Bugün ; buradaki son günden önce ki son günümüz ! Yani kısaca 2 gün sonra dönüyoruz aq adsf.
Şu 2,5 ay içinde nasıl eğlendim anlatamam. Deniz’le geçirdiğim her dakikanın kendine has bi mükemmelliği var , ama Deniz’le beraber bir şeyler yaparak geçirdiğim dakikalar diğerlerini alır yerden yere vurur kafalarını duvara sürtüp alev bile çıkarır. Ne ? psikopat değilim , hayır. Belkii. Biraz?
Hadi bugün de bi aqua park yapalım diye bi fikir attım ortaya. Deniz de tamam falan dediğinde bikinimi giymeye gittim. Yine siyah bi bikini giyip üzerime hangi tişörtümle şortumu giysem diye düşünmeye başladım. Abi tişört kalmadı şaka maka. Altıma kot şortumu giyip üzerime tişört bakınmaya devam ettim. Ben böyle mal mal dolapla bakışırken Deniz odaya geldi. Bana baktı , baktı ve güldü.
‘’Ne?’’
‘’Tişört mü bulamadın ?’’
‘’Gördüğün gibi ‘’
Bu lafım üzerine tişörtünü çıkarıp bana fırlattı.
‘’Çok tenk yu Deniz’’
‘’Yu ar velkam bebek’’
‘’Ergenleştik iyice’’ diye söylenirken tişörtü giyiyordum.
‘’Hadi çıkalım’’
‘’Üstün çıplak mı geliceksin ? Dışarıda yüzlerce sürtük kaplan misali bekliyor. Saldırmasalar bile bakışlarıyla yerler seni.’’
‘’ Belki ben yüzlerce kaplan misali bekleyen sürtük tarafından saldırıya uğramasam bile bakışlarıyla yenilmek istiyorum?’’
Sözleri üzerine yanımda ki aynalı konsolda duran deodorant şişelerimden birini alıp hışımla kafasına attım. Öyle hızlı atmıştım ki ; şişeyi görüp de eğilmesine bile fırsat vermemiştim. Bağırarak devam ettim ;
‘’GİT ÜZERİNE TİŞÖRT GİY SENİ AHMAK!’’
‘’Kıskanırmışdaa’’
‘’Farkındaysan yanımda çerçeveler , başka deodorant ve parfüm şişeleri ve de saç maşam duruyor. Şimdi ; gidiyor musun , gitmiyor musun?’’
‘’Ölmek için fazla genç , yakışıklı , mükemmel , havalı , yine mükemmel , fazla olağanüstü ve…’’ diye devam ederken onun lafını tamamladım
‘’Ve fazla egoist bi pisliksin. Defol!’’
‘’Ah aslında tekrar mükemmel diycektim.’’
‘’Sen hala burada mısın ?’’
‘’Gidiyorum tamam . Koşarak gidiyorum. Hattaa uçarak gid-‘’
Sözünü bitirmeden kafasına bi deodorant şişesi daha fırlattım. Ayaklarını götüne vura vura kaçtı haliyle. Odadan çıkınca bağırmaya devam etti ;
‘’Uçarak gittim sayın seyirciler. Hatta götüme roket bağladım diyebiliriz. Arya’nın gazabından korkun!!’’
‘’DENİİZ!’’ diye bağırarak yanına doğru gitmeye başladım. O konuşmaya devam ediyordu ;
‘’Sayın seyirciler şu an tehlikedeyim . Arya gazabını da alıp buraya doğru geli-‘’ Konuşmasını kafasına attığım şaplak bölmüştü.
‘’Şizofren misin kuşum ? Bu ne ya böyle sabah sabah.’’
‘’Kuşum mu ? KUŞUM MU ?’’ Piç smile yapıp konuştum;
‘’Bilmem belki beyninden vurulmuşa falan dönersin sonra da bi daha böyle şeyler dememem için saçmalamazsın.’’ Tam konuşmak için nefes almıştı ki konuşmasına izin vermeden lafa tekrar atladım ‘’ AYRICA SAÇ MALANMAZ TARANIR ESPİRİSİNİ YAPARSAN KASIKLARINA SAĞLAM Bİ TEKME YERSİN DENİZ , YÜRÜ ŞİMDİ!!!’’ Yavru , tatlı , şirin , sempatik bir kedi gibi başını önüne eğip kapıya doğru yürümeye başladı. ‘’Adam ol ‘’ diye mırıldandım. Ani bir haraketle beni tutup gıdıklamaya başladı. Lanet olsun acayip gıdıklanan bi insanım ve bunu Deniz kısa zaman önce fark etmişti. Şimdi de bana karşı bi silah olarak kullanıyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black İn Black
ChickLit''Yüzünün masumluğunu o siyah boyalarla saklamayı becerememişsin.'' ''Ah , evet. Bugün makyaj için fazla vaktim olmadı.'' dedim alayla. Güldü. Hayatımız çoğu zaman düz bir çizgide devam etmez. İnişler , çıkışlar , fırtınalar ve fırtına dindikten so...