Lincoln arabayı deli gibi sürüyordu. Konuşamıyordum. 'Keşke söylemeseydim' diye iç geçiriyordum. Ama aptal Leonardo önünde sonunda Lincoln' a ağzından kaçırırdı. Söyleyecek yalanım kalmamıştı. Leo' ya bir zarar gelsin istemiyordum ama olan olmuştu. Evin önüne geldiğimizde Lincoln ani fren yaptı. Emniyet kemerimi takmamış olsam ön camdan fırlayabilirdim. Deli gibi arabadan indi ve koşar adımlarda Leo' nun kapısına dayandı. Kapıyı çalmıyor yumrukluyordu. Leo' nun ışıkları yanıyordu.
-"Evde olduğunu biliyorum Leonardo! Aç kapıyı şerefsiz! Adi pislik! Aç!"
*GÜM! GÜM! GÜM!*
Kapı açıldı. Lincoln onu yakasından yakaladığı gibi kafa attı. Leo yere yığılmıştı.
-"Lincoln yapma!" Onu tutmaya çalışıyordum. Ama öyle hızlıydı ki yakalayamıyordum. Leo' yu yakasından yerde sürükleyerek salonun ortasına getirdi. Salon boş değildi.
-"Neler oluyor? Aman Tanrım!"
-"Daniel?"
Şaşırmıştım. Bunun burada ne işi vardı? Lincoln yerde yatan Leo' nun üzerine çöktü. Yakasından tuttu.
-"Ben sana güvenmiştim. Onu sana emanet etmiştim! Sen emanete böyle mi sahip çıkıyorsun ha?!"
Suratına bir yumruk geçirdi. Leo ölü gibi bakıyordu. Öyle ruhsuz bir haldeydi ki... Lincoln ağlıyor ve yumrukluyordu. Yanına çöktüm ve kolunu tuttum.
-"Canını yakmak istemiyorum Marcelo. Çekil!" diye bana bağırdı.
-"Lincoln lütfen yapma."
-"Neden?! Bunu hak ediyor."
-"Yine de yapma."
Lincoln yakasını yeniden kavradı.
-"Sevdiğini söylüyorsun değil mi? İnsan sevdiğini bu hale getirir mi? Ona kıyabilir mi? Ben ona bakmaya kıyamıyorum! Sen nasıl dokunursun?"
-"Özür dilerim." Leo ilk kez konuştu. Donuk bakışlarından iki damla yaş süzüldü. "Bana ne istiyorsan yap. Hak ediyorum. Sarhoştum. Pişmanım ve bir daha asla onun yanına bile yaklaşmayacağım."
-"Elbette yaklaşmayacaksın!"
-"Merak etme. Biz arkadaşlığımızı bitirdik."
-"Yeter artık" dedi Daniel ve Lincoln' ın ellerini Leo' nun yakasından ayırdı. "Onu rahat bırak. Kendi acısı ona yetiyor. Görmüyor musun?"
Lincoln ağzı yüzü kanlar içinde kalan Leo' ya baktı. Sonra üzerinden kalktı. Beni kolumdan tutup dışarı sürükledi. Arabaya binip oradan uzaklaştık. Sahile bir yere çekti ve indi. Arabanın önüne oturdu. Bir süre yanına gitmedim. Yalnız kalıp, sakinleşmeliydi. Sonra indim ve yanına gittim.
-"Kızdığında içinden bir canavar çıkıyor."
-"Özür dilerim Marcelo. Ama söz konusu sen olunca sakin falan olamam."
Beni kolumdan tutup kolları arasına çekti. Yeniden ağlamaya başlamıştı. Kollarından sıyrıldım ve yüzüne baktım. Çaresiz ve çökmüş görünüyordu. Elimi yüzüne koydum.
-"Neden ağlıyorsun?"
-"Ah, lanet olsun. Bilmiyorum."
-"Ağlama sevgilim."
O an kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Hüznü yerini şoka bırakmıştı.
-"Ne dedin sen?"
-"Ağlama."
-"Sen bana... Sevgilim dedin. İlk kez... Ah." Sırıttı ve gözyaşlarını sildi.
-"Ben öyle bir şey demedim. Sen yanlış duymuşsundur" dedim ve arkamı döndüm.
-"Gel buraya." Kolumdan yakaladığı gibi kendine çevirdi ve dudaklarıma yapıştı. Sevgi doluydu öpücüğü her zamankinden farklıydı.
-"Seni çok seviyorum ufaklık."
-"Ben de seni."
Gülümsedi. Arabanın arka kapısını açtı. Kolumdan çekip beni içeri itti.
-"Ne yapıyorsun?"
-"Şşşşş. Biraz sessiz ol. Ortalık karanlık olsa da bizi kimse dikizlesin istemiyorum."
Beni koltuğa yatırdı.
-"Yapma Lincoln! Şaka yapıyor olmalısın. Burada, arabada... Olmaz!"
-"Neden olmasın?"
-"Biri görür!"
-"Camlar siyah kimse göremez. Sen yeter ki sessiz ol."
Başka bir şey daha söyleyemeden dudaklarıma yapıştı. Dilini değirdiğinde kendimden geçmeye, akışına kapılmaya başlamıştım. Dışarıda, hele de arabanın içinde böyle bir şey yapmak, kabul ediyorum heyecan vericiydi. Lincoln tişörtümü sıyırdı.
-"Mmh"
Elleri her yerimdeydi. Dilini göğüs ucuma değiriyordu, emiyordu, öpüyordu. Deliriyordum. Uyuşuyordum.
-"Lincoln, dayanamıyorum."
-"Tamam sevgilim."
Pantolonumun düğmesini açtı ve çıkardı.
-"Ah..."
Kasıklarımı öpüyordu. Sonra sabırsızlıkla beklediğim şeyi yaptı. Başını bacak arama gömdü.
-"Mmmhhh"
Rahatladığımda, kafasını bacak aramdan çekip, dudaklarını yeniden dudaklarıma bastırdı. Bu kez ben ellerimi onun tişörtünün altına geçirdim. Bu daracık yerde, bacaklarımın arasına sıkışmış kocaman Lincoln tamamen benimdi. Pantolonunu indirdi. Dudaklarını yeniden dudaklarıma bastırarak bağırmamı engelledi. Bedenini bana bastırdı. Nefesim kesilmişti. Kesinlikle acıyordu. Dudaklarımı çektim.
-"Ah!"
-"Şşşş. Sessiz ol bebeğim."
-"Ah! Ah..."
Sait ile yaparken canım yanmamıştı. Sadece Lincoln ile yaparken böyle oluyordu. Sımsıkı ona tutundum.
-"Ah, ah, ah...."
-"Sesin beni deli ediyor."
Dudaklarıma arzu dolu bir öpücük kondurdu. Bir eliyle saçlarımı gözümün önünden çekti.
-"Yüzün öyle güzel ki..."
Başını boynuma gömerek devam etti.
-"Seni seviyorum ufaklık"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In The Shadow of Love II
Romance"In The Shadow of Love" adlı hikayenin devamı, ikinci sezonudur.