Gece birkaç sese uyandım. Koridorda ilerliyordum. Her yer karanlıktı. Ayağıma bir şey takıldı ve yere düştüm. Islandım. İçimden "yalvarırım sadece su olsunn" diyordum. Bir saniyede aklımdan binlerce düşünce geçmişti. Ya bu Bob un cesediyse? Baktığımda Bob'un cesedi olmadığını gördüm. Ancak bu köpeğimin cesediydi. Toprağından kim çıkarmıştı onu? Derken karşıda birini görür gibi oldum ancak bu şey havada uçuyordu! Hayalet olamaz diye düşünürken donup kalmıştım ne yapacağımı bilmiyordum. Ancak insan olduğunu düşünüp takip ettim. 13. Odaya girdi... ben hiçbir şey olmamış gibi yatağıma yattım. Uyumaya çalıştım ama olmuyordu işte. Gözlerimi kapatamıyordum. Belki olanların gördüklerimle alakası yoktu (Rose nin kolunun kesilmesi hariç) belki köpeğimin ölmesi hayalet yüzündendi. Çok korkmuştum. Zaten bu yüzden sadece odasına kadar takip ettim. Eğer insan olsaydı öldürürdüm ama emindim;o bir insan değildi! O bir hayaletti. Uyuyamıyordum çünkü içerde bizden başka birisi ve bir hayvanın cesedi vardı. Canım köpeğimi de gömememiştim zaten o korkuyla. Bob'un odasına bile gidememiştim.
Ama ben bir çocuk değildim. 25 yaşındaki bir gençtim. KORKMAMALIYDIM. Büyük bir cesaretle birlikte odamdan çıktım. Koridorun ışığını açtım ve hiç korkmuyormuş gibi ilerledim. Odamdan çıktığıma pişman olacağım bir manzarayla karşılaştım. Bob odasının önünde ölüydü! Bacakları yoktu. Her yer kan gölü olmuştu. Onu öldüren her neyse bir süre yerde sürümüştü. 13. Odanın kapısından Bob'un odasına kadar. Bu evde daha fazla kalamazdım. sabahı bile beklememeliydim şimdi toparlanmalıydım.
Hemen toparlanmaya başladım. O kadar duygu içinde sanki bir saniyede toparlanmıştım. Artık hiçkimseyle tanışmamalı, kimseyi sevmemeliydim. Sevdiğim herkes,her şey ölüyordu...