"Eski sevgilim bile daha hızlı bana geri döndü, hadi be!" dedi, Asuman. Okey dönüyorduk. Kimse bitiremiyordu. dörde dört gidiyorduk. Dört dörtlüktük yani, ehe. Herkes gergindi, en pahalı şeyler yenip, içilmişti. Hepimizin cüzdanına akrep yumurtlamıştı. Kimse hesabı ödemek istemiyordu. Ayrıca, Asuman'ın daha önce bir sevgilisi mi olmuştu?
"Sevgilinin dolgun kalçası ve iri göğüsleri mi vardı Asuman?"
"Dalga geçme lan, ikidir yeniliyorsun zaten bütün hıncımı senden alırım."
"Aa, ama Asumancığım... Agresif olduğun kadar pintisin de."
"Pintilikle alakası yok, ben bu oğlan çocuklarına beş kuruş koklatmam."
"Biz beş kuruşu koklamıyoruz zaten, yüz lirayla kokoini burnumuza çekiyoruz, eheheh!" dedi, Kerem. Geri zekalı Kerem. Genelde; Hasan, Asuman, Haluk ve ben oynardık. Haluk tam bir hanımcı olduğu için, bugün aramıza katılamadı. Bizde yolda gördüğümüz espiri özürlü arkadaşımız Kerem'i zorla kolundan tutup, getirdik. Hunharca, affetmeden, gözümüzün yaşına bakmadan bizi eliyordu. Manyak derecede şanslıydı ve güzel oynuyordu. Dört oyunun dördünü de o almıştı, geri zekalı Hasan bir türlü kazanamamıştı, Haluk olsa ne güzel, oda kazanamaz; bütün masrafımızı onlar öderdi.Ben bunları düşünürken, alttan bacağımda hafif ısı ve sürtüşme hissiyatı duydum. Göz ucuyla baktım. Anam! Oda ne? Asuman bana kur yapıyor!
"Bismillahirahmanirahim!"
"Ne oldu, yenileceğini anlayınca imana mı geldin? Bilseydim en başta çocukken yenerdim seni," dedi Hasan.
Tam cevap vereceğim sırada, Asuman araya girdi. "Ne oldu lan, rengin attı. Elin mi kötü?" Elim değil de, ayağım çok kötü. Çok zor durumda."Ne zamandır ağda yapmıyorsun sen?" dedim.
"O ne alaka?" dediler.
"Deli işte, bana nasıl sataşacağını bilmiyor." Şaşkınlıkla tekrar aşağı baktım, Asuman'ın baş parmağında bir adet taş vardı, oha kız hile yapıyor! Aslanım Asuman, canım Asuman.
"Asuman'ın eli daha kötü, parmakların da kıl var ondan dedim, ehehe..." Adlı ultra saçma espirime kimse gülmedi tabii ki. Olsun, kurtarmıştım sonuçta. Çaktırmadan taşı aldım, tamda ihtiyacım olan taş!
"BİİTTTİİİ!"
"Hadi beeee!!!!""Ulan, çoktan bitti elli saatir atamıyordum!!" Gibi laflar duyuyordum, bir kulağımdan giriyor, diğer kulağımdan çıkıyordu.
"Hesap ellerinizden öper gençler,"
"Ulan, Hasan! Hep ben yendim, ne katkın oldu bana zarardan başka?" dedi, Kerem.
"Takım işi oğlum bu, bireysel değil yani. Birde basketbol koçusun, bana böyle olan öğrencilerine nasıl olur, kim biliiiirrr!" dedi, Hasan. Güzel yerden yaklaşmıştı."Ulan, tamam be!" Ellerini havaya kaldırmaktan başka bir seçeneği kalmamıştı Kerem'in. Asuş ile biz çok mutluyduk. Karnımız toktu ve cebimizden de beş kuruş çıkmamıştı. Asuman'ın yanağını sıktırdım. "Bırak be!"
"Kız sen ne kadar yabanisin öyle. Gitti mi kardeşin?""Gitti Harun ya."
"Tek mi kaldın bakayım seeen?" deyip, saçlarını karıştırdım."Ay, sende gitsen keşke!!!"
"Üzülürsün ama,""Ağlarım birde ama mutluluktan," dedi.
Sigara yaktım.
"Bak, dertten sigara yaktım. Çakmak kullanmadan hemde,"
"Alev alev yanacaksın Haruuun, itfaye gelse o yangınını söndüremeyecek. Elbet bir gün elime düşersin,"
"Küçük hanım," dedim ve Asuman'ın çenesini tuttum, "İstediğin kadar yak her yeri, beni tutuşturamazsın. Kül yangından korkmaz." deyip, kahveden dışarı çıktım. Arkamdan, "O kadar emin olma," adlı sözcükler mırıldanıyordu ama umrumda değildi. Asuman gibi birine neden ihtiyacım olsun ki? Erkek arkadaşım yeterince var zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şerefsizsin çünkü, yaparsın!
Humor"Valla, sende bizim öküzlüğümüzü sollayacak bir yapı görüyorum. En son sendeki pala bıyıkları rahmetli dedemde görmüştüm," "Aa! Ne güzel işte, arada dedeni anmaya fırsat veriyorum. Otur da bir dua et," "Subanallah, neler var, bize neler düşüyor...