Sabah güneşinin sinir bozucu ışınlarının gözüme vurmasıyla uyanmıştım. Bunca yaşadıklarımın bir rüya olmasını umut ediyordum. Hani filmlerde olur ya , gözlerini kapatır bu bir rüya olsun dersin sonra gözlerini yeniden açarsın ve bir bakmışsın o rüyadan ibarettir. Bende öyle olmasını ummuştum. Ama her gözlerimi kapadığımda biliyordum ki bu bir rüya değildi. Sadece rüya olmasını istemiştim.
Yatağımdan doğrulup yeni bir güne merhaba derken olayın üzerinden geçen iki haftaya ise güle güle deyip kıçına tekmeyi basıyordum. Koray'ın o gece söylediklerinden ve yaşadığımız şeylerden sonra hiç görmemiştim. Arada annem düğün hazırlımlarıma başlayalım kızım diye ne kadar ısrar etsede ben bunun çok erken olduğunu vurgulayıp duruyordum. Evden kaçış yolu olarak şirkette gece yarılarına kadar çizim yapıyordum. Yeni evim bellemiştim şirketteki odamı. Herkesten kaçar olmuştum. Şirket , ev arası mekik dokuyurdum günlerdir.
Sabah rutinlerimi halledip üzerimi giyindim. Her zamanki gibi spor ve şıktım. Hafif bir makyajla yüzümü renklendirip odamdan çıktım.
Sessiz sedasız evden çıkmak niyetinde olsamda annemin radar sistemine yakalanmıştım. "Akşam erken gel. Dünürlerle yemeğe gideceğiz."
Oldu. Başka arzunuz var mıydı? Evlenmek istemiyordum ki ben. Hem de Koray'la. Ne kadar imkansız bir şeydi bu benim için. İmkansızı imkana çevirmişlerdi resmen. Anneme kafamı sallayıp arabama geçtim. Saçlarımı geriye atıp arabamı çalıştırdım.
Bleiver şarkısının eşliğinde yola devam ederken siyah oldukça lüks bir arabanın bana makas attığını fark ettim. O kadar dalmışım ki bu olayı daha yeni fark ediyordum. Boş otobanda daha da hızlanıp aramıza fark attım. Neticede kasaptan almamıştım ehliyetimi. Çocukluğumdan gelen araba merakım nedeniyle dedem onbeş yaşımda öğretmişti bana araba kullanmasını. O zamandan bugüne kadar kendimi manevralarda geliştirmiştim. Anlayacağınız bu deli kız az araba yarışlarına ruhsatına katılmıştı. Ama şu var ki bir yarış yüzünden kimsenin ruhsatına el koymazdım ne kadar kazansam bile.
Araba seri hızıyla ilerlerken siyah araba önüme geçti. Her zamanki taktiğimi uygulayacaktım. Yol ise buna el verişliydi. Arabayı daha da hızlandırıp onun önüne geçtim. O ise daha da hızlandı ve hızlandı.. Hadi kırmızı ışık sıra sende. Bu durumlarda kimsenin gözü ışıkları görmezdi. Ben ise bu durumdan yararlanıp ani frenle kırmızı ışıkta dururken siyah araba frenlerini devreye dahi sokamamıştı. Arabanın sahibine hız yüzünden radardan güzel bir para cezası girmiş olamalıydı. Üstüne üstlük bir de kırmızı ışıkta geçmişti. Benim gibi stratejik oyunları iyi bilen bir kadınla araba yarışı yapmak büyük aptallıktı.
Sabah sabah iyi gelmişti bu yarış. Şirkete neşeyle girerken karşımda gördüğüm şey yüzünden yüzüm düştü. Aldırış etmeden görmemiş gibi yaparak geçerken bu sefer babam beni durdu.
"Ayçin bak kimler geldi."
Babamın yanında duran Koray ve babasına gülümseyip "Önemli bir toplantım var. Daha sonra telafi ederim. Kusuruma bakmayın."diyerekten oradan uzaklaştım.
Aptaldım. Koca şirkette yine seni bulmayacaklar sanki. Mehmet amcayla ve Korayla iki kelam edip neden kaçmamıştım. En azından bir daha şey olmazdı. Hemen odama geçip toplantı için çizimlerimi aldım.
Ortak şirketten projeyi görmeye geleceklerdi. Ben ise bu toplantı ilk toplantım olduğu için her şeyi özenle hazırlatmıştım. Toplantı odasına girdiğim an hiç beklemediğim bir görüntüyle karşılaştım. Biraz afallasamda kendimi toparlayıp toplantıya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi +18
Roman d'amourZorla bir evliliğin esiri olmak nasıl bir duyguydu acaba? Peki ya evleneceğiniz kişi geçmişinizde size en büyük yarayı açmış ise ne olacaktı? Gençliğini son damlalarına kadar yaşayan bir genç kızın tüm hayalleri yerle bir olurken buld...