Yeni evimizi bulmuştuk. Eşyalarımız bile gelmişti. Geriye sadece eski eve kilit vurup, buradan gitmek kalmıştı. Salona bakıyordum. Lincoln eşyaları arabaya indirmişti. Sonra gelip saçlarımı karıştırdı.
-"Ayrılamayacaksan gitmeyelim."
-"Hayır, tabi ki gidiyoruz."
İçimde yine de bir hüzün vardı. Bu evde onunla anılarım vardı. Ama geçmişimden tamamen sıyrılmalıydım öyle değil mi?
Yeni evimiz iki katlı bahçeli bir villaydı. Evin önünde kocaman bir havuz vardı. Lincoln getirdiğimiz son eşyalar ile birlikte üst kata çıkarken, ben de havuza bakan boydan boya cam olan duvarın önünde duruyordum. Kedim de yeni evi garipsemişti ve gezinip etrafı tanıyordu. Geçmişimden kaçarken aslında tamamen geçmişe gömülmüştüm. Çünkü hafızam geri gelmişti.
Lincoln kendini koltuğa attı. Terlemişti.
-"Hey Marcelo. Bir kahve yapsan ve beraber içsek hiç fena olmazdı sevgilim."
-"Doğru dürüst istersen neden olmasın."
-"Pekâlâ, kahve yapar mısın ufaklık?"
-"Tabi."
-"Teşekkürler."
Kahveleri getirip yanına oturdum.
-"Sen bir numarasın."
-"Yağcılık yapma"
Saçlarımı deli gibi karıştırdı ve koluyla boynumu sıkıştırıp başımı eğdi.
-"Yapma Lincoln! Berbat derecede ter kokuyorsun!"
Beni bıraktı ve biraz yana kaydı. Sonra tişörtünü soydu.
-"Daha nazik söyleyemezdin. Bir de bana kızıyorsun" deyip tişörtünü suratıma attı.
-"Öööğ. İğrenç"
Tişörtü suratıma çarpmıştı ve ter kokusu yoğun bir şekilde burnuma gelmişti. Kıkırdadı ve bir sigara yaktı. Onun sigara içmesine bayılıyordum. Evet, sigara kötü ve zararlıydı. Ama bir insan nasıl bu kadar seksi sigara içebilirdi ki? Sigarayı parmakları arasında tutuşu, dudaklarına götürdüğü an ondan sevişircesine duman çekişi ve üfleyişi... Tanrım... Üzerine atlayıp onu öpmek istiyordum.
Bana döndü ve sırıttı. Elinin tersiyle yanağıma hafifçe vurdu ve bir duman daha üfledi.
-"Bana şöyle bakmana bayılıyorum ufaklık."
Eline vurdum. Gülümsedim.
-"Lincoln sana bir şey söylemek istiyorum."
-"Dinliyorum."
-"Ben bir süredir sana söylemek istiyordum. Ama doğru zamanı yakalayamadım."
-"Neymiş bu söylemek istediğin şey?"
-"Ben hafızamı geri kazandım."
Küçük dilini yutmuş gibi bakıyordu. Hiç bir şey diyemiyordu. Sigarasını yavaşça söndürdü. Başını dizlerine doğru eğdi. Kollarını dizlerine dayadı. Derin bir nefes aldı.
-"Benimle ilgili her şeyi hatırlıyorsun değil mi? Isabel ile neler karıştırdığımı, bizi basmalarını, seni pataklamalarımı... Ettiğim hakaretleri... Boğazını... Sıkmamı..."
-" 'Pis cüce, senden nefret ediyorum. Isabel seni benden daha çok sevdiği için senden nefret ediyorum' dediğini bile hatırlıyorum."
Lincoln ellerini yüzüne kapattı. Sonra kalkıp banyoya gitti. Uzun bir süre gelmeyince banyonun kapısına dayandım ve içeriyi dinledim. Sanırım kendini suyun altında sakinleştirmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In The Shadow of Love II
Romance"In The Shadow of Love" adlı hikayenin devamı, ikinci sezonudur.