Bu sabah yeni bir gune uyandim.16 yildir yaptıgım gibi...Sıkıcı hayatımın sıkıcı bir gunune daha istemeden baslamıs oldum.Fakat bugunun diger gunlerden bir farkı var,bugün okullar acıldı.Eylul ayını bu yuzden pek sevmem.Sevmemin tek nedeni Eylul'de dogmus olmam.Evet 4 gun sonra dogum gunum var ve umrumda bile degil.Su okul bir bitse...Daha baslamadan sıkıldım.Aptal hocalar,egoist arkadaslar,kendini arkadas sanan arkadaslar,gereksiz arkadaslar,sacma odev-
"Mina insene kızım,geldik lan."
"Tamam be iniyorum,ne meraklıymıssın okula sen de."
Taksiden indim.Nedense canım bugun taksiye binmek istemisti,Atınc'ta beni sasırtıp kabul etmisti.Biraz once konustugum kisi,Atınc yani abim.Benden 1 yas buyuk ama 9.sınıfta ergenligini agır yasayıp,derslerle degil de kızlarla ilgilendigi icin sınıfta kaldı.Simdi aynı sınıftayız.Berbat bi durum ya.
Atınc,taksinin parasını odedi.Ben de kulaklarıma dolan muthis Cem Adrian sesine elveda deyip kulaklıklarımı cıkardım ve bahceye yurumeye basladık.Atınc,
"Ben cocukların yanına gidiyorum."deyip yanımdan ayrıldı.Ben de gozlerımle bahceyı kontrol ettım.Sag taraflarda Kaan,Eren'le konusuyordu ve sol taraflarda Beste,Su ve Gökçe vardı.Beynim sola git diyordu,kalbim saga...Kalbini salaklar dinler deyip,sag tarafa yurumeye basladım.Evet biraz once kendime salak dedim ama hangi akıllı benim gibi olurdu ki? Hıc kımse.Kaan'ın yanına gittim ve uzunca bir sarılma gerceklestirdik.Onu cok ozlemistim.
2 haftadır gorusmuyorduk.Daha sonra Eren'e de selam verdim ve onlarla tatilden konusmaya basladık derken Beste'nin sesini sol kulagımda isittim.
"Oo Mina Hanım.Bize selam vermeden Kaan'ın yanına geliyorsun he.Ne guzel."
"Sizin yanınıza da gelicektim ama ilk once Kaan'ı gordum,buyutme Beste." (YALAN).
Once ters ters baktılar,sonra kolumdan tutup beni cekmeye basladılar.Arka arkaya giderken Kaan'a "Sonra gorusuruz"demeyi basardım.Aferin bana.
Kızlarla bir banka oturduk ve Beste'nin tatilini dinlemeye basladık.Kız susmuyor abi ya.Allah cene vermıs,gerisini koyvermis,derler ya,iste canlı ornegi.Neyse o konusurken,ben de size hayatımdan bahsedeyim.Ben Mina filan iste.Buraları gec.Kahverengi goz,koyu kahverengi sac.Gec buraları da.Annem Yaprak,babam Mehmet.Buraları da gec.Gel Beste,Su,Gökçe ve Kaan arasındaki olaya.Simdi gencler olayı bilmiyorum.Cunku ben bu okula 10.sınıfta geldim ve geldigimden beri boyleler.Noldu, diye soruyorum 2 senedir cevap yok. Ben de iste geldim okula,once Kaan'la tanıstım,arkadas oldum. Sonra sıra arkadasım Su oldu.Onun sayesinde de kızlarla takılmaya basladım.Once o varsa biz yokuz filan dediler,ben de ayrım yapamam dedim,sonra ikna oldular ama kızlarlayken Kaan'ın yanına gidemiyorum,Kaan'layken kızların yanına.Zor oluyor ama oluyor iste.Kızlara gelirsek;
Beste'yi tanıtmıstım biraz once.Fazla geveze ama napayım arkadas iste.
Su,fazla kendini begenmis ama napayım arkadas iste.
Gökçe,fazla sinirli ve kıskanc ama napayım arkadas ıste. Ben boyle napayım napayım dedikce tepeme cıkıyorlar ama napayım iste...
Ve Kaan.Dost dedigin,BFF dedigin,kardes dedigin boyle olur.2.abim gibi.Kızlarla olmadıgım her dakika onunlayım.Elimde olsa kızları bırakırıp,7/24 Kaan'la zaman geciririm ama olmuyor iste.Şimdi böyle deyince siz beni yüzsüz, ukala biri olarak algılamış olabilirsiniz ama düşünün 2 arkadaş grubunuz var.Biri kendini beğenmiş, bencil, yeri geldiğinde size "canım, cicim"diyen, yeri geldiğinde grupta olduğunuzu bile farketmeyen. Diğer grupsa sizi düşünen, omzunda ağlayabileceğiniz, sizi daima güldürmeyi başaran kişiler...Hangisini seçerdiniz? Evet, ben 2. grubu seçerdim ama kızlardan da ayrılamıyorum. Onlar her ne kadar benim kalplerimi kırsalar da ben yapamıyorum. Ve sanırım bu hep böyle olacak...
Beste hala konuşmaya devam ediyordu.Iste o böyleydi. Konuşur, konuşur. Biz bir şey anlatmak isteyince lafı kendisine çevirir yine konusurdu.
"Herkes sıraya geçsin.Kantindekiler dışarı!"
Bu göbekli olan ama kel olmayan müdürümüzün sesiydi. Hadi bakalım işkence başlasın.
"Uzun konuşup sizi bekletmeyeceğim..."diye başlayan cümleden bu yana 28 dakika geçmişti. Zaten uykum vardı, şimdiyse gözlerim kapandı, kapanacak durumdaydı. Konuşmanın başında başlayan uğultular, şimdi büyük bir gürültüye dönüşmüştü. Müdür, en sonunda dayanamayıp ;
"Tamam kesin konuşmayı. İstiklâl Marşı'nı da okuyalım, çıkarsınız sınıflarınıza. "
Ve Istiklal Marşı...
xxxx
17 yaşıma girmeme günler kaldı fakat ben burada oturmuş, okulun ilk gününden Beyza hocadan Coğrafya dersi dinliyorum. Bu adil değil. En sevmediğim derslerden biriydi ve en gereksiz derslerden . Camdan dışarı bakıyordum ve gri bulutlar bir buhar misali gökyüzünde süzülürken ben bunları düşünüyordum. Gökyüzünü her zaman merak etmişimdir. Bulutların neden bu kadar huzur dolu olduğunu, güneşin bu kadar sıcak olmasına rağmen neden çevresindeki gezegenleri eritmediğini, oralarda bir yerde yaşam olup olmadığını...
Düşüncelerimi bölen sınıfın kapı sesi ve ardından içeriye gelen yakışıklı çocuk olmuştu.
"Beni Aynur hoca gönderdi. İsmimi en sona ekleyecekmişsiniz. "
Bunu diyen o yeni çocuktu.
"Adın ne oğlum?"
Bunu diyense Beyza hocaydı...
"Çağıl.Çağıl Çoker."
Bunu diyense...Çağıl'dı. İsmi kadar kendi de güzel olan çocuk.
"Tamam boş bir yer bul otur Çağıl. "
O, boş sıra bulmak için sınıfa bakarken bir anda göz göze geldik ve o an mavi gözlerin beni delip geçtiğini hissettim.Kalbim garip bir şekilde atıyordu.Nefesi alışım benden bağımsızdı sanki. Cağıl, sol tarafımdaki sıraya oturunca yan yana oturmuş gibi hissettim. Sonuçta aramızda sadece biraz boşluk vardı. Kaan "Hayırdır? " der gibi ters ters bakınca omuzumu sallayıp önüme döndüm. Kızlar Çağıl'a bakıp aralarında fısıldamaya başlamışlardı bile.Bunlara Beste, Su ve Gökçe'de dahildi.Anlık gelen bir dürtüyle gözlerimi Çağıl'a çevirdim ve o mavi, ürpertici gözleriyle soğuk bir şekilde bana baktığını gördüm fakat gözlerimi çevirmeden dikkatlice ona baktım, bana baktığı gibi... Bu çocuk...Onu gözüm ısırıyordu ama nerden tanıyordum ki onu?
Merhabaaa :) Watpadd'de bu 2.hikaye yazışım.İlkini beğenmemistim ve biraz daha gelistirebileceğimi düşünerek kaldırmıştım. Bu diğer Hikayem. Umarım ki begenirsiniz. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin :):)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayallerin Ardındaki Gerçekler
Teen FictionHepimiz hayaller kurarız değil mi? Çoğunun gerçek olmayacağını bildiğimiz hayaller fakat vazgeçmeyiz. İçimizde küçük de olsa bir umut vardır. Sonunu hep merak ederiz, bu yüzden bazen vazgeçsekte devam etmek isteriz. Mina'da böyle biri, içimizden bi...