(Bu arada medyadaki arabada Jungkook'un arabası)
(Müzikle dinleyin)Onları öyle gördükten sonra hemen yerimden kalkıp tuvalete doğru gitmeye başladım. Tuvalete geldiğimde istemsizce gözümden bir yaş geldi. Hah bu bu eksikti. Neden onun için ağlıyorum ki. Onu sevmiyorum.
Yalan söylüyorsun onu çok seviyorsun. Madem sevmiyorsun neden ağlıyorsun?
Onu sevmiyorum. Ben kendi kararımı verebilirim. Bana karışma. Sadece biraz incildim bu kadar.
Evet öyledir zaten. Ben senin iç sesinim bunu biliyorsun değil mi? Benden bir şey saklayamazsın!
Biliyorum. Ama sende... Ahh neden iç sesimle konuşuyorum ki delirdim mi? Lavaboda kendime bakıp ağlamaya başladım. Kendimi durduramıyorum. Galiba iç sesim haklı. Dışarı çıkmak için yüzümü sildim ve ağlamadığımı her kese kanıtlamak için birkaç bir şeyler yaptım. Aynada son kez kendime bakıp yere attığım çantamı alıp kapıyı açtığım sırada birisine çarpmam bir oldu. Ona çarptıktan sonra biraz geri gidip özür diledim. Sonra eğik başımı yukarı kaldırıp çarptığım kişinin Jungkook olduğunu gördüm. Sapık falan mı? Neden kızlar tuvaletin önün de bekliyordu ki!
"Sevgilini arıyorsan burada değil. Onu en son öptüğün yere bakabilirsin!" Sırıtıp içeri girdi. Ve kapıyı kilitledi. Şaşkın,kızgın ve ne yaptığını anlamaya çalışarak ona bakıyordum. O ise benim üstüme doğru geliyordu.
"Hmm... Beni hatırlıyorsun değil mi?" Bunu nereden anladı ki. Birçok şeyden tabiki.
"Ha-hayır bunu da nereden çıkardın?" Kekelemiştim of ya! Jungkook en sonunda beni duvarla arasına aldığında kaçmak için çözümler arıyordum. Acaba vampir gücümü mü kullansam? Yok ya canı falan acır bide. Aman ne diyorum ben acırsa acır.
"Mika bazenleri çok saf oluyorsun. Ve bu da bana güç kazandırıyor. Seni çok özledim." Son söylediği cümleyi anlamamıştım ama beni ilgilendirmiyor. Onu çok özlemiştim.
"Sevgilin seni arıyordur. Sen onun yanına git istersen. Beni rahat bırak!" Elini belime yerleştirip beni kendine çekti ve boynuma yaklaştı. Ne yapıyordu? Beni mi kokluyordu. Beni kendine biraz daha yakınlaştırdı. Sanki beni bırakmak istemiyormuş gibi.
"Çok güzel kokuyorsun Mika." Burnunu boynuma sürtüp nazikçe öpmüştü.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen!" Deyip onu ittirmiştim. Hemen lavabodan çıkıp sınıfa doğru gitmeye başladım. Cidden sevgilin varken neden bana bunu yapıyorsun Jungkook. Neden?
Okul çıkışı
Dersler sonunda bitmişti. Jungkook'da sınıfa hiç gelmemişti. Onsuz dersi sanki biraz daha iyi dinledim. Biraz canım sıkıldı. Ama olsun.Arabama binip bir kafeye gittim. Bizimkiler biraz merak eder ama bir şey olmaz. Bir dakika ben niye tek başıma gidiyorum ki yeni tanıştığım kız Kerry'de çağırırım. Telefon numarasını okulda bir yerde almıştım. Telefonumu cebimden çıkarıp Kerry'i aramıştım.
"Merhaba Kerry"
"Merhaba Mika noldu bir sorun mu var?"
"Hayır bir sorun yok sadece benimle bir şeyler içmek ister misin diye soracaktım."
"Olur tabiki zaten benim de canım sıkılıyordu. Peki nereye gelmeliyim."
"Ahh ben sana konum atacağım bay bay."
"Peki bay"
Telefonu kapatıp Kerry'e konum attım. Onu beklerken bir de kahve içiyordum. Kendimi çekip instagrama koydum. Takipçim bayağı fazlaydı. Yılların deneyimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARADAKİ MESAFE (JEON JUNGKOOK)
FanfictionMİKA Herkesin bir kusuru vardır. Benim kusurum seni ölümüne sevmek.İnsan ve vampir öldürmek. Ne kadar sahip çıkmaya çalışsam da aşkıma sahip çıkamamak. JUNGKOOK Herkesin bir kusuru vardır. Benim kusurum sana sırılsıklam aşık olmak. Sana zarar vere...