Merhabalar :) evet biliyorum bu hikayenin başından türlü olaylar geçti. Artık yazmayacağımı bitirdiğimi söylemiştim ama içim açıkcası çok rahat etmedi ve aklıma bu hikaye için harika bi kurgu geldi. Bu yüzden tüm hikayeyi baştan yazıyorum. Bölümleri sildim yerine yenilerini yazdım. Bu bölümden çok tanıtım gibiydi bu yüzden çok kısa oldu kusura bakmayın. ama tanıtımdan farklı olarak birçok olay gerçekleşecek, bu tanıtım sadece tanışmalarını kapsayan bi tanıtım biraz deneme tarzı bi tanıtım, diğer olaylarla ilgili ipucu vermek istemedim sürpriz olsun :D Hikayemi okuyan bir iki kişi vardı. Umarım onlar kütüphanelerinden kaldırmamışlardır hikayemi. Gerçekten kusura bakmayın bir daha böyle bi saçmalık yapmayacağım :) Her neyse okuyan birileri varsa iyi okumalar şimdiden umarım beğenirsiniz :) Bu arada diğer hikayeye de devam ediyorum iki hikayeyi de sürdürücem, ona da göz atarsanız sevinirim :) tekrar iyi okumalar :)
Lise zamanları..
Her liseli kızın hayalidir o an hoşlandığı çocuğun ondan hoşlanması. Hoşlanmak diyorum aşk değil. Çünkü aşk farklı bir duygudur. Bir insana karşı hissettiğin tutkudur belki de aşk. Ya da sürekli Onun yanında olma, Onun gözlerinde kaybolma isteğidir. Ama sevgi değildir bence aşk. Sevgi bambaşka bir histir. Bir insana karşı sevginiz biterse Ona karşı hiçbir şey hissetmezsiniz, ne aşk, ne tutku, ne de saygı…
Merhaba, ben Simay. Küçük lisemizin, küçük liseli inek kızı. Küçüğüm dediğime bakmayın boy sıralamasında en uzunların arasında yer alabilirim. Kilomda boyuma göre gayet yerinde, zayıf olduğum da söylenemez. Herkesin hayran kaldığı uzun sayılabilecek kıvır kıvır saçlarım var ve bu koyu saçları tamamlayan esmer tenim.
Okulun havalı kızlarından değilim. Hatta burnu havada olan kızlardan nefret ederim. Ben öğretmenlerin gözdesi, ön sıralarda can kulağıyla ders dinleyen ve derslerinden önemli bir şey olmadığını beynine kazıyan tipik memur çocuğuyum. Yaşıtlarımdan her zaman olgun olduğum söylenir hareketlerim konusunda. Başkaları markalı kıyafetler, ayakkabılar aldırmak için yalvar yakar ailesinin peşine düşer, ben ise çarşıdan mümkün olduğunca hızlı eve dönebilmek için yalvar yakar olurdum. Veya onlar kaliteli barbie bebekler oynarken ben peluş ayılarımla sarılıp uyumayı tercih ederdim.
Erkelerle aramı çok iyi tutmayı sevmezdim. Birkaç arkadaşım dışında gerekmedikçe erkeklerle konuşmazdım. Çünkü eskiden başıma gelen bir olay yüzünden erkeklere olan güvenimi tamamen kaybettim. Ve bu yüzden Onlara bağlanmamak üzerine kendime bir söz verdim. Çok çabuk karşımdaki kişiye bağlanan bir insanım ve bu huyumdan nefret ediyorum.
En yakın arkadaşlarım Zeynep ve Alara. Onlarla lisede tanıştım. Zaten benim ilkokuldan çok fazla arkadaşım yoktu. Ama lisedeki arkadaşlıklarımın daimi olacağını biliyorum. Çünkü biz birbirimizi tamamlayan, başkalarının saçma gördüğü hareketleri yapmaktan hoşlanan, çılgın (!) sayılabilcek bi gruptuk. Birbirimizden hiçbir şey saklamazdık. Biz “KANKA” tanımına gerçekten uyan bir gruptuk. Ailelerimiz bizim birbirimiz için uygun olduğumuzu kabullenmiş ve iyi arkadaş kategorisine koymuşlardı. Ee aile görüşleri çok önemli .
İnsan başına ne geleceğini önceden bilemez değil mi ? Şu hayalini kurduğunuz çocuklar. Hani Onunda size karşı birşeyler hissetmesi için “herşeyimi veririm” dediğiniz çocuklar. İşte benim de öyle dediğim bir çocuk var. Bir bakışıyla mest olduğum, gülüşüyle hayata bağlandığımı düşündüren bir çocuk var. Ama bu çocuk doğru kişi mi benim için ? Gerçekten Onun için “herşeyimi” verir miyim ? Peki ya O ? O benim için "herşeyini" verir mi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
Teen FictionBir bakmışsın ki hiç beklemediğin bir kişi senin hayatın olmuş.. Bir bakmışsın ki asıl sen Onun hayatı olmuşsun.. Bir bakmışsın ki herşey tamamen bitmiş. Bir bakmışsın ki herşey tersine dönmüş.. #aşk #lise #umut #umutsuzluk #dost