Şok olmuştum. Demek benim biricik sevgilime dokunmuştu. Kafamda aptal sahneler canlanmaya başladı. Marcelo utangaç bir tavırla kıpırdamadan duruyordu ve o ellerini sevgilimin bedeninde gezdiriyor öpüyor ve... Buna daha fazla dayanamıyordum. Onu tuttuğum gibi ayağa kaldırdım ve bir yumruk daha attım. Yere yığıldı.
-"O sadece benim! Anladın mı? Ona dokunmaya nasıl cüret edersin?!"
Üzerine çöktüm. Bu kez o beni yakamdan tuttu ve yerde yuvarlandık. Üzerime çıktı. Bu kez yumruk atma sırası ondaydı.
-"Bana vurmaya hakkın yok! O zamanlar yanında bile değildin! Onu istemiyordun. O yapayalnızdı. Ne kadar üzüldüğünü, senin için ne kadar ağladığını biliyor musun?"
-"Buraya gelmeme izin veren benden kurtulmak isteyen O'ydu."
-"Acaba neden istedi? Bunu hiç düşündün mü ha?! Onun duygularıyla oynadığını düşünüyordu. Çünkü sen adi bir şerefsizsin."
-"Ne diyorsun ulan sen?!"
Onu üzerimden itip başka bir yumruk atacakken elimi yakaladı.
-"Yalan mı?"
-"Onunla asla dalga geçmedim. Ne biliyorsun ki sen..."
Beni itti ve kalkıp yere oturdu. Ben de yanına oturdum.
-"Anlat o zaman bilmek istiyorum."
Başım zonkluyordu.
-"Onunla olan düşmanlığımız eskidendi. Evet karısına aşıktım ve onu karısı uzun süre benimle aldattı. Isabel... O dişi şeytanın tekiydi. Marcelo' yu bırakıp benimle olacağına inandırdı beni. Bekledim ama yapmadı. İkimizle de oynadığını anladığımda Marcelo hafızasını kaybetti. Bizi birlikte gördüğü bir gün asansörde baygın bulduk. Sonra her şeyi temize çektik. Bir süre ondan sakladık. Bu sırada sürekli onu izledim. Nereye giderse peşinden gittim. Onu korudum. Olanları anlattığımda bana çok kızdı. Evini terk etti. Bende kaldı. Gidecek başka yeri yoktu çünkü. O her zaman masum olandı. Ondan asla nefret edemedim."
Cebimden sigara çıkardım. Sait' e de uzattım.
-"İçer misin?"
-"Olur."
Yaktım ve dumanını havaya doğru üfledim. Sait de sigarasını yaktı.
-"Devam etsene."
-"Amma da meraklıymışsın çakma ikiz."
-"Artık çakma değilim" dedi ve gülümsedi.
-"Doğru."
-"Devam et Lincoln. Lütfen."
-"Bana yerleştiğinde onun aslında tanıdığım gibi biri olmadığını gördüm. Çocuk gibi olması dışında. Tanıdığımdan daha masum, temiz ve saftı. Git gide ona alıştım. Bir gece beni ansızın öptü. O an her şey içimde bir düğmeye basmış gibi alevlendi. Ona karşı hissettiğim şeyin ne olduğunu bilmiyordum. İçimdeki merhamet duygusu öyle yüksekti ki, onu korumak istiyordum. Ona kıyamıyordum. Gözlerine baktığım an yüreğim sıkışıyordu. Sımsıkı sarılmak istiyordum. Zamanla anladım. Bu aşktı. Kabullenmek çok zordu onun için. Tabi ki onun duygularıyla oynadığımı düşünmesi normaldi. Ama doğru değildi. O benim en kıymetli varlığım. Onun eli kesilse kanı benden akar. Bir damla gözyaşı düşse içim erir. Anlıyor musun?"
-"Ama onu çok ağlattın. Gözlerimin önünde ağlattın."
-"Mecburdum Sait. Suratıma baksana. Ben bile kendimden nefret ediyorum. Hem sen bana onu hak etmediğimi söylediğinde haklıydın. Artık yanında sen de vardın. Bana ihtiyacı yoktu. Yanında tertemiz bir geçmişe sahip başka bir Lincoln'ı vardı. Onu seninle görmek beni yıkmıştı. Ama bu sayede benden daha kolay kopardı. Sen onu mutlu edebilirdin. Ama edemedin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In The Shadow of Love II
Romance"In The Shadow of Love" adlı hikayenin devamı, ikinci sezonudur.