Selam arkadaşlar , uzun bir bölüm oldu gibi. Anlatım şekli bu bölümlük biraz değişti. Unutmadan ; Multimedia Arya :D
İyi okumalar ^^
Tatilimizi muhteşem bir şekilde sonlandırmıştık. Kelimenin tam anlamıyla her saniyemizi bişeyle değerlendirmiştik. Konserler , dalış , sinema , Dünya mutfaklarını denemeler (Deniz çin yemeğinden sonra 2 gün kusmuştu :D) , yunuslarla dalış. Her şeyi. Deli gibi eğleniyorduk. Akşam eve döndüğümüzde pertimiz çıkmış olmasına rağmen yine bişeyler yapıyorduk ; kareoke , yastık savaşı , film gecesi gibi. Dönüş yolunda uyumadım çünkü Deniz’e o kadar alışmıştım ki ; uyuma fikri bile Deniz’le sohbet etmekten cazip gelemiyordu gözüme. Sağ sağlim eve gittik , kesinlikle 1-2 gün uyumamız gerektiği hakkında ki yorumlarımızı yapıp evlerimize girdik. Annemin ‘Sana tatil yaramışş’ ve babamın ‘Özlettin kendini Arya’ fasıllarınıda birkaç güne atlatıp yine böyle laylaylom yaşıyordum. Ta ki Deniz yine bir sabahın köründe balkonumu tıklatana kadar.
Balkonun kapısını açmaya gidene kadar ona edeceğim küfürleri falan kafamda planlıyordum. Ama sonra Deniz’in yüzünü gördüm. Görmez olaydım! O ne hal öyle! Eski geçmişime dayanarak söylüyorum Deniz şu anda kesinlikle bir eroin komasında. Geçmişimi sormayın , anlatırım sonra. *Anlatmayacak * Koştura koştura balkon kapısını açıp içeri alıyorum Deniz’i. Sessiz olmaya çalışarak yalvarıyor bana . ‘‘Arya! Yardım.. et’’ İçim burkuluyor onun bu haline. Nereden bulaşmıştı bu illete ? Aklım almıyor.
‘’Deniz! Krizdesin! Sen.. Nasıl ? ‘’ ağlamaklı çıkıyor sesim. Onu bu durumdan kurtarabilir miyim diye yokluyorum kendimi. 2 yol var önümde. Birincisi eroinle geçirmek krizi. İkincisi kendi yöntemlerimizle.
‘’Yardım et.. Arya..’’
‘’Evinizde kimse var mı ?’’ İçimden olmamasını diliyorum. Kendi yöntemlerimle geçirmeyi deniyecektim.
‘’Hayır. Tatildeler.’’
‘’Yürü gidiyoruz’’
‘’Annen..ler?’’ Boncuk boncuk terliyor bu arada. Elime bi kağıt alıp kısa bi tatile çıktığımla ilgili bir şeyler zırvalıyorum kağıda. Sonra yatağımın üzerine bırakıp Deniz’in koluna giriyorum.
‘’Hallettim. Deniz sana eroin bulmamı falan bekleme. Kendi yöntemlerimizle atlattırıcaz sana krizi. Ayrıca krizi atlattıktan sonra en az 3 okkalı tokat yiyceksin benden. Haberin ola!’’
Gülümsüyor bu hallerime. ‘’Teşekkürler’’ diye mırıldanıyor aynı zamanda. Hiç vakit kaybetmeden balkondan geçip onun odasına götürüyorum onu. Yatağına yatırıp ‘’İlaçlarınız nerede?’’ diye soruyorum telaşla. ‘’Dolap. İkinci çekmece’’ Koşarcasına dolaba yöneliyorum. Önce bir kas gevşetici alıyorum elime. Bu biraz hafif kalabilir. Başka bir tane daha buluyorum. Kenara ayırıyorum. Sonra birde uyku hapı aramaya koyuluyorum. Sonra buluyorum. Uyku hapından 2 tane , kas gevşeticiden 1 tane alıp bir bardağa su doldurup fırlıyorum hemen Deniz’in yanına.
‘’Kas gevşetici ve uyku hapı. Başka türlü atlatamazsın . Ağır gelebilir vücüduna’’ Bunları söyledikten sonra kaşları çatılıyor.
‘’Sen tüm bunları nerden biliyorsun ?’’
‘’Takma şimdi bunları. Anlatırım sonra. Ayrıca seninde bana anlatacakların var gibi duruyor?’’ diyorum alayla. Sonra ciddi halime geri dönüp ‘’İç hadi’’ diyorum. Dediğimi yapıp içiyor ilaçları. Yorganını açıp üstüne örtüyorum. Üzerinde kalın bir kazak var. İlk önce anlam veremiyorum bu haline. Sonra jeton düşüyor. Bir anda terleme ve üşümeler! Krizdeyken böyle olurdu. Çarçabuk kazağı üzerinden sıyırıp daha ince bir şeyler bulup giydiriyorum Deniz’e . Sonra yorganı açıp daha ince bir örtü. Ateşi de çıkarsa yandığımızın resmidir! Çıkmaması için elimden geleni yapıyorum. 3-4 saat uyuyor Deniz. Bazen terliyor uykusunda , bazen de kutuplardaymış edasıyla donuyor. Hey! Eda! Ona haber vermeli miydim ? Bilemiyorum. Deniz uyurken internetten bunu atlatmanın yollarını araştırıyorum. Her yerde serum takılıp kanının temizlenmesi yazıyor fakat bizim böyle bir şansımız yok. Birisi görürse ciddi anlamda sıçarız çünkü. Ah be Deniz!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black İn Black
ChickLit''Yüzünün masumluğunu o siyah boyalarla saklamayı becerememişsin.'' ''Ah , evet. Bugün makyaj için fazla vaktim olmadı.'' dedim alayla. Güldü. Hayatımız çoğu zaman düz bir çizgide devam etmez. İnişler , çıkışlar , fırtınalar ve fırtına dindikten so...