İnsanın hayatı boyunca sırtında bazı yükler vardır. Ama insanın kalbini en cok acıtanda kendinin bir başkasına yük olduğunu bilmektir. Sen birisini seversin, yana yana her gün onu düsünürsün. Saatlerden bile anlam cıkarırcasına seversin. Ama o baskalarıyla mutludur bilirsin. O kadar seversin ki; mutluluğuyla mutlu olursun. Beni sevmek onu mutsuz edecekse sevmesin dersin. Cogu zaman bencilliğin tutar ama ''Banane ya ben bu acıyı cekiyorsam o da katlanabilir. Beni sevsin.'' dersin. İnsanların tesellilerini duymak istemezsin. Cünkü sadece zavallı insanlara teselli verilir ve güçlü olman gerektiğinin farkındasındır. Denersin,denersin soluğun kesilir kendinde güç bulamazsın. Ve öyle bir an gelir ki gücün herseye yeter ama asla onun sevgisinin önünde eğilemezsin. İnsanı ayakta tutan bir parça vardır. Bu da o insanın içinde beslediği umuttur. İnsan yaşıyorsa hala bir umut vardır derler. Ama aslında yaşadıkça daha çok tükenirsin. Ölümün soğukluğunu tadarsın ister istemez.
Yasadıkca birseyler düzelir sanırsın ama öyle olmaz. Hiçbirsey düzelmez ve senin bunu düsünmen bile bir umuttur. Sadece kendini kandırırsın.Her sabah uyanırsın güzel günler olacak dersin kendi kendine. Aslında ne kadar dersen de bu sadece kendini tatmin etmeni sağlar. Aslında iyi giden birsey yok hayatında. Sadece inanmaya calısıyorsun. Umut ediyorsun. Ama bir yerden sonra yoruluyorsun. İste o zaman artık umut etmek yerine ölümü tatmak istiyorsun. Sanki cok güzel birseymis gibi. Belkide biz sadece zora gelince kaçmak istiyoruz. Bu kaçısın sonunda da ölmek istiyoruz. Ama bunu istemek yerine çırpınıyoruz. Her gün daha iyi olmak için çırpınıyoruz. Ve bir gün gerçekten mutlu oluyoruz. İste o zaman hayatımızın sonu oluyor belkide. Belkide hiç tatmadığımız kadar mutluluk tattığımız zaman işte bu dünyada olmayacağız. Sen öleceğini bile bile yasıyorsun ya daha nelere katlanamazsın ki. İnsanı yıpratan asıl şey aşktır. Aşk dünyanın en acı verici duygusuyla en mutluluk verici duygusunun karısımı gibi birseydir. Kimilerinin midesinde kelebekler uçmasını sağlar ki kelebeğin ömrü bile birkaç gündür. Kiminin ise soludugu nefesi ciğerlerine dizer ask. Doğduğu güne lanet ettirir. İnsan en sevdiklerini yeni insanlarla unutmak ister hep. Bu hayat hep böyle sürer gider. Biri uğruna gözyası döktüğümüzde o gözyaslarımızı silecek birisi çıkar elbet karsımıza. Hem gözyaslarımızı siler hem de o gözyaslarını akıtan insanı siler. Ve biri gelir hayatına. Diğer herkesi unutturur. Bu böyledir. İnsan mutluyken mutsuz olmaktan korkar, mutsuzken mutlu olamamaktan..
İnsan sever. Çok sever. Aşırı sever. Ama hiçbirsey dıstan göründüğü gibi değildir. Aşık oldugunda gülmekten cok ağlarsın. Asık oldugun kişi onun için ağladıgını sandığı zamanlarda sen kendin için ağlarsın. O sana geldiğinde sen kimsede göremediğini onda gördüğün için kucak acarsın. O diğer kızları kendine aşık etmek için klişe lafları sıralarken sen oturur gülerek onun çabasını izlersin. Çünkü bilirsin her aşk bir gün biter. Hepsinin neticesi bir hoşçakaldır. O seni üzer sen ağlarsın. Belkide yalvarırsın. Ama bu ona yalvarısın değildir. Bu senin kendine gelebilme çabandır. Sen ağlarsın çok ağlarsın hatta hep ağlarsın. O pis pis güler dısından. Sen onun taa içini görürsün. Bu yüzden arkadaslarına sürekli onu anlatırsın. Konustukça büyür içinde. Aynı zamanda yok olur. Ve o bir gün sana haksızlık ettiğini düsünüp geri geldiğinde sen gerçekten gülümsüyor olursun. Hayatta kimsenin yaptıgı karsılıksız kalmaz. Ve herkesin eline koz geçer. Önemli olan eline gecen fırsatı görebilmen ve o kozu iyi kullanmandır.