Medya: Hazal'a çarpan kişi
Telefondaki mesajı okuduktan sonra kafamı kaldırdım. Etrafa bakmaya başladım. Yoksa gizli numara şuan burada mıydı? Beni mi izliyordu ? Bu gizli numara benim dengemi bozuyordu. Ben film izlerken bile filmin önce sonunu izleyip sonra baştan filmi izleyen bir kızdım. Evet filmin sonunu izledikten sonra baştan tekrar izlemenin bir mantığı yoktu ama napabilirdim bu da benim garip alışkanlıklarımdan biriydi sadece.
Ben düşüncelerimle boğuşurken bir bedene çarptım. Tam yere düşecekken belimden tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Kafasında siyah kapşon olduğu için kim olduğunu göremiyordum. Elimi uzatıp kapşonunu çektim ve dalgalı kumral saçlarının dökülmesine izin verdim. Belirgin elmacık kemikleri ve sert bakışları ile 'ben bad boyum' diye bağırıyordu.İnce bacaklarını saran siyah bir kot ve üstünde bordo bir tişört vardı. Mankenlik ajansından fırlamış gibiydi. Çok incelediğimi fark edince utandım ve gözlerimi kırptıştırdım. O ise beni hiç umursamamış gibi görünüyordu. Görünüşe göre soğuk ve katı biriydi. Başını kaldırınca gözleri büyüdü ve bir süre beni inceledi. Sanki inanamazcasına bana bakıyordu. Neden böyle baktığını anlamamıştım. Sonra yüzünde sıcacık bir tebessüm belirdi. Gülümseyince gözleri kısılıyor ve elmacık kemikleri daha çok belirginleşiyordu. Bu da çok güzel bir manzara sunuyordu gözler önüne. Sanki annesinin çok uzun zamandır istediği bir oyuncağı almış gibi bir mutluluk vardı gözlerinde.Ama gülümsemesi kısa sürdü ve soğuk ifadesine geri döndü. Sonra hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştı.
Bu yüz bana çok tanıdık geliyordu. Ama nerden olduğunu çıkaramamıştım.Ben arkasından bakarken birden telefonum titredi. Ekrana bakınca her zamanki gibi Gizli Numara'dan olduğunu gördüm.
Gizli numara: Gözlerindeki parıltı, yüzündeki tebessüm ve güzelliğin hiç değişmemiş sevdiğim.
Hazal : Yoksa sen o musun?
Gizli numara: Daha herşeyi açıklamak için çok erken güzelim. Belki o benimdir , belki de değilimdir. Bunu zamanı gelince öğreneceksin sevdiğim.
Gizli numara: ÇEVRİMDIŞI
Aman tanrım yoksa gizli numara o muydu? O değilse peki kimdi? Rüzgar olabilir miydi? Yok canım o benim 5 yıldır arkadaşım. Bana farklı duygular hissetseydi anlardım. Bana kardeşi gibi davranıyordu. Ayrıca kendisi gelip bana söylerdi. Ulaş o olabilir miydi? Ama aşktan anlamazdı ki. İlk aşkını bekliyordu ama daha aşkın ne olduğunu bile bilmiyordu. Ulaş'ı da eledik. Ediz, bana biraz yakın davranıyordu. Ama o olsaydı neden gizli numara ondan uzak dur desin? Belki de beni kandırıyordu. Ondan her şey beklenirdi.
Ne kadar çok düşündüm ben bugün. En iyisi biraz dinlenmek. Eve varınca kapıyı çaldım, annem açınca elini önlüğüne sildiğini gördüm. Mutfakta yemek yapıyordu herhalde , kapı çalınca da hemen açtığını göz önünde bulundurursak elini önlüğüne silmesi mantıklıydı.
- Kızım gel içeri geç, en sevdiğin yemeklerden yaptım. Elini yıka da sofraya otur. Sıcak sıcak yemeğini ye.Babanın bugün toplantısı var geç gelecek dedi ve sinsi bir şekilde gülümseyip mutfağa gitti.
Bende büyük bir heyecanla elimi yüzümü yıkayıp formalarımı çıkardım. Çantamı çalışma masamın üstüne bıraktım.Pijamalarımı giyip, ponduflarımı ayağıma geçirdim. Saçımı dağınık topuz yaptım.Mutfağa resmen uçtum. Hemen masada ne var ne yok diye göz gezdirdim. Yok yoktu, o derece yani. Mantı, sarma , dolma, patates kızartması, içli köfte , künefe, taş kadayıf, çörek börek, tuzlu pasta ve daha sayamayacağım birçok şey. Baklava bile vardı yahu. Ama bu kadar yemeğin olmasının ancak bir nedeni olabilirdi. Bugün günlerden neydi, salı. Aman tanrım, bugün ALTIN GÜNÜ VARDI! Annem benim dehşet içinde yemeklere baktığımı görünce olayı kavradığımı anladı ve gülmeye başladı. Demek bu yüzden bana sinsi bir şekilde gülümsemişti ve altın gününü sevmediğim için şaka yapmıştı. Kızgın bakışlar ile anneme bakınca terliğini gösterince , bende anneme küçük emrah bakışlarımı atıp " Hani bunların hepsini ben yiyecektim." diye söyleniyordum. Neden bu kadar üzülüyordum çünkü yemek deyince bende akan sular dururdu ve altın gününden nefret ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Numara Mı?
HumorHazal'ın Gizli'ye olan aşkını kendine bir türlü itiraf edememesi, Ulaş'ın Selin yüzünden aşka inanmamasından sonra, ilk görüşte aşık olması, ( Tabii yaptığı şebeklikleri unutmamak lazım.) Rüzgar'ın büyük aşklar nefretle başlar teorisinden nefret e...