Öyle güzel uyuyordu ki... Ondan önce uyanmıştım ve onu izliyordum. Yanıksı teninde parmağımı gezdirip, nefes alışını dinliyordum. Bana doğru döndü ve gözlerini açtı. Gülümseyerek kolunu bana sardı.
-"Bu anı öyle uzun zamandır hayal ediyordum ki..." dedi.
-"Hayallerin gerçek oldu."
-"Henüz değil."
-"Hey, daha ne istiyorsun?"
-"Seninle yaşayabilmeyi. Bunu da gerçekleştirirsem o zaman tüm hayallerin gerçek oldu diyebilirsin."
-"O da olacak değil mi? Bana söz ver. Geri döneceğine ve beni hiç yalnız bırakmayacağına söz ver."
-"Söz veriyorum"
Alnımdan öptü. Ona sıkıca sarıldım. Sözleri bana güven vermişti. Yine de korkuyordum onu kaybetmekten, gidip de geri gelmemesinden.
Birlikte bir kafe de kahvaltı yapıyorduk. Sait garsondan ekmek istedi.
-"Yeterince ekmek var Sait. Kim yiyecek bu kadar ekmeği"
-"Onlar." Dışarıda kaldırımın üzerinde gezinen kuşları işaret ediyordu.
Garson ekmekleri getirdiğinde, dışarı çıkıp ekmekleri ufak ufak bölüp kuşlara attı. Ne ilginçtir ki kuşlar insanları görünce genelde kaçarlar ama Sait yaklaşınca kaçışmadılar bile. Gerçekten de hayvanlar onu seviyor gibiydi. Sait'in öyle kocaman bir kalbi vardı ki, içi merhamet doluydu. Onu gülümseyerek izledim. Masaya tekrar döndüğünde telefonu çaldı.
-"Alo? Günaydın... Hiç bu kadar iyi olmamıştım... Sen nasılsın? Evet dışarıdayız. Sende gelsene... Tamam, mesaj atıyorum şimdi. Görüşürüz."
-"Kimdi o?"
-"Gelince görürsün."
-"Sakın bana Leo geliyor deme."
-"Peki demem."
-"Sait! O herif neden geliyor?"
-"Şşşş. Biraz sakin ol ufaklık. O senin arkadaşın değil mi? Neden böyle davranıyorsun?"
-"O herif benim arkadaşım filan olamaz."
-"Neden?"
-"Çünkü o bir hain!"
-"Ne yaptı ki sana?"
-"Seni benden çalmak istedi. Daha ne yapacak!"
-"Bağırma bi'tanem. Sakin ol. Beni senden kimse çalamaz. Ben hep seninim."
Elimi tutmuş sakin sakin konuşuyordu. Yüzüm kızarmıştı öyle söyleyince. Evet, o benimdi. Sait'i kaybetmek gibi bir niyetim yoktu. Bir süre sonra Leo restoranın kapısından içeri girdi. Bir öfke birikimi yaşıyordum. Gülümseyerek yanımıza yanaştı.
-"Günaydın sabah şekerleri."
-"Günaydın Leo" dedi Sait. Ben değil konuşmak, yüzüne bile bakmıyordum. Direkt Sait'in yanına geçip oturdu. Kendine bir fincan kahve söyledi.
-"Ee? Nasılsınız?"
-"İyi. Sen nasılsın?"
-"Sağ ol Sait, ben de iyiyim. Bugün Lenalie ile randevum var heyecanlıyım."
Vay utanmaz, hala o kızı kandırıyordu demek. Hem sevgilisi var, hem de gözü başkalarında.
-"Neden benimle konuşmuyorsun Marce?" Sonunda beklediğim soruyu sormuştu.
-"Seninle konuşacak bir şeyim yok."
-"Yapma ama. Ben sana ne yaptım?"
-"Bir de utanmadan bunu soruyor musun?! Sait ile yatmaya kalktın. O gece neden birlikte uyudunuz ha?!" Hırlar gibi konuşuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In The Shadow of Love II
Romance"In The Shadow of Love" adlı hikayenin devamı, ikinci sezonudur.