First Color

529 61 47
                                    

Baekhyun ertesi gün Chanyeol'den önce uyanmıştı. Yanında uyuyan oğlana baktığında yaşadıkları tekrar ve tekrar aklına geliyordu. 'Neyseki yanımda.' diye düşünmeden edemiyordu içinden. Elleriyle saçları karışmış oğlanın saçlarını düzeltirken uyurken daha tatlı görünen suratına bakıyordu. Yavaşça yaklaştı ve suratının her yerine tatlı, küçük öpücükler bırakmaya başladı. En sonunda dudaklarına da bir tane bıraktığında Chanyeol gözlerini açmış ve bu uyandırma servisinden gayet mutlu bir şekilde karşısındaki oğlana bakıyordu.

"Günaydın."

"Günaydın."

"Yanında uyandığım her gün için tanrıya dua ediyorum."

"Bu kadar romantik olma Channie."

"Neden olmamayayım." Baekhyun'un. Bu soruya verecek cevabı yoktu. Onun yerine Chanyeol'e tekrar sarıldığında karşılığını direk almıştı. Ama sonra aklına gelen şey ile suratını sinsi bir gülümseme kaplamıştı. Chanyeol'den intikam almalıydı ve bunu nasıl alacağını çok iyi biliyordu.

Birden yataktan doğrulup Chanyeol'un kucağına oturduğunda, Chanyeol şaşırmış bir şekilde karşısındaki oğlana bakmıştı. Baekhyun gücünü kullanmayı gerçekten çok iyi biliyordu. Chanyeol'un ellerini başının iki yanında birleştirdiğinde Chanyeol'un suratı giderek düşmeye başlamıştı. Kıpırdanmaları işe yaramıyordu ve kollarını da kurtaramıyordu.

"Baek ne yapıyorsun? Bırak beni." dediğinde Baekhyun sadece kafa sallamakla yetinmişti.

"Bu sana küçük bir cezam olsun Channie. Bir dahakine kendini düşünmeyi bırakma lütfen." dediğinde Chanyeol'u yataktan kaldırmadan yerini değiştirdiğinde öyle bir yere oturmuştu ki Chanyeol ağzından bir inleme kaçırmıştı. Bu durum tabi Baekhyun'un çok hoşuna gitmişti.

Sürekli kıpırdandığı zaman Chanyeol artık altında kıvranmaya başlamıştı. "Baek yapma lütfen kalk üstümden!" diye söylendiğinde ise Baekhyun Chanyeol'e yüzünü yaklaştırmış ve dudakları arasında azıcık mesafe kalana kadar ilerlemişti. Şimdi sadece nefesleri birbirine değerken içinde bulundukları durumdan Chanyeol neredeyse delirmek üzereydi. Öyle ki gücünü kullanmayı bile akıl edemiyordu.

"Söyle Channie. Ne yapmamı istiyorsun?" diye sorduğunda Baekhyun, Chanyeol dudaklarına değen nefes ile titremişti. Karşısında bir anda sadiste bağlayan oğlan yüzünden pek iyi şeyler düşünemiyordu. Sürekli alt kısmındaki kıpırdanmalar ise onu çileden çıkarmaya yetiyordu.

Baekhyun aradaki mesafeyi kapatıp dudaklarını değdirdiğinde öpmeden Chanyeol'u daha da delirtmek için sadece öylece duruyordu. Bir süre sonra ise yavaş öpücüklere başladığında Chanyeol'un inlemeleri daha da artmaya başlamıştı. Baekhyun geri çekildiğinde Chanyeol'un şu an aki hali gözüne muhteşem geliyordu.

"Söyle Channie. Beni istiyor musun?" diye dudaklarına tekrardan nefesini bıraktığında Chanyeol kıvranmaktan düşünemiyordu. "Baek lütfen. Se... seni istiyorum." dediğinde ise Baekhyun bütün istediğini almış ve cezasını da ona çektirmişti. Yavaşça üstünden kalktığında ve kapıya yöneldiğinde arkasındaki enkaza son kez bakmıştı.

"Bu sözünü hatırlatırım Channie."

"Baek beni getirdiğin hale bak! Böyle bırakıp gidecek misin?"

"Bir ara hallederim." dediğinde Baekhyun odadan çıkmış ve kendi odasına ilerlemeye başlamıştı bile.












Chanyeol Baekhyun'a bu yaptığını ödeteceğine yemin etmişti. Hala ne yazık ki sıra Baekhyun'daydı ama er ya da geç sırası kendisine geldiğinde Baekhyun'a unutulmayacak bir gece yaşatmayı bekliyordu. Kendisine zar zor geldiğinde ortak salona gitmiş ve daha sonra ise açlıktan ölmemek adına yemek yemişti.

Black Flame ○ Chanbaek/BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin