1

16 0 0
                                    

Evet gereksiz birgün. Etrafta gereğinden fazla gereksiz söylentiler, duymak istemediğimiz laflar. Konuşulanlar içine çok dokunuyor değil mi? Dokunmaz mı dokunur tabi. Koca bir boşluk, gece cama çıkarsın sokağı dinlersin, araba sesleri insan sesleri, rüzgarın sesi ve tenine dokunuşu. Peşine derin bir nefes alırsın sokağın tüm yaşanmışlıklarını içine çekersin, aklında tuhaf tuhaf sorular aklına bir yere köşeye kurulur cevap bulamazsın o sorulara. Herşeyden sıkılıyorsun, yoruluyorsun sevmekten, çabalamaktan, beklemekten, düşünmekten ruh halin sarhoş gibi oluyor sağa sola yıkılıyor. Aradan bir kaç süre geçiyor duygusuzlaşmaya çalışıyorsun, sevmemeye çalışıyorsun başardığını zannediyorsun ama kendini kandırıyorsun. Eskileri kafaya çok takıyoruz yıkılışımız bundan. Gecenin bir saati herşey aklından geçiyor sonra birden hırslanıyorsun herşeyi atlatıcam ulan diyorsun ve başını yastığa koyuyorsun. Sabah uyanınca yine üstünde bir halsizlik, sıkılmışlık, bıkkınlık peki bu geceyle gündüzün arasındaki fark neydi? Ruh halimiz veya düşüncelerimiz sürekli değişim halindemi yoksa? Anlam vermiş değilim. Gerçi şu hayatta hiçbirşeye anlam veremiyoruz.

İç SeslerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin