32

1.4K 104 9
                                    

"Lunaparkta bu kadar eğlenmek normal miydi?"

"Tabiki öyleydi Eun Hee, kafa dağıttık işte." Diyip elimi tuttu, deli gibi eğlenip aşırı ve aşırı yorulmuştuk. Bu ikimizinde yüzünden belliydi.
Eve gidip uyumak şu an ki tek istediğimdi.
-
"Yoongi uyudun mu?" Diye sorduğumda, başımı Yoongi'nin göğsünden kaldırıp yüzüne baktım. Uyumuştu. Beni de uyku, tutmuyordu.
Yavaşça yataktan kalktım ve yine yavaş, adımlarla yatak odasından çıktım.
Yoongi'nin montunu üzerime geçirdim ve evin üst katında olan teras'a, çıktım.
Hava soğuktu, ayaklarım çıplak umrumda değildi. Üzerimde ki montu giymemin sebebi de Yoongi'nin kokusuna ihtiyacımın, olmasıydı.
Yağmur yavaş bir şekilde yağıyordu, hatta kar bile olabilirdi.
İçime işleyen soğuk titrememe sebep olurken, gözümden aşağı bir damla yaş süzüldü. Elimin tersiyle gözyaşlarımı yok etmeye çalışsam da bir faydası yoktu işte.
Acı çekerken ağlamak, doğal bir şeydi.
Ben ne yapacağım diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Gerçekten korkuyordum.
Kanser öldürüyordu değil mi?
Kendimi bir o şekilde, hazırlamam gerekirdi.
Nasıl bir şeydi ki, ölüm?
Ailem gitmişti zaten onlara temsilen bir tek ben kalmıştım.
Şimdi bende mi, gidecektim.
Hem de, Yoongi'yi bulmuşken.
Ağlamam artarken cebimden telefonumu çıkarıp doktorumun, numarasını tuşladım  saat kaç olursa olsun arayabilirsin demişti. Sonuçta bu fırsatı, değerlendirmeliydim.
Telefona uykulu bir ses ile açtığında ufak bir vicdan azabı geçirmiştim ama sonra umursamayarak, devam ettim. Yarın için bir randevu aldım. Umarım her şey iyi olurdu.
-
Bu sabah uyandığımda kendimi iyi hissetmiyordum gerçekten de randevu almam iyi olmuştu. Sevgilimin kolları, altında uyandığımda huzurla gözlerimi açıyordum. Yoongi uyurken onu seyretmek bana zevk veren en büyük şeydi. Hemen bu fırsatı değerlendirdim ve saatlerce onu izledim.
Yaşamaya çalıştıkça, hayat beni itiyordu sanki kendinden.
Git senin de zamanın geldi, dermişçesine.
Bunları hak edecek, ne yaptım bilmiyordum.
Doktor randevusuna hazırlanırken, bir yandan da Yoongi hala uyuyordu. Bir gözüm onda bir gözümde ne, giyeceğimdeydi. Sakince elime ilk geçen şeyi giydim fazla uzatmaya gerek yoktu, sonuçta üzerimi giyindim ve Yoongi'ye ufak bir not kağıdından not bırakarak çıktım.

"Sevgilim, ufak bir işim var. Döneceğim merak etme:)"

