Her şey tuhaf bir rüya görmem ile başladı. Klasik bir pazar gecesinden sonra yatagima girdim. Uyuyamiyordum. Belki uyurum diye kitap okumaya başlamıştımki uykuya dalmışım. Rüyamda terliyordum. Yatagim yaniyordu ve her yer çok sıcaktı. Rüyamda yanmaya basladim. Bir ses duydugumu sanip kafami cevirdim. Sanki alev benimle konuşuyordu. "Zyrac! Gel! Zyrac! Gel!" Sonra bir anda irkilerek uyandim. Seslenen annemdi. Kahvaltiya cagiriyordu. Kan ter içinde kalmistim. Yavaş yavaş mutfağa gittim. Annem omlet yapiyordu ve annemin eşi de - annemin ikinci eşi- gazete de spor haberleri okuyordu. Harvard isimli uzun boylu ve gözlüklü bir adamdir. Kendisi bir genel müdür. Iyi biridir ama gencliginde ezik bir inekti galiba. Annem omletimi masaya koydu ve yemeye basladim. Saat 8.15 te cikmam gerekiyordu fakat saat daha simdiden 8.12 ydi. Kahvaltimi bitirip hemen hazirlandim. Okul minibüsü beklemeye başladım. Minibüs gelince içeri girer girmez okulun geri zekalı kabadayisi olan Rufus tam burnumun ucuna tüküruklu kagit firlatti. Onu es gecip en iyi arkadaşım olan Clarke'in yanina gittim. Klasik selamlasmamizdan sonra bugünki olan Jimnastik sinavindan bahsettik.
1. BÖLÜMÜN SONU
