Sabah ilk ışıklarını yeryüzüyle buluştururken, adımlarım çamurlu kaldırım yolunda hışırtılı sesler çıkarıyordu. Teyzem bu konuyu öğrenmesin diye erkenden kalkmıştım.
Üzerime geçirdiğim paltoyu, vücuduma daha da bastırırken gözlerim dükkan camlarında boş boş geziniyordu.
İş bulmayı kafaya koymuştum, ama bir adım bile atamıyordum bu yolda. Şu koca İstanbul'da kendime göre bir iş bile bulamıyordum.Dışarıya verdiğim sıkıntılı nefes, havaya buhar olup gökyüzüne karışmıştı.
Uzunca bir süre sonra, adımlarımı bir kafe önünde durdurmuştum.Bay/Bayan garson arıyan kafeye ilerlerken, yüzüm minik bir tebessüme ev sahipliği yapmaktaydı. Sonuçta ilk defa kendime uyan bir iş bulabilmiştim.
Umarım kabul edilirdim, çünkü isteğim geri çevrilirse pes etmeyi düşünüyordum.
Elimi cebimden çıkardıktan sonra, cam kapıyı ittirip içeri girmemle yüzüme ılık bir rüzgar çarpmıştı.
Büyük adımlarımı kasa gibi bir yerde durdurduktan sonra, ellerimi ahşap masanın üstünde birleştirdim."Buyrun?"
Diyerek yanıma gelen cılız çocuk ile birlikte hafifçe toparlandım.
"Ben iş ilanı için gelmiştim."
Cümlem bittiğinde çocuk eliyle 'bir saniye' işareti yapıp yanımdan ayrıldı. Büyük ihtimalle kafe sahibini çağırmaya gitmişti.
O gittiğinde bende çaktırmadan mekanı izlemeye koyuldum.Mavi duvarlarla örtülü, küçük alanda ahşap ağırlıklı eşyalar vardı. Çerçevesiz duvarda kahve tonlamalı taşlarla sarılmış bir şömine yer almaktaydı. İçerisi gayet şık dekore edilmişti ve masalarda tek tük insanlar gülerek sohbet ediyorlardı.
Huzur verici görünüyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGENİN IŞIĞI (Askıya Alındı)
Novela Juvenil"İyi değilsin." dedim soğuk bir tavırla düşüncelerimi dışa vururken. "Biliyorum." Verdiği kısa cevabı es geçtim ve gökyüzündeki karanlıkta kaybettirdim bakışlarımı. "İyi biri olmak istemem." dediğinde kaşlarımı çatıp ona baktım. Ara sıra esen rüzgar...