'Ha, Lincoln???' Şok olmuştum. Sait ona Lincoln demişti. Peki, gerçekten o muydu? Karşıdan alaycı bir gülme sesi geldi.
-"Ben Lincoln filan değilim. Ona bu konuşmadan da bahsetme..." *DIT DIT DIT*
Sait telefonu kapattı. Ona suçlarcasına bakıyordum.
-"Ona neden Lincoln diye seslendin?"
-"Çünkü O'ydu."
-"Bunu nasıl bilebilirsin?"
-"Bana Bay Çakma diyecek başka birini tanımıyorum da ondan."
Haklıydı. Meşhur telefon sapığım demek Lincoln'dı. Sürekli arayıp sesimi dinleyen O'ydu. Peki neden? Neden arıyor ve sesimi dinliyordu ki?
-"Hala yetmedi mi bana yaptıkları? Ne istiyor?"
Ellerimi yüzüme kapattım. Canım öyle yanıyordu ki... Sait bana sarılsın istiyordum. Ama o kıpırdamadan duruyordu. Sonra aniden odadan çıkıp kapıyı çarptı. Biraz sonra Leo odaya girdi. Daha üzerini bile giyinmemişti.
-"Neler oluyor Marce? Sait nereye gitti?"
-"Bilmiyorum."
-"Ne oldu? Kavga mı ettiniz?"
-"Hayır, Lincoln aradı."
-"Ne?! Ne zaman?"
-"Az önce. Meğer sürekli beni arayan o sapık Lincoln'mış."
-"Nasıl anladınız?"
-"Sait açınca telefonu, konuştu."
-"Yüzsüz herif. Peki, ne dedi?"
-"Sait'e sen kimsin gibilerinden hesap sorup kapattı."
-"Bir de hesap soruyor ha? Kim oluyorsa... E peki Sait ne yaptı?"
-"O olduğunu anladığında kızdı. Lincoln da telefonu kapattı."
-"Ooffff. İşler yine berbat olacak."
Salon da Sait'in dönmesini bekliyorduk. Leo uyuyakalmıştı. Ben ise hala camdaydım. Neredeyse sabah olmak üzereydi.
-"Neredesin Sait?"
Koltukta ruh gibi oturuyordum. Beynim uçuyordu. Kapı yavaşça açıldı. Sait paltosunu soyup direkt yatak odasına yöneldi. Ardından yürüyüp omzunu tuttum. Korkmuştu.
-"Sen yatmadın mı?"
Yüzüne anlamsızca baktım.
-"Berbat görünüyorsun Marcelo. Gel."
Elimden tutup odaya götürdü. Karşıma geçip yüzümü tuttu.
-"Sen neredeydin bu saate dek?" dedim ve ellerini ittirdim. Başını eğdi.
-"Dolaştım."
-"Bu başıboşluk da neyin nesi?"
-"O herif moralimi bozdu."
-"Buna izin vermemeliydin. Benim yanımda olmalıydın."
-"Seni hala neden arıyor bilmek istiyorum. Eğer onunla Fas'ta karşılaşırsam bunun hesabını soracağım."
-"Sor. Ama bir daha habersizce çekip gitme."
-"Özür dilerim."
Elimi tuttu. Elimi çekip bir battaniye çıkardım dolaptan.
-"Salon da mı yatacaksın?" diye sordu.
-"Saçmalama neden ben salonda yatıyormuşum?"
-"O ne için o zaman? Beni odadan mı kovuyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In The Shadow of Love II
Romantizm"In The Shadow of Love" adlı hikayenin devamı, ikinci sezonudur.