MOTHER TOLD ME I SHOULD GO AND GET SOME THERAPY

223 26 10
                                    

Biz insanlar -özellikle bu yaşlarda-hayal dünyasına fazla dalarız.Çünkü gerçek hayatımız istediğimiz gibi değidir ve hayallerimiz çok uzaktadır.Kırılırız ve toparlanmamızın imkansız olduğunu düşünürüz,nefesimiz boğazımız da düğümlenir,gözlerimiz burun kemiğimizde ki yanma hissi ile beraber dolmaya başlar ve biz o ruhsal baskının altında...gülümseriz.

Şimdiye kadar aşk benim için favori adamım olan Sherlock holmes'un da dediği gibi sadece bir kusurdu.Aşık olmanın hayatıma bir yararı olmayacağını biliyordum ve erkeklerden öylesine uzaktım ki annem dahi lezbiyen olduğumu düşünmeye başlamıştı.Peki aşktan ne kadar kaçabilirdim?

Yolda gördüğüm el ele gezen çiftler beni iğrendirirken şimdi camımın önünden geçen sevgililere her baktığımda neden göz yaşlarına boğuluyordum.O gitmişti ve ben nefes alamıyordum.Neredeyse iki aydır okul harici odamdan çıkmıyor ve yok denecek kadar az yemek yiyordum.Boş boş duvarlara bakıyor hatta miğdeme giren kramplardan zevk alıyordum.O gitmişti,o gitmişti,o gitmişti...

Aklımı okuduğu bunca zaman boyunca gideceğini hiç düşünmemiştim ve itiraf etmem gerekirse gidişinin beni bu kadar yıkacağınada ihtimal vermemiştim.Ed sheeran şarkılarında onu bulur olmuştum ve elini hiç tutamama rağmen o gittiğinden beri ellerim üşüyordu.Geri gelmesi için gecelerce konuşup dil dökmüştüm boş odamın duvarlarına.Şimdi yavaş yavaş dönmeyeceğini kabullenmem gerekiyordu ancak bunu kabullenmeye gücüm yoktu.Yıllar sonra aşık olmuştum ve o adam kafamın içinden gözlerimin önüne gelmişti.Şimdi kafamın içinde ki adamı kaybetmiştim..Kayıp etme konusunda oldukça yetenekliydim sanırım.

Kapımın çalınmasıyla irkildim.

'' brooklyn...Tatlım ben annen.Bırak yanına geleyim.''

Nefesimi bıraktım.gözlerimi boşluğa bakan camdan ayırdım ve başımı kapıya çevirdim.Annem suçsuzdu ve onu daha fazla üzmek istemiyordum.

'' Gel anne.''

Annem kapıyı şiş gözleriyle açtı.Son iki aydır bu haldeydi ve ben kendimi suçlu hissediyordum.

kapıyı kapadı ve içeri girdi.Hemen yanıma oturdu.

'' Nasılsın?''

Bu soruya artık her zaman ki cevabımı verip 'iyiyim' diyemiyordum.Bu kelimeyi her söylediğimde çenem titremeye başlıyordu.

'' Göründüğüm gibiyim '' dedim kısa tutmaya çalışarak.

'' Beni korkutuyorsun '' dedi.

Bitkin ve bıkkın görünüyordu.Sesinde her zaman ki umursamazlık ve sert tını yoktu.

'' Üzgünüm anne ''

Elini dizimde ki elimin üzerine koydu.Güven vererek okşadı.

'' Bir psikolog buldum.Onunla görüşmeni istiyorum.''

Ellerimle yüzümü kapadım.

'' Hayır anne istemiyorum ''

Birden ağlamaya başladı.Göz yaşları boncuk boncuk damlıyordu ve sarsılıyordu.

'' Anne hayır...Anne ağlama lütfen''

Beni duymuyor gibiydi.Sesini koy vermişti

'' Senin iyi olman i-çin uğra-şıyorum ama hiç yardım-cı olmuyorsun'' hıçkırdı.

Daha fazla ağlamasına dayanamayacaktım.

'' Tamam anne.Söz veriyorum görüşeceğim ağlama ne olur''

Birden gülümsedi ve göz yaşlarını sildi.Yanaklarımdan sulu sulu öptü.

'' Doktorun yarın gelicek ''

Başımı salladım.Annem odadan çıkınca ayağa kalktım ve kıyafetlerimi çıkardım.Sıcak bir duş için küçük banyoya gittim.Suyu açtım ve altına girip kaslarımın sıcak su ile gevşemesine izin verdim.Psikolog fikri iyi olabilirdi belki de.Ama bana deli muamelesi yapılmasından hoşlanmıyordum.Zaten ona her şeyi anlatmak zorunda değildim.O da büyük bir ihtimalle ergen tiriplerinde olduğumu düşünürdü.

Parmaklarımın buruştuğunu görünce duştan çıktım ve havlumu vücuduma doladım.Odamdan Give Me Love şarkısının melodisi kulaklarıma geliyordu.Kaşlarım çatıldı.Uyuz kız kardeşim yine odamı kurcalıyor olmalıydı!

Banyo kapısını açtım ve odaya daldım.Ancak dalmamla bir çığlık atmam ve şok olmam bir oldu

'' Tanrım! sen! ''

LOST MY GHOSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin