#AÇIK PENCERE#

94 6 0
                                    

☺Şarkı ile okuyun güzel olur.☺

''Ahh merhaba ben Mika." Dedim ortamı yumuşatmak için zaten sonra ne olduğunu öğreneceğim. Elimi uzatmıştım. Birisi bana elini uzattı ve elimi tuttu. Diğeri ise gözlerini odamda gezdiriyordu. Bana bakmıyordu bile. Elimi tutan çocuk

"Merhaba bu sahneyi bir daha yaşayacağımızı bilmezdim ama ben Taehyung bana Tae diyebilirsin." Çok sıcakkanlı bir tipe benziyordu. Diğeri ise tam tersi. Ama kendimi ona daha çok yakın hissediyordum. Nedenini bilmiyorum. Ama hissediyorum.

Tae bunu dediğinde bize dönmüştü. Ve direk elimize bakmıştı. Sinirli gözüküyordu. Nedenini bilmeden Tae'den elimi hızla çektim. Sanki beni yönetiyordu. Anlamıyorum.

"Ben Jungkook. Beni hatırlamaman iyi oldu neyse ben gidiyorum. Benim işim var daha." Bunları derken gözümün içine bakıyordu.

Sanki bunları boşuna demiş bana yakın olmak istiyor da olamıyormuş gibi. Sanki benim bir lafım onu hemen bana bağlayabilirmiş gibi. Bana o kadar şey anlatmaya çalışıyormuş da ben anlamıyormuşum gibi.

Tam gidecekken kolundan tuttum. Ona dokunduğum an içimden ağlama isteği geldi ama kendimi tuttum. Gözlerinin içine bakarak.

"Gitmeni istemiyorum. Neden bilmiyorum ama yanıma geldiğinden beri değişik hissediyorum. Önceden bir şey mi yaşadık. Neden kendimi sana bağlı gibi hissediyorum. Neden sana her baktığımda ağlama isteği geliyor. Ve neden şimdi gitmek istiyorsun?" Dediklerim doğruydu. Neden bana böyle hissettiriyor. Neden onu seviyormuşum ama terkedilmiş hissediyorum.

"Beden bunu isteme. Sona daha fazla zarar vermek istemiyorum. Sende istemezsin beni hatırlamaman beni sana daha kolay unutturur. Ama şimdi gitmeliyim." Son dediği cümlede kolunu ellerimden nazikçe çekmişti. Herkez bizi izliyordu. Sonra Jimin herkesi dışarı çıkardı ve kapıyı kapattı. Ikimiz yalnızdık kalmıştık. Böylesi daha iyi olmuştu. Bence. Konuşmaya başlamamla yüzüme bakmaya başladı.

"Senden bunu istiyorum. Hadi diyelim ben seni unuttum sen beni nasıl unutacaksın. Bunu nasıl yapmayı planlıyorsun. Belki sadece seni hatırlamıyorum. Hatırladığım zaman ben tekrardan üzülmeyecek miyim? Tekrardan zarar görmeyecek miyim?" Doğru diyordum değilmi? Istemsizce gözümden yaşlar gelmeye başladı. Neden aglıyordum? Işte bunun cevabını bilmiyorum.

"Ahh tanrım! Mika beni seviyormuşsun gibi davranma artık. Beni hatırlamıyorsun bile. Ben senin yanında kaldıkça kendimi suçlu hissetmekten başka bir şey hissetmeyeceğim. Bunu anla artık!?." Beni hala sevdiğini biliyorum Jungkook. Ama ben sadece yaşadığım anıları hatırlamıyorum. Duygularımı değil.

"Ben sadece geçirdiğimiz günleri hatırlamıyorum. Sana bakışlarımı senin bana bakışlarını ben sadece bunu hatırlamıyorum. Bana her ne olduysa sadece hafızamı silmiş. Duygularımı değil. Sen de bunu anla artık.!" Diye bağırmıştım ona karşı. O ise ifadesiz bir suratla bana bakıyordu.

"Seni sevmiyorum Mika. Zaten hatırlasan da hatırlamasan da üzülecektin. Benim için bir hiçsin artık." Ne diyorsun? Bu da ne şimdi.

"Ne diyorsun sen Jungkook. Hiçsin de ne demek? Seni sevmiyorum ne demek? Senin yüzünden ölüyordüm ben be. Şimdi nasıl bana bunu dersin. Bana cevap ver?" Neden bana bunu diyorsun şimdi.

"Seni SEV-Mİ-YOR-UM Mika. Anladın mı? Hem sen istedin benim yerime ölmeyi yani bu senin suçun. Bana sen değil kanın lazım tamam mı? Kanını vermek istiyorsan ben buradayım." Gülmeye başladı cidden şu an gülüyor musun? Hah seni anlamıyorum.

ARADAKİ MESAFE (JEON JUNGKOOK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin