Oğuzhan'ın kamp alanına varınca gördükleri bir kamyonet ve küçük bir çadır oldu.Sordukları zaman çadırı Decathlon mağazasından aldığını söylemişti Oğuzhan.Yaktığı ateş hala yanıyordu.
Sude'nin bulduğu balıklarla birlikte diğer yiyecekler ve Oğuzhan'ın yiyeceklerini birleştirerek güzel bir ziyafet çektiler.Yemekten sonra da ateşin başında kahve içerken sohbetlerine devam ettiler.Emre Sude'yi bu sohbette daha iyi tanıdı.
Sude hastalıktan önce mimarlık okuyordu.2.sınıftaydı.Orta halli bir ailenin tek kızıydı.Ayrıca orta okuldayken 3 sene eskrim sporuyla uğraşmıştı.Hastalıktan sonra da ailesindeki herkesi kaybetmişti.
Hava artık iyice kararmak üzereydi.Yolculukla ilgili konuşmak anca akıllarına gelmişti.Sohbeti bu konuyu açmak için bölen Sude oldu.
"Bu akşam yola devam mı edeceğiz yoksa burada mı kalacağız?"diye sordu.Diğer iki gençte birbirlerine bir süre baktıktan sonra Emre omuz silkti.Oğuzhan cevap verdi.
"Bu akşam bence burada kalalım.Yarın sabah yola koyuluruz."
"Ozaman biz de seni motorsikletlerle takip ederiz."dedi Emre.
"Aslında bu soğuk havada motorsiklet kullanmaktansa kamyonette gitsek daha iyi olur ama motorsikletleri de geride bırakmak istemiyorum."dedi Sude.
Biraz düşündükten sonra Emre'nin aklına bir fikir gelince ayaklanıp çantasına doğru gitti.Diğer ikisi Emre'yi izliyordu.Çantasının içinde bir şeyleri karıştırdıktan sonra elinde 3 tane halatla yanlarına geldi.Halatların ucunda açılır kapanır kancalar ve halatların ortasında gerip gevşetmek için bir aparat vardı.
"Bunlarla motorsikletleri kamyonetin arkasına bağlayabiliriz.İkisini de teker teker kamyonetin kasasının demirlerine tutturur kalan son halatla da birbirlerine bağlarız."
İkisi de Emre'nin anlattıklarını dinlemişti ama hala şaşkınlıkları üzerindeydi.
"Çantanda bunları neden taşıyorsun ki?Hem nerden buldun bunları?"Oğuzhan ayağa kalkmış Emre'nin elindeki halatları inceliyordu.Biraz bakınca nekadar dayanaklı olduğunu anlamıştı.Bu halatlar kevlardan yapılmıştı.
Emre aslında cevap vermeyecekti ama arkadaşının sorusunun havada kalmasını istemedi.
"İhtiyacım olabileceğini düşündüm."diye kısaca kestirip attı.
"Kim bilir daha çantasında neler saklıyordur."diye imalı konuşunca Sude hepsi biraz güldü.
"Ozaman yarın motorsikletleri de alarak yola koyuluruz.Sinop'a da varmamıza az kalmıştır sanırım."
Oğuzhan bunları söyledikten sonra diğer ikilinin biraz bocalayarak baktığını görünce"Yolda karşılaştığım insanların hepsi oraya gidiyordu.Sanırım insanlar orada toplanıyorlar.Yoksa siz oraya gitmiyor muydunuz?"diye sorunca Oğuzhan, diğer ikili iyice kenara sıkıştı çünkü daha önce Sude de bu tarz bir şeyler sorup ne yapacaklarını Emre'ye sorduğunda Emre net bir yanıt vermemişti.İnsiyatifi eline alıp cevap verdi Sude"Biz de oraya gidiyorduk.Toplanan insanlara katılmak için."beceriksizce cevap vermişti çünkü Emre'nin bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu."Yeniden başlamak için."diye ekledi.Oğuzhan bunları duyduktan sonra aklında bir şüphe kalmamıştı.Kıza gülümsedi.Sude de yapmacık bir gülümsemeden sonra Emre'ye kısaca bir bakış attı.Çocuğun suratı ifadesizdi.Getirdiği halatlar yanında duruyordu.Elindeki kahveden bir yudum daha alırken gözlerini ateşten ayırmamıştı.
Bir süre sessizlik olduktan sonra bunu Emre bozdu."Ben biraz dolaşıp geleceğim."diyip ikiliyi yalnız bıraktı.Giderken Oğuzhan "Bir şey mi var Emre?"diye sorunca "Yok ya biraz dolaşıp gelirim.Yarım saat sürmez."Hızlıca Sude'ye bir baktı.Ona bakmıyordu.Bunu farkedince Oğuzhan'a göz kırpıp gülümsedi.Olayı bundan sonra anlayan Oğuzhan da kısa bir süre gülümsese de hemen eski haline döndü."Tamam."diyip tekrar Sude'ye döndü.
Ormanda kuş sesleri akşam olmasıyla birlikte yerini rüzgarın uğultusuna ve kıyıdaki kayalara çarpan dalgaların sesine bırakmıştı.Emre sonuna kadar yürüdü ve küçük bir bayıra vardı.Yere çimlere çömeldi ve oturup ufka baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Virüs
Science FictionRusya'da biyolojik araştırmalar yapan bir labaratuvarda bir sorun çıkar ve insanların %99'unu iki hafta içinde öldürecek bir virüs tüm dünyaya yayılmaya başlar.Hastalık bulaşan insanın yüzünde gri lekeler çıktığından hastalıktan sonra hayatta kalan...