1.Bölüm "Erkek Lisesi"

79 9 8
                                    

Hayatta hiç sevmediğim yerlerden biri olan yere gelmiştim. Gerçekten burada okuyamazdım. Karşımda yazan tabelanın üstüne bakarak,anneme döndüm. "Canım annem sen kızını erkek lisesinde okutamazsın değil mi?"dedim. Buna karşılık annem kaşlarını çatarak "Bu senin son okulun ister oku ister okuma. Okumak istemezsen bir yerde çalışırsın olur biter" diyerek tek kaşını havaya kaldırdı. Oflayarak "Peki anne. Umarım bu okulda ölürüm." diyerek annem elime bir kağıt sıkıştırdı ve arabaya binerek gitti. Gidişini izledikten sonra elimde yazan kağıda baktım ve tabelada yazan "Kocaeli Özel Erkek Lisesi" yazısını okudum ve okula girdim.
Merdivenden çıkarken öküzün biri koluma çarptı. "Yavaş olsana öküz. Resmen 7.4 şiddetinde sarsılma hissetim. Gerizekalı"diye bağırdıktan sonra önüme döndüm. Hayır ya müdür tam karşımda duruyor. Alt dudağımı ısırdım ve hafif bir tebessüm ettim. Müdür biraz öksürmüş gibi yaparak "Küçük hanım burada küfür etmek yasak. Unutmamalıyız ki okul kuraları diye birşey var."diyerek kaşlarını çattı. "Özür dilerim"dedim ve gülümsedim. Müdür arkasını dönüp gittiğinde bir "oh" çektim. Koridorlarda dolşırken sınıfımı bulmaya çalıştım. 10-C sınıfını ararken buldum ve sınıfın kapısını çalarak sınıfa girdim. Hoca bana "Hoşgeldin transfer ögrenci"diyerek beni tahtanın önüne çağırdı. "Bize kendini tanıt bakalım"dedi. Derin bir nefes alarak "Ben hayat" dedim ve gülümsedim. Hoca bana bakarak "tamam kısa ve net bir açıklama oldu. Pınarın yanına geçebilirsin" dedi. Dediği kızın yanına geçerken sınıfa göz gezdirdim. Bu okul erkek okulu olabilir ama benim gibi birçok kizda burada okuyordu. Bir çok kız dediğim en az 5 kişiydik.Şaşırmıştım çünkü tahmin ettiğim gibi bir okul değildi. Hemen yerime geçtim. Birkaç kişi arkasını dönüp bana baktığında "bir sorun mu var?"dedim. Böyle dememle herkes bana bakmayı kesip önüne döndüler. İstediğim bir yerde oturuyordum. Bu sıra tamda bana göreydi sıralarda en çok sevdiğim yer pencere kenarıydı. Ders boyunca gözüme takılan tek şey arkada oturan erkeklerdi. Ne garip içlerinden sadece biri dersi dinlemeyip müzik dinliyordu ve aynı zamanda tek siyah giyili olan oydu. Diğerleri ise okul kıyafetini giyiyordu ve ayni zamanda dersi dinliyorlardı. Hoca siyah giyili çocuğun yanına giderek kulağındaki kulaklığı çıkarıp "Kaan hemen müdürün yanına gidiyorsun"dedi. Demek ki çocuğun adı kaanmış. Kaan deninlen çocuk ayağa kalktı ve hocaya ters ters bakıp sınıftan çıktı. Herkes tekrardan derse döndü. Birkaç dakika sonra zil çaldı. Herkes aşağıya inmişti. Ben ise sınfıta tek başıma oturuyordum. Sınıfın kapısı açıldı ve içeriye kaan denilen çocuk ve diğer arkadaşları içeri girdi. Dik dik bana bakan kaan bana dışarı çıkmamı söyledi. Ben ise bana emir verilmesinden nefret ettiğim için hiçbirşey demedim ve telefonumu çıkarıp kulaklığı kulağıma taktım ve müziği son ses açtım. Kaan denilen çocuk çaprazımda olan sıraya tekme attığında biraz irkildim fakat hiç korkmadım. Dişlerini dişlerine bastırarak "sana dışarı çıkmanı söyledim küçük hanım"dedi. Kulağımdaki kulaklığı çıkartım. Bunu duyduğumda sinirlenmiştim çünkü birinin bana küçük hanım demesinden nefret ederdim. Ayağa kalkıp "eğer çıkartmak istiyorsan çıkar bakalım. Senden korkmuyorum "dedim. Güldü ve üstüme doğru yürüdü. Aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdikten sonra bana soğuk nefesiyle fısıldayarak "Şu saaten sonra benden korkmalısın. Ve şuan sana vurmadığıma şükretmelisin aynı zamanda kız olduğuna da"dedi ve duvara sert bir yumruk geçirdi. Elini geri çektiğinde bana acayip sinirlenmişti. Ve elindeki kanlar yere damliyordu abartısız bir şekilde. Onu çok sinirlendirdiğim için çok pişmandım. Eline bakmak için elimi uzatığımda elini geri çekti ve "benden uzak dur sana zarar vermek istemem küçük hanım"dedi ve kapıya doğru yürüdü, kapıyı eliyle sert bir şekilde yitip dışarı çıktı. Biz kapışırken zil çoktan çalmıştı. İçeriye birkaç kız ve erkek girdi. "Ben gerçekten kaanı hiçbir zaman bu kadar sinirli olduğunu görmemiştim"dedi ve yanındaki kızlarda bu söze onay verdiler. İçeriye sınıfın en popüler kızı girdi ve bana kızgın kızgın baktı. Olduğum yerde donakalmıştım. Hemen bir nefes verdim ve yerime geçip oturdum içeriye hoca girdiğinde herkes sınıftaydı zaten. Pınar denilen kız bana bakarak "iyi misin?"dedi. "Evet"diyerek hocayı dinledim. Kaan sınıfa girmemişti. Bu ders onu görememiştim. Camdan aşağıya baktığımda kaan denilen çocuk ezik olan bir çocuğu karşısına geçirmiş konuşuyordu. Bir kaç şey söyledikten sonra başını sağa çevirdi ve hafif bir tebessüm etikten sonra ayağıyla çocuğa sert bir şekilde vurdu. Çocuk yediği tekmenin ardından neye uğradığını şaşırarak karnını tuttu. Buna dayanamadığım için el kaldırdım ve hocadan lavabo izini istedim. Yeni geldiğim için hoca izin vermişti. Hemen kapıdan çıktım ve merdivenlerden aşağıya indim. Aşağıya indiğimde kaan'a doğru yürüdüm ve tam karşısına geçerek "sen ne bok yediğini sanıyorsun? Amacın ne senin? Bu okulun kötü çocuğu olabilirsin ama herkese vuramazsın"dedikten sonra yere dizlerimi çökerek oturdum ve "iyi misin?"dedim. Karşımda doğrulmaya çalışan çocuk bana bakarak "iyiyim"dedi. Elimi uzattım kalkması için fakat kaan beni kolumdan kavrayıp ayağa kaldırdı. "Küçük hanım yaşından büyük işlere kalkışma istersen sonu kötü olur" diyerek beni yitti. Ardından bir tane daha çocuğun karnına vurdu. İçim cızz ettiği için hemen ona vurdum. Kaan arkasını döndüğünde bana çok sinirli bir şekilde bağırarak " sana boyundan büyük işlere kalkışma demiştim ama sen haddini aştın!"diyerek beni yitti. Yitmesiyle yere düşmem nerdeyse bir oldu. Kolum çok kötü sıyrılmıştı fakat umursamadım ve yerde duran çocuğu kaldırdım tam kaan vuracağı sırada "Sakın! Sakın aklından bile geçirme sonu senin için kötü olur kaan bey!"dedikten sonra çocuğu alıp merdivenlerden çıktım. Bu okulda eminim ki bir pansuman odası vardır. Çünkü sonuçta burası bir özel okuldu. 1. Kattaki nöbetçi öğrencilerden birine sorduktan sonra çocuğu pansuman odasına götürdüm. Kaşı ve dudağı patlamıştı. Hemen bir pamuğa birazcık ilaç dökerek kaşına sürdüm. Çocuk "ah" diyince pamuğu biraz daha hafif bastırdım. İçeriye bir erkek ögrenci girdi. Koyu kahverengi gözlü hafif kumral saçlı çocuk "sen çık ben hallederim" diyince sen kimsin demek istedim fakat sonra boşverdim. "Peki" dedikten sonra pansuman odasından tam çıkarken"pardon birşey sorabilir miyim?"diyince tek kaşı havada "beni köşeye kıstıracak bir soru değilse elbette sorabilirsin seni dinliyorum"dedi. "Yanlış anlama ama adınızı öğrenebilirmiyim?"dediğimde "Ben kerem bu da bizim sınıftan erhan"dedi ve önüne döndü. "Bende hayat memnun oldum"dedim ve bana tebessüm etti. Kapıyı kapattım ve sınıfa geçmek için tam kapıyı çalacakken birinin ağzımı kapattığını hissetim ve sonrasında ne olduğu bilmiyorum.
Merhaba arkadaşlar. Bu benim 3. Kitabım biliyorsunuz ki Yanlız Aşık kitabım çok beğenildi ve bende dedim ki neden yeni bir kitap yazmayayım dedim. Ve size bu kitabı yazdım umarım beğenirsiniz. Bu arada güzel kapak yapmayı bilen varsa bana mesaj atabilirmi?

Siyah ve BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin