Ona trip atarak kalktığım muhallebiciden yine onun omzunda çıktığımda kollarımı kıçının üzerinde bağlayıp somurttum. Ben trip atamayacak mıydım yahu? Ne ara kalktın da beni sırtladın vicdansız? Hayır omzunda mı ağrımıyor? Elimi yavaşça omzuna götürüp işaret parmağımla dokunduğumda elime gelen sertlik yutkunmama neden olmuştu. Eğer kas buysa Cesur'un kasları neydi? Parmağımı bu seferde sırtına değdirdim ama omzundaki sertlikten bir farkı yoktu. Yüzümdeki somurtkan ifade yerini derin bir sırıtışa bırakırken omuzunda seyahat ettiğim bu yakışıklının biraz önce benimle bir muhallebicide oturduğu gerçeğiyle kalbim tekrar tekledi ve ben trip işini unuttum. Kollarımı sırtından uzatarak ellerimi karnında birleştirdiğimde oradaki kasları da hissetmiştim.
"Bela? "
" Efendim, güzelim? "
" Belaa? "
" Efendim? "
" Be-laaaa? "
" Ne oldu, Ayşegül? "
"Be-l-aaaaağ?"
"Ayşegül, ne var?"
"Bir şey yok. "
Durdu. Saniyeler içinde beni omzundan indirmiş, gözlerimizin buluşmasını sağlamıştı. En az kalçaları kadar güzel olan yüzünü gördüğümde sırıtmam daha da genişledi. Belki ayaktaydım ama içimdeki Ayşegül ayılıp ayılıp bayılıyordu. Bu mükemmel insan benimdi. Ellerimi yanaklarına götürüp sıkacakken benden önce davranıp beni ensemden kavradı.
"Kızım sen nasıl bir şeysin? Ayran budalası gibi sırıtma. Şu şerefsiz sana bakıyor. Geç eve, ben de işlerimi halledeyim. "
Eve mi gelmiştik? Bana mı bakıyordu? Ayran mı budalasıydı? Beni mi kıskanmıştı?
" Tamam canım. Ne kızdın. "
Apartmana doğru ilerlerken arkamdan gelen kırılma sesiyle Bela'ya döndüm ama o birkaç saniye önce bıraktığım yerde değildi. Biraz önce bana baktığını iddia ettiği çocuğun üzerinde 'dayak' deneyi yapıyordu. Ona hayran hayran bakan karşı komşumuz Sırrıye ablanın evde kalmış kızı Güllüye'yi fark ettiğimde parmaklarımın üzerinde seke seke yeşil çam artisti gibi Ali'ye doğru koşmaya başlamıştım.
"Ah! Bela! Benim için kavga etme lütfen. "
Ardından bakışlarımı tekrar Güllüye'ye çevirdim. Kızla göz göze geldiğimizde işaret ve orta parmağımı önce kendi gözlerime sonra kıza doğru uzattım ve ardından da boynumu kesiyormuş gibi yapıp kıza ters bir bakış attım.
" BENİM İÇİN kavga etme. BENİM İÇİN! DUYMAYAN VARDIR BENİM İÇİN KAVGA ETME. "
Bela'yı kolundan kavrayıp geriye doğru çekiştirdim. Birazcık geriye çekilip altında debelenen Gıyasettin Abdullah'ı gördüğümde Güllüye'de perdeyi çekip eve girmişti.
" Neyse Bela, " dedim." Bunu öldürebilirsin. "
Ardından da evime doğru ilerlemeye başladım. Sevgili sevdiceğim bir belaydı. Eh, bana da bu yakışırdı.
...
Kahvemi içip yatağa uzandığımda sırıtıyordum. Bu gün olanlar inanılmazdı. Telefonumu elime alıp mesaj kısmını açarken sırıtmam biraz daha genişledi.
KİME ;BELA
Belacığım, ne yapıyorsun?
Telefonu komedinin üzerine bırakıp gözlerimi kapattım. Uyandığımda onun mesajını görmeyi diledim.
Bela'dan size iyi geceler mesajı 🌸 Bir sonraki bölüm sevgililer gününe özel 😈😈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çattık Belaya | Texting |Tamamlandı
Historia CortaÇatlak ve bir mafyanın trajikomik hikayesi. "Sen kimsiniz? "