Jeongguk ve yaptığı zihnimi meşgul eden tek konuydu . Benim hazırladığım boşanma evraklarında böyle saçma bir şey yoktu ve tek sayfalık evrakımdaki imzam aynı şekilde önümde duruyordu . Onu ben atmadığıma emindim ama benimkinin tıpa tıp aynısı görünmesi beni çıldırtıyordu . Zaten bu kadından her şey beklenirdi ama Jeongguk ...
Bütün kelimelerimin tek tek bağlanmasının sebebiydi Jeon . Düşüncelerimin yıkımının , gözlerimin buğulanmasının ve kalbimden tek bir parça geriye kalmamasının sebebiydi .
Özür dilerim babacığım...
Senin yaptığını yapmayacağım!
Flashback
" Bugüne kadar hiçbir şeyi bilmediğimi mi düşünüyorsun ?" demişti karşısındaki eşine karşı.
" Jacob'ın oğlun olduğunu , beni hiç sevmediğini ve aynı şekilde Rebecca'yı da sadece bir para olarak baktığını ." söylediklerinden sonra sesli bir nefes vermişti koca adam .
" O zaman neden hala yanındayım ?"
İkilinin sakinlikleri ortamda konuşulanları kaldırmayacak kadar fazlaydı . Adam bugün onun için yapılmış olan planın farkındaydı . Salak değildi . Dediği gibi bilmediği yoktu . Sadece göz yumuyordu işte .
Sevdiği için...
" Seni seviyorum." dedi sadece kısa tutarak .
" Vicdan azabı çekmem için mi söylüyorsun ?" dedi kadın bağırarak .
Adam ise vicdan azabı çekeceği için sevindi . Kadının gözünde en azından vicdan azabı çektirebilecek değeri olduğu için.
" İstediğini yap." dedi kadına sunduğu gülümsemesiyle . " Ama Rebecca'ya karışma ."
Kadın eliyle arkadaki adamları çağırırken cevap verdi adama .
" Söz veremem ."
Gözlerini kapatmak istedi adam ama yapmadı . Zayıf bir şekilde ölmüyordu . O severek ölüyordu . Sevgi eğer ki hayatına daha erken girseydi daha başka yerlerde olabileceğini düşündü . Güzel kızına bir mafya kızı damgası yerine verebileceği daha güzel şeyler olabilirdi belki . Son kez geçirdi aklından .
Sen benim gibi olma güzel kızım . Aşık ol ama onu hayatın yapma ...
Flashback End
Hangi insan diğer insanın içinden geçirdiği düşünceleri bilebilirdi ? Bilemezdi değil mi kimse ? Rebecca'da bilemiyordu işte babasının son dediklerini yaptığını .
Gözleri kızarmıştı . Boşanma evraklarını gördüğü günden sonra her gününü ağlamaya adamıştı ama biraz gelişme vardı sanki hayatında .
Babasını öldürmüş olan annesiyle aynı masada yemek yiyor . Kendisini sevdiğini bilmediği abisine daha ılımlı bakıyordu .
Neden böyle yaptığı meçhul müydü ? Tartışılırdı . Daha 10 yaşında öğrendiklerinden sonra durmamıştı yanlarında . O zaman bile inatçı olan ruhuna şimdi ne olmuştu ?
Belki de inatçı olmak yerine özgürlükçü olmayı seçmişti .
O artık özgürlüğünü istiyordu ve ne yapması gerekirse gereksin özgürlüğünü alacaktı .
Buna şimdi karşındaki masada , takım elbisesi ile oturmuş olan o çok sevdiği ve kendisine çok güven duyduğu (!) eşide dahildi bu radikal kararlarına .
" Bir itirazı olan var mı ?" Hakimden gelen sesle çıktı düşüncelerinden ve kalktı üzerini düzelterek . Gözleri kızarık olsada göz altlarındaki morlukları makyaj ile kapatmış , sırf bu duruşma için kalem eteği ile beyaz gömleğini giymişti . Kore'ye gelirken uçakta giydikleriyle çok farklıydı .
" Boşanma maddelerimizde olan 8.Madde'ye itiraz ediyorum ve iptal edilmesini istiyorum ."
Arkada sandalyelerde oturan annesine ve abisine döndürdü bakışlarını ve göz kırptı . İkisinin de ne yaptığından haberi vardı ve desteklemişlerdi .
Hakim , Jeongguk ile konuşurken dinlememişti bile onları . Annesi tarafından yönetilen Jeongguk'un direkt olarak kabul edeceğini düşünüyordu . Ne de olsa artık onların tarafındaydı ? Aynı taraftaydılar (?)
Gözleri Jeongguk'un abilerinde gezindi ve gülümsedi onlara göz göze gelince . Bu öyle masum bir gülümseme değildi . Kızın içinde aşkın verdiği bir nefret büyüyordu . Ne yaptıkları kendisiyle uyuşuyordu ne de yapacakları .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARRY ME ? ( Düzenleniyor )
Hayran Kurgu" Sen benim eşimsin!" yükselen sesine cevap yetiştirmek dışında hiçbir tepki vermemiştim . " Yanlış düşünüyorsun Jeon Jeongguk . Benim senin eşin olmayı ne zaman bıraktığımı en iyi sen biliyorsun ." hafifçe gülerek devam ettim konuşmama . " Kandırm...