Notu yatağın başucuna bıraktım ve evden anahtarları alarak çıktım uzun bir yolum vardı ilk gördüğüm otobüse binerken kulağıma, kulaklığımı taktım, gözlerimi kapattım ve bizim şarkımızı dinledim.
Yolun ne ara bittiğini anlamadan, gelmiştim.
Otobüsten indim ve hastanenin içine, girdim doktorunun kapısını bulduğumda öndeki hastalara saygıyla başımı eğerek, boş gördüğüm sandalyeye oturdum.
Uzun bir vakit bekledikten sonra, telefonuma bir cevapsız çağrı gelmişti açtığımda Yoongiden, geldiğini gördüm.
Hemen aradım.
Telefonu açtığında sesi sinirli geliyordu ben onunla sakince konuştuğumda rahatlamıştı sanki hastanede olduğumu söyledim, ilaçlarımı almam gerektiğini söyledim.
Telefonu kapattıktan sonra derin bir nefes aldım ve sıranın bana gelmesini bekledim en sonda Sıra bana geldiğinde yavaşça, kalktım ve Doktorumun kapısını açtım her şeyin iyi olma umuduyla.
İçeri girdiğimde uzun konuştuk gerçekten çok uzun bir konuşmaydı Bana bir arkadaşının daha aynı şeyi, yaşadığını ama çok kolay bir şekilde atlattığını anlattı sanırım bunların beni rahatlatacağını düşünüyordu, ama ben hiç rahatlamamıştım.
Ona her şeyin iyi olduğunu söyledim Ne kadar olmasa da beni uzunca dinlemesi hoşuma gitmişti gerçekten düşünceli bir kadındı bana Söyleyebilecek bütün destek, cümlelerini söyledikten sonra odasından çıktım derin bir nefes aldım ve evin yolunu tuttum.
-
Geldiğimde Yoongi, evde değildi birazcık korkmuştum ki telefonuna bir çağrı gelene kadar söylediğine göre arkadaşları ile  birlikteydi. Onun adına mutlu oldum ve kendim için de üzüldüm yalnız kalmıştım.
Aklıma, tüm bu yaşananlar geldi, kendime inanmıyordum ve güvenmiyordum
"Sen yapacaksın Eun Hee!"
Diyemiyordum kendime..
Korkuyordum kendime inancım yoktu anlatabileceğim, düşünmüyordum,
Hayat beni yeterince üzdün, zaten daha neden bu kadar fazla yoruyorsun ki beni zaten şunun şurasında sadece bir insana sahibim onu da kaybetmek istemiyorum. O benim herşeyim onsuz nasıl yaparım, hakikaten?
Ben hayatı onun sayesinde tutunmuşken, nasıl yapardım bunu zaten o da yarım kalır  bizim yeni başlamış olan hikayemiz yarım kalırdı ve bunu ikimiz de kaldıramazdık. Neden her şeyin güzel olması yerine yanında mı çıkmıştı ki?
Hayat neden bana, gülmüyordu?
Yoongi'den önce çokça intihar etmeye çalışmıştım. Sonra, o hayatım oldu ve her şey değişti.
Hayatıma bu kadar kısa sürede girip, nasıl bütün ruhumu ele geçirebildi ki?
Biz mutlu olmuştuk mutluluğu beraber tatmıştık, beraber.
Şimdi birbirimizden ayrılırsak ne olurdu?
Onu Herşeyden herkesden çok seviyordum O, benim her şeyim di. Her zaman da öyle, kalacaktı bu gerçek hiçbir zaman değişmeyecekti ben ona, o da bana aitti. Biz birbirimizi tamamlıyorduk. Ben gidersem o, sanki parçasını kaybetmiş gibi kalacaktı. Zaten ben bütün parçalarımı yitirmiş bir şekilde gidecektim.
Kapının açılma sesi ile birlikte kapıya döndüm sevgilim, her şeyim gelmişti. Koşarak boynuna sarıldığımda bana ölüm sebebim olan gülümsemesini sundu. Birbirimize sıkıca sarıldığımızda, her zamanki gibi gözlerimi kapattım ve anın tadını çıkardım bu bana iyi geliyordu o yanımda varken her zaman olduğu gibi.
Yoongi çok özel bir adamdı. O da çok şey yaşamıştı, biz her şeyimizi birbirimizle paylaşmıştık birbirimizden hiçbir gizlimiz saklımız yoktu herşeyi apaçık ortadaydı biz birbirimizin her şeyiydik. En güzel kısmı da bunların hepsinin ufacık bir zaman diliminde gerçekleşmesiydi. Aşktı bu başka bir şey değil.
Yüzünü öpücüklere boğdum. Eğer bu dünyadan  gidersem, en çok da bunu yapmayı özleyecektim.
Belki de gitmezdim sevdiğim adamla her zaman mutlu bir şekilde kalırdım Bu da bir ihtimal sonuçta değil mi Gerçi bu ihtimal Benim de inanmak için can atıp bir türlü inanamadığım bir ihtimaldi.

Min Yoongi,
Biliyor musun sana çok aşığım. Kokuna, bedenine, dudaklarına, burnuna  yüzünün her hattına, karakterine, kişiliğine.
Sen benim herşeyimsin, herşeyim dediğim tek insansın. Her zaman da öyle kalacaksın. Sadece bunu bilsen, yeter aslında, bilmiyorum belki de ayrılmayız. Keşke öyle olsa ama biliyor musun içimde en ufak bir umut yok.
Sana bunu nasıl anlatacağım Biz Çok mutluyken bir anda nasıl olacak, bilmiyorum.

Sen benim vazgeçilmezimsin seni çok seviyorum Min Yoongi..

Şimdