Upuzun gibi görünen ama aslında kısacık bir süre olan 3 ay tatili başlamıştı.Daha okullar kapanalı bir hafta olmuştu.Yine her yaz olduğu gibi Bodrum da ki yazlığa gidecektik.Evde çok bunaldım ve Balın İmge'yi aradım.1 saat sonra starbucksta buluştuk. Bir iki saat dolaştıktan sonra eve döndük. Yola akşam çıkacağımız için bavulumu şimdiden hazırlamaya başladım. Eve girer girmez annemlere seslenip odama çıktım. Dolabımın üzerinde duran ve uzun zamandır kullanılmayan bavulu indirip yatağımın üzerine koydum. İçine birkaç tane günlük elbise koyduktan sonra geri kalanını askılı tişörtler ve şortlarımla doldurdum. Haziran'ın içinde olduğumuz için hava acayip sıcak. Hele ki Bodrum daha da felaket. Normal makyaj yapmayı seven kızlardan değilim ama yine de ne olur ne olmaz diye bir kaçta makyaj malzemesi koydum. Babamın en alt kattan seslendiğini duydum.
"Aryaa,kızım hazırlanmadın mı hâlâ? diye bağırıyor sesini duyurabilmek için.
"Hazırım babitom,hemen geliyorum."diye cevap verdim bende merdivene çıkarak. İki dakika içinde bavulumu alıp arabanın yanına gittim,sanırım uçtum demeliyiz. Herkes inmişti.
Babam;
"Hadi,hemen yola çıksak iyi olur yoksa uçağı kaçıracağız!"dedi kapıları açarken. Yarım saatlik yolculuktan sonra havaalanına geldik.Arabadan iner inmez amcamı gördüm ve yanına gittim,sarıldım. Amcam hem bizi uğurlamak için hem de arabayı götürmek için gelmişti. Babam anahtarları amcama verdikten sonra bekleme salonuna geçtik. Bir süre sonra uçağın 10 dakika içinde kalkacağına dair bir anons verildi. Hepimiz yerimizden kalkıp uçağa doğru ilerledik. Yerlerimize yerleştikten sonra uçak havalandı. Bir süre sonra kulaklıklarımı kulağıma geçirip müzik dinlemeye başladım. Yoksa bu saatler bitmez. Ben tam kendimi uykuya teslim edecekken yemek servisi geldi. Yemek yemeyeceğimi söyleyip geri uyuma çalıstım. Aslında açtım ama dayanabilirdim. 2 saatin sonunda Bodrum'a gelebilmiştik. Hemen boş bir taksi bulup bindik. Çok özlemişim burayı ya. Camı açıp mis gibi Bodrum havasını içime çekmek isterken 40°'lik bir sıcağın yüzüme çarpmasıyla hayal kırıklığına uğradım. Sonunda eve geldik. Bavulları taksiden indirdikten sonra siteden içeri girdik. Önce biraz etrafa bakındıktan sonra odama çıktım. Kıyafetlerimi dolaba yerleştirdikten sonra duşa girdim. Yolculuk boyunca sırılsıklam olmuştum terden. Yemek yemek için mutfağa indim. İstanbul da ki evimiz gibi bu evde truplex. Yine benim odam en üst katta. Ablamla anlaşamadığımız için katları ayırdık. Öyle bir hızla indim ki mutfağa babamı görmedim ve çarpıştık. Yolculukta yemek yemediğim için kurt gibi acıkmıştım. Yemeği yedikten sonra dışarı çıkmak için kapıya yöneldim. Sitenin içinden çıkıp sahile doğru yürüdüm.🌙
Her sene komşular değiştiği için kalıcı arkadaşlık edinemiyorum. Acaba bu sefer arkadaş bulabilecek miyim? diye düşünürken benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim bir kız geçti önümden. Ama görünüşe bakılırsa kız da gıcık bir tip vardı. Şuna bak ya nasıl da kıvırtarak yürüyor. Yani ben bununla pek anlaşabileceğimi sanmıyorum. Boş bir şezlong bulup oraya yerleştim. Bavul gibi olan çantanın içinden güneş gözlüğünü çıkardım ve şezlonga uzandım. Aradan yarım saat geçtikten sonra yanda ki şezlonga biri geldi. Sanırım meteordüştü.⚡Meteor dediğime bakmayın gerçek meteor değil çocuk çok yakışıklı da ondan öyle dedim. Havlusunu sererken bana bakarak gülümsedi. Bende emin olmak için arkama,sağıma,soluma baktım fakat benden başka kimse yoktu,yani meteorbana gülümsemişti. 3 yıldır falan erkeklerle ilgilenmeyi bırakmıştım Melih sayesinde. Melih benim çook eski sevgilim. Havlusunu serdikten sonra yanıma geldi.
"Selam" dedi.
Ben de karşılık verdim.
"Yalnız mısın?" diye sordu.
"Evet"
"Yüzmeye ne dersin?" diye sorunca bir süre kaldım öylece.
Bende tam yüzmeye gidiyordum. Yalnız takılmaktansa adını bile bilmediğim çocukla yüzmek iyi bir fikir gibi görünse de bunun doğru olacağını sanmıyorum sonuçta daha yeni tanıştık,hatta tanışamadık bile. Tam ben hayır diyecekken ayaklarım yerden kesildi. Korkmuştum.
Meteor beni kucağına alıp suya doğru koştu. Ben daha ne olduğunu anlayamadan kendimi Bodrum'un buz gibi suyunda buldum. Kafamı suyun içinden çıkardıktan sonra;
"Ne yaptığını sanıyorsun sen sersem, ya yüzme bilmiyorsam, ya boğulsaydım!" diye bağırdım.
"Hadi ordan sen de denize girmek için kalktığın çok belli." dedi dalga geçerek.
"YA ÖLSEYDİM SENİ APTAL!!"
"Ölmedin merak etme." dedi aynı ses tonuyla. Bir süre öylece durduk sadece denizin içinde. En sonunda sessizliği bozan o olmuştu.
"Yüzelim mi?" diye sordu.
"Neden seninle yüzeyim!?" diye tersledim onu.
"Yalnız mı yüzmek istiyorsun?" diye sordu tekrardan.
"Tanımadığım biri tarafından boğulmak yerine yalnız yüzmek daha mantıklı." diye cevapladım.
"Öyleyse... ben Mete" diye tanıttı kendini. Tam ben konuşacakken tekrar konuştu.
"Ya senin adın ne?" diye sordu.
"Ben de Arya."dedim.
Elini uzattı ve gülümseyerek,
"Tanıştığımıza memnun oldum inatçı" dedi
"Ben de bay ukâla" dedim. Ve dubalara kadar yarıştık. Kolları baya güçlü ama yüzme de beni geçemedi bay ukâla meteor.
Biraz yüzdükten sonra yorulduğumu söyleyip kıyıya doğru yüzdüm. Hemen arkamdan Mete de gelmişti. Sonra eve döndük. Evinin bizim yan ev olduğunu öğrendiğimden beraber gittik eve.
"Sabah 8'de sitenin girişinde ol."dedi ve gitti ben cevap veremeden.Sıcak başıma geçti herhalde anahtarımı evde unutmuşum. Zile bastıktan iki dakika sonra kapı açıldı ve içeri girdim. Aç olmadığımı söyleyip odama çıktım. Bilgisayarımı açıp Balın'ı görüntülü aradım. Bir iki dakika içinde açtı hemen. Bütün gün olanları anlattım. Saat 10 olmuştu. Bilgisayarı kapatıp yatağa yattım ve uykuya daldım...O zaman şimdilik İYİ GECELER...💚🌹 (medyada ki kız Arya değil)