hala saygı duyuyordum ve o canavarla birlikte yaşamasına göz yumamazdım.

"Susuyorsun, neden? Bak Jaehyun, onun benden kötü olduğunu sen de biliyorsun!"

"Ne değiştirir Jimin? Sırf böyle dedin diye ikna olup seninle mi sevgili olacağım?"

"Olma! Benimle sevgili olma! Ama en azından o heriften ayrıl."

"Jimin, derdin ne anlamıyorum ama-"

"Hala anlamadın mı? DERDİN SENSİN!"

"NEDEN?!"

Bağırışlarımız koridoru inletirken kolumdan tutup beni kütüphaneye sürükledi. Ona izin verdim çünkü biraz daha bağırırsan Bay Jeon tarafından enselenecektik.

"Derdin ne Jimin? Ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Daha kaç defa söyleyeceğim, seni kıskanıyorum."

Hah.

Beyefendi daha geçen gün ağzıma sıçıyordu sırf beni ağabeyimle gördü diye.

Bu, kıskançlık olamazdı.

"Bu kıskançlık değil Jimin, nefret."

Gözlerinde gördüğüm saf nefret, iliklerime kadar titrememe neden olmuştu.

"Nefret mi? Sen bu hislerime nefret mi diyorsun?"

Sessizce tısladığında bu sefer gerçekten korkmuştum.

Saf korku.

Birkaç adım gerilediğimde ondan kaçtığımı anlamış olacak ki, o da birkaç adım bana yaklaştı.

"J-jimin, bence gel oturup konuşalım."

"Yaptığım şeyin farkında değilsin. Aptal."

Aptal mı?

Bana aptal dedi.

Sensin o.

Elbette ki bunu sesli söyleyemezdim, şu durumda beni öldürebilirdi.

OH MY TEACHER¹ • Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin