[Medya:Libreria's Bookstore/Seul]
[18:36]Taehyung'un ağzından;
"Fişinizi almayı unuttunuz hanımefendi" dememle arkasında ki kızlarla gülüşmeye başladı.Hadi ama al gitsin işte!
Tezgaha doğru eğilip elini kızlara döndürdü.Öbür kızın çantasından bir kart alıp bana döndü ve bana doğru yaklaşıp kartı gömleğimin cep kısmına koydu.Elimde ki fişe uzanıp elimi kavradı ve sıktı.Sizi bilmem ama ben bunlarla hergün karşılaşıyorum.Hızlıca elimi çekmemle duraksadı.Fişi aldığı sırada göz kırpıp dükkandan kuyruklarıyla beraber gitti.Sadece o değil bu yaşta ki çoğu kız beni görmek için tezgahta oyalanıyordu.Oyalanmalardan en çok duyduklarım "Kitaplar benim canım"diyerek kendini kitap kurdu diye tanıtanlar."Benim en sevdiğim kitap türü sensin"diyerek hiç birşey elde edemeyenler."Ayağım çok acıyo!"diyip kendini yere atanlar.
Ve daha neler neler 20 yaşında olmama rağmen küçük kızlar bile böyle yaklaşımlarda bulunuyordu.Burda 5 yıldan beri çalışmama rağmen hiç normallik olmadı.5 yıldan beri burda çalışmama patronum Kim Namjoon sebep oldu.Onunla en iyi arkadaşlarız beni kitaba o bağladı.
Aslında buranın patronu onun dedesiydi ama dedesi vefat edince tüm varlıklarını Namjoon'a devretti.Namjoon benden yardım istediğinde daha 15 yaşındaydım burayı ünlü bir kitabevine çevirdik.İkimizde 5 yıldan beri burdayız.
Kitapevinde ki insanların gitmesini bekliyordum.8'de kapatmamız gerekiyordu ama bazen bu süre uzuyabiliyordu.İçerde son 5 kişi çoğunluğun burda kitaplara bakmadığını biliyordum nerden mi? Önümde beni dikizleme çalışan kızın kitabı ters tutması bunun için yeterli sebep onların yanına gidip yardımcı olmazsam gitmezlerdi.
İstediklerini elde edince gittiler.Son 1 kişi kalmıştı.Yaşlı Ajumma buraya hep gelirdi.Her zaman ki yerinde Bilim kurgu/Fantastik yerindeydi.Yardım etmek için yanına yaklaştım."Merhaba Ajumma, yardım edebileceğim birşey var mı?"diye sordum sesimden ürkmeliydi ki kalbini tutup "Korkuttun be çocuğum"demişti.Ufak bir kıkırtı bıraktıktan sonra Ajumma aradığı kitabı söylemişti.
Raflarda ki kitaplara göz attım.Buralarda olmalıydı.Gözüme çarpan kitap adıyla hemen eğilip altta ki raftan kitabı elime alıp Ajumma ya verdim.Birlikte kasaya adımladık.Parasını ödedikten sonra gideceği sırada vazgeçip bana doğru döndü.Cebinden bir anahtarlık çıkarttı.Üstünde kalbinde ki kılıçla diz çöken siyah bir melek vardı.Ona soru soracağım sırada gittiğini fark ettim.Ama kapı sesi duymamıştım.Farketmemişimdir dedim içimden.Saat 8 olmuştu dağılan kitapları toplamaya başladım.
İnsanlar çok sorumsuzlardı aldıklarını yerine koymayıp en yakın rafa atıyorlardı buda benim geç kapatmama yol açıyordu.Çoğu zaman Namjoonla beraber olurduk ama erkek arkadaşının Doğum günü olduğunu söylemişti.Benide davet etti ama ben burayı bırakamazdım.Her halinden heyecanlı olduğu belli oluyordu elleri tir tir titrer hep bana danışırdı.Bir kere bizi telefondan tanıştırmıştı.Orda adının Jin olduğunu öğrenmiştim.
Dükkan kapatmaya hazır hale gelmişti.Üstüme paltomu alıp dışarıya çıktım.Kilitlemeye başladım o arada içerden bir gölge gördüğüme yemin edebilirdim.Tekrar baktığımda yoktu.Şuan dizide ki kız
olsaydım içeri girerdim ama ben o değilim.[Katkat SüperMarket/Seul]
[20:25]Eve yürümeye başladım en yakın süpermarkete uğrayıp ramen aldım orda yemeye başladım.
Ajumma yı gördüm el salladım gülerek yanıma yaklaştı."Ajumma neden hemen gittiniz.Size sorularım vardı?"deyince gülümsedi."Öyle gerekti anahtarlığı merak ettiğini biliyorum yakında fark edersin oğlum."Deyip yanımdan ayrıldı.Böyle şeylerden nefret ederdim.Açıklaması olmayan hediyelerden bunun suçlusu Namjoon hyung tu Doğum günlerimde al bunu diyip giderdi.Ama sevgilisine gelince mumlar,güller,mekan ayarlamalar kaçınılmazdı.
Namjoon hyungla aynı üniversitedeydik ama o çoğunlukla sevgilisinin yanına giderdi o olmazsa onun arkadaşlarına Ne zaman gelmek için zorlasa birşey uydurur gelmezdim.Benimde tercihlerim vardı ve ben asosyalliği seçmiştim.Bu yüzden okulda ki kimseyle iletişimim yoktu Namjoon hyung hariç onuda okulda zor görürdüm zaten.
Bitirmiş olduğum rameni çöp kutusuna atıp evin yoluna koyuldum.Namjoon hyungla ev arkadaşıydık.Neden hep Namjoon hyun diyeceksiniz çünkü ailem beni terk ettikten sonra beni büyüten kişiydi bu yüzden bende büyük önem taşırdı.
[Namjoon&Taehyung Dairesi/Seul]
[20:56]Dairemize giriş yaptım.Her zaman ki gibi Namjoon hyung'un horlamasıyla karşı karşıyayım.Yatakta garip bir pozisyon almıştı aynı yeni yapılan tatlının tabağa konma anı gibi elleri açık,bacaklar koşma pozisyonunda her an saldıracakmış gibi.Bu haline gülüp ufak bir duş aldım ve kendimi uykunun kolları arasına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my angel ✘ vkook
Fanfic"O kendinden kaçmak için koşardı hep, ben ise nefesim kesilene kadar ona koşardım."