Bölüm:1

247 26 61
                                    

Uyandığımda Güneş'in yeni doğduğunu anlayıp annemin yanından kalktım. Babamı kaybettiğim günden beri annem ile uyuyordum. Odanın beyaz perdesini açtım güzelce gerildikten sonra kahvaltıyı hazırladım.
"Anneciğim hadi uyan kahvaltı hazır."
"Tamam kızım geliyorum."
Hiç konuşmadan kahvaltı ederken birden zil çaldı. Ben de annem de çok şaşırdık. Bizim evimize kimse gelmezdi. Çünkü birbirimizden başka kimsemiz yoktu.
"Sen dur anne ben bakarım."
"Kim ooo?"
"Posta."
"Buyrun..."
"Aymila Gürsoy?" Bana kim ne göndermiş diye düşünecekken adamı kapıda beklettiğim fark  edip,
"Benim ne vardı?"
"Şuraya imza alabilir miyim bu zarf size gelmiş."
"Peki." Meraktan ölebilirdim. Kim bana neden bir şey gönderirdi ki? Aklımdaki soruları bir kenara bırakıp zarf açmaya koyuldum.
"İyi günler efendim."
"Size de." Kapıyı kapatır kapatmaz annemin yanına uçtum.
O da merakla ne geldiğini merak ediyordu.
" Tebrikler 493 puan ile Özel Karasoy Lisesi'nde %95 burslu okumaya hak kazandınız son kayıt günü 30 Ağustos 2017 ' dir bilginize."
"Kızım bu çok güzel bir haber😍"
"Evet Anne bu çok güzel bir haber. Şu andan çok heyecanlandım."
O kadar çok mutlu olmuştum ki bu sınavı kazanmak için gece gündüz hesaplamadan gecemi gündüzüme katarak çalışmıştım... Ve sonunda hemen hazırlanıp kayıt yaptırmaya gitmiştik.
"Öğrencilerimiz yatılı okumaktadır." Bu haberi müdürden duyunca annem çok üzülse de başarılı olmak için kendini tutmuştu...
"Olsun anne yine görüşeceğiz ya üzülme bu kadar."
"Merak etmeyin hanımefendi. Okulumuz son derece güvenlidir. Gözünüz arkada kalmasın." Müdür konuşmasında bitirince içeri bir çocuk girdi. Böyle sert bakışlı, uzun boylu, kara kaşlı, kara gözlü... Ayy... Her neyse çok yakışıklıydı.
"Baba!!"
Baba mı? Oha!! Kulaklarıma inanamıyordum. Cidden bu adam bu çocuğun babası mıydı?
"Efendim oğlum?" Müdürün oğluna bak sen çok yakışıklı bir çocuktu...
"Ya baba! Şu sırıtmayı kes! Sonra da işini bitirip derhâl yanıma gel!"
"Tamam Enis sen çık ben geliyorum."  Vay be çocuğa gel, insan babası ile böyle konuşur mu? Söylediğim sözleri kesinlikle geri alıyorum babasına bunu yapan kız arkadaşına neler yapardı? Müdürün konuşması ile düşüncelerimden ayrıldım...
" Ee kararımızı verdiniz mi? Yani kaydını yapalım mı?"
"Yapın bakalım." Annemi tek bıraktığıma mı yoksa yatılı okulda kalacağıma mı üzüleyim bilemedim. Her neyse hedefime odaklanmalıydım...
" Okulumuz diğer okullara kıyasla 1 ay erken açılmaktadır yani haftaya okul başlıyor bir haftada alışma haftası yapmayı düşünüyoruz. Dolayısıyla bavulun ile birlikte yarın burada olsan iyi olur küçük hanım."
"Peki tamam."
Eve dönerken annem ile bayağı bir konuşmuştuk. Benden ayrıldığına üzüldüğü her halinden belli oluyordu. Benim aklım ise annemde değil Enis'te idi. Enis Karasoy... Çok havalı... Ne hikmetse kendini önüne gelen her şeyden üstün görüyordu babasını bile...  Benim karakter yapımda asla havalı insanlar yoktur ama bu çocuk bir başka gelmişti gözüme nedense bir anda hoşuma gitmeye başlamıştı. Tipi, duruşu, sert tavırları, nedense bir anda beni kendimden almıştı... Bir an önce Yarın olsun da şu okula başlayayım istiyordum. Bayramı bekleyen mutlu çocuklar gibiydim...

💜 Yarın Okulda💜

Bavulumu hazırladıktan sonra annemle vedalaşmanın zamanı gelmişti...
"Kendine iyi bak kızım. Kimseye kendini ezdirme...  Lafını da esirgeme! Kimse senden üstün değil bunu unutma! Bu sözlerimi kâle al..." Sanırım annem haklıydı her ne kadar havalı bir olursa olsun kimse benden üstün değildi ve olamazdı...
"Tamam anne."

Evet bekle beni Özel Karasoy Lisesi!!!

Okula ilk okula giriş yaptığımda müdürün odasına girmem gerektiğini farkettim. Çünkü sınıfın bilmiyordum ve şubemin ne olduğunu öğrenmem gerekiyordu...
"Merhaba hocam şubemi öğrenmek için gelmiştim."
"A hoşgeldin! Dur hemen bakalım Aymila evet soyadın Gürsoy değil mi tatlım?"
"Evet."
"11-F"
"Çok teşekkür ederim."
"Ne demek güzellik vazifemiz." Lan bu adam bana yazıyor muydu anlamamıştım ama  hemen buradan çıkmam gerektiğini fark ettim... Şimdi geriye tek bir şey kalıyordu o da F sınıfının nerede olduğunu bulmaktı. Evet işte ikinci kattaydı. Sanırım ilk derse biraz geç kalmıştım. Of şimdi ne diyecektim? Genelde böyle şeylerden çok utanır ve çekinirdim. Ne yani çok özür dilerim uyanamadın mı diyecektim? Çokk saçma acaba direk içeri girip otursam mı? Ama o da saygısızlık olur...  Her Neyse özür dilerim geç kaldım deyip geçmeliydim.
"Tık tık tık."
"Gir bakalım."
"Özür dilerim efendim."
"Önemli değil tatlım boş bulduğun bir yere geçebilirsin. Mesela şu en arka boş geç oraya."
"Tamam." Boyum çok uzun olduğu için en arkada oturanlar kısmında olmaya alışıktım. Bu nedenle sıkıntı yaşayacağımı sanmıyordum ama önümde Enis Karasoy'u görene kadar... Ne yani bu havalı ve tatlı çocukla aynı sınıfta mıydım? Tesadüfün böylesi inanamıyordum. Ama o da tek oturuyordu. Yan yana otursak ne iyi olurdu şimdi.
"Tatlım adını öğrenebilir miyiz acaba biz tanışma faslını geçtik de..."
"Ben Aymila Gürsoy..."
"Memnun oldum Aymila'cım ben de Ece Korkmaz kimya öğretmeniyim."
"Ben de memnun oldum efendim."
"Yalnız tatlım sen orada çok arkada kaldın."
"Yok ben buradan her şeyi rahatlıkla görebiliyorum iyiyim."
"Enis'cim senin için bir sıkıntı olmazsa arkadaşın yanına gelsin mi?" Vay be Allah'tan başka bir şey istesem olacakmış. Yaşasın inşallah beni kabul eder.
"Of hocam tamam gelsin." Neden oturuyorsun ki yani ben sana ne yapacağım ıyy pis havalı... Sanki seni yiyip bitireceğim ne yapacağım yani yanımda oturacağım.

İlk ders bitmisti. Enis ile tanışıp tanışmamak arasında kararsız kaldım. Acaba merhaba ben  Aymila desem mi, demesem mi? Aslında  utangaç bir kız değildim ama o çok havalı bir çocuk olduğu için beni tersleyeceğini  düşünüyordum... Aman en kötü sana ne der...
"Merhaba ben Aymila." Elimi tokalaşmak amacıyla uzatmıştım inşallah amele gibi kalmam.
"Ben de neyse zaten tanıyorsundur..." Gıcıklık olsun diye adını bilmiyormuş gibi yapacaktım. Çünkü herkesin onu tanıdığını ve çok popüler olduğunu sanıyordu.
"Enes miydi?"
"Sen de şu herkesten birisin işte adımı doğru söyleyemeyenlerden..."
"Özür dilerim. Seni cidden tanımıyordum adını Enes zannediyordum. Peki gerçek adını öğrenebilir miyim?"
"Enis ben Enis Karasoy."
"Memnun oldum." Tokalaşmak için uzattım elimi tutmamıştı. Açıkçası bu biraz zoruma gitse de oluruna bırakıp oradan uzaklaştım. 10 dakikalık teneffüs nihayet bitmişti. Tekrardan kimya öğretmenimiz olan Ece hocanın dersine girecektik...

...

Okulun ilk günü bu şekilde gecmisti... Biraz rezil olsam da Enis ile oturmanın keyfini çıkarmalıydım.

"Haydi bakalım çocuklar yatakhaneye." Evet ilk gecem mübarek olsun😂😂

Benim yatağım büyük camların yanındaydı. Tam uykuya dalacakken birden camın vurulduğunu hissettim ilk başta korksam da camı açma gereksinimi duydum ve camı açtığımda karşımda Enis'i gördüm...

Not: Bu bölüm tam olarak 973 kelimedir..!

Tehlikeli Mafya'm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin