Stephan'ın elinde tuttuğu tepsiyle masaya geri dönüşünü izlerken bizim çocuklar üniversite anılarını anlatıp sohbeti daha da yoğunlaştırmışlardı.Stephan yedi bardak sıcak çikolatayı tepsiden bir bir masaya bıraktı ve tekrar kafenin mutfak kapısından girip gözden kayboldu. Kendi bardağımı önüme çektim.Bu akşam lise arkadaşlarımla buluştuk çünkü uzun zamandır görüşmüyorduk , artık liseli gençler değil üniversiteyi bitirmiş yetişkinlerdik ancak kimsenin eski neşeli ve çılgın hali gitmemişti hala 'biz'dik işte.16-17 yaşlarındaki hayatımız yoktu artık 21 yaşındaydık ve bir işte çalışmanın getirdiği bazı sorumluluklarımız vardı.Tabi ben çalışmıyorum yani henüz , hukuk bölümünü bitirdim bu geçen sürede ama iş arama gayesine şimdilik girişmedim.Ve bu akşam buradayım ,kendi evimde , kendi kasabamda , arakadaşlarmın yanında.Sık sık sosyal ağlarda mesajlaşırdık ama yüz yüze olmanın tadını vermezdi tabi.Her zamanki yerimizde ,küçük kasabamızın tek kafesi olan Charlie's de buluştuk bu akşam.Dışarda çiseleyen yağmur ve esen sert rüzgarın aksine içerdeki bu sıcak hava iç çekmeme neden oldu.Bu akşam yedi kişiydik , sekiz değil çünkü Josh aramızda yok.Son sınıfta ondan ayrılmıştım ve bir daha onu hiç görmedim.Dört yıl.Uzun bir zaman.Zaten onunla dört yıl çıkmıştık.Tüm lise hayatım ve ondan bir yıl öncesi...Onu seviyordum ama...Jessica'nın sesi beni düşüncelerimden çekip çıkardı.
-"Heey!Dünyadan Megan'a , çikolatanı içmeyecek misin?"
bunu kıkırdayarak söylemişti.Yüzüme geniş bir tebesdüm yerleştirdim ve içeceğimden bir yudum aldım.Burada , onların yanında mutluydum.
-"İçtim işte."
dedim ve alnıma düşen kahverengi saçımı geriye attım.Bu sırada Mark ve Justin futboldan konuşmaya başladılar.
Jessica benim en iyi arkadaşımdır.İnsanlarla çok samimi olmayı sevmem ama Jessica bir istisna. Oturduğum yerde kollarımı göğsümde kavuşturarak ona bir soru yönelttim.
-"Richard ile nasıl gidiyor bakalım?"
Jessica uzunca iç çekti ve sarı , kıvırcık saçlarını eliyle ensesinde topladı.Bu soruyu sorduğuma pişman oldum çünkü yüz ifadesi hiç de iyi bir cevap alacakmışım gibi durmuyor.Büyük ve gösterişli bir kahkaha attı.
-"Bana evlenme teklif etti."
dedi.O an masamızda ki herkesin gözleri Jes'e çevrildi.Kimi şaşkın görünüyordu kimi de sırıtıyordu.Ben ise bir an garipsedim.21 yaş evlenmek için erken diye düşünüyorum. Ama yine de bu Jes'in kararı.
-"Bu inanılmaz , senin adına çok sevindim Jes!"
Bu sözleri büyük bir sevinçle söyleyen grubumuzun neşe kaynağı Karen'dan başkası değildi elbette.Jes'in solunda oturduğu için ona sarılması da zor olmadı.
-"Tebrik ederim Jes."
diyip elini sıkıca tuttum ve ardından bıraktım.Justin'in yorumu hiç gecikmedi.İki elinide havaya kaldırıp indirerek birilerini sakinleştirmeye çalışıyormuş gibi görünüyordu.O birileri bizdik elbette.
-"Hey hey bayanlar Jes sadece evlilik teklifi aldığını söyledi "kabul ettim" demedi.Öyle değil mi?"
Bunları kendinden emin bir tavırla söyledi.Justin hep öyleydi zaten.Soğukkanlı ve cesur.Eğer bir suç işlenmesi ya da işlenen bir suçun itiraf edilmesi gerekiyorsa bu Justin'in işiydi.Omuzlarımı dikleştirdim ve daha dik oturdum.Aslında Jessica'nın buna bana daha önce söylememiş olması kafamı karıştırmıştı.
-"Kabul ettin , değil mi Jes?"
diye sordum ciddi bir ses tonuyla.Jessica yerinde sabırsızca kıpırdanmaya başladı.Herkesin beklediği cevabı verecekti.
-"Elbette kabul ettim çocuklar. "
Bunu masadakilere tek tek göz gezdirerek söyledi.
-"Onu tanıyorsunuz iyi biri ve ayrıca..."
sözünü kestim ve
-"Senden on yaş büyük!"
deyiverdim birden.Jes'in heyecanlı suratına gölge düştü ve sırtını koltuğa geri yasladı.Şimdide masadaki gözler bana çevrilmişti.Kimsenin böyle birşey söylememi beklemediği açıktı.Masadakiler her ne kadar en iyi arkadaşlarım olsalarda başımı meydan okurcasına dikleştirdim , düşündüğüm şeyi sonuna kadar savunmak benim işimdi zaten ve öyle de yapmalıydım.Jes'e döndüm
-"Yanlış hatırlamıyorsam Jes , Richard babanın şirketinde çalışan bir editördü , değil mi?"
Ses tonumun dışarda esen Kasım rüzgarından farkı yoktu.Jes şaşkın görünüyordu.Büyük , mavi gözleri büyümüş ve dudakları aşağı sarkmıştı.Cılız bir sesle
-"E-evet."
diyebildi.Hala herkes bana bakıyordu.Verdiğim bu sert tepkinin nedenini gözlerimde arıyorlardı.
-"Richard senin için ideal ve çekici bir erkek olabilir ama bu evlenmek için yeterli mi bir düşün derim."
Bu teklifi bana neden daha önce söylemediğini sormadım çünkü sırf bu yüzden karşı çıktığımı düşünebilirlerdi.Jessica'nın gözleri doldu.
-"Onu seviyorum ve biz iyi anlaşıyoruz."
Bu sefer sesi daha da cılızlaştı.Onu bu hale getirdiğim için vicdanım sızlamalı mıydı yoksa düşüncemi mi savunmalıydım bilemiyorum ama bu onun için.İleride pişman olabilir. İfademde hiç değişikliğe gitmeden devam ettim.
-"Şimdilik bu böyle.Henüz 21 yaşındasın , evlenmek için erken diye düşünüyorum.Ayrıca ya başkasına aşık olursan.Gençsin.Hepimiz öyleyiz Jes.Bunları bir düşün."
Bir çırpıda ve sakince söylediğim bu sözlerin karşılığının ağır olacağını bilemezdim.Jes gözünden akan bir damlaya rağmen sesini yükseltti.
-"Tüm bunları Josh seni terkettiği için çekemiyor olmayasın?"
dedi ve o an kafamda binlerce şimşeğin çaktığını hissettim.Bunu nasıl söylerdi.Josh beni bırakmamıştı ben ondan ayrılmak istediğimi söylemiştim. Çünkü...onun bir sırrı vardı.Benim taşıyamayacağım bir sır...Onu değiştiren bir sır...Jessica bunu bilmiyordu ve böyle söylemesi normaldi ama yine de bu doğry değildi.Karen'ın ona sessizce "ne yapıyorsun Jes , kes şunu" dediğini duydum.Jessica benim sözlerimi artniyetli algılamıştı ancak değildi.Şimdi herkes nefesini tutup -Jessica hariç- benim tepkimi bekliyordu.Montumu ve çantamı alıp kafeyi terk ettim.Dışarı çıkıp bir adım atmıştım ki gördüğüm şey karşısında küçük dilimi yutabilirdim.
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADIŞI
VampireYıllar önce bir sırrı yüzünden terkettiği eski sevgilisini gören Megan , Josh ile birlikte yoluna devam edecek ama bu engellerle dolu bir yol olacak çünkü Josh'ın sırrı çok "Sıradışı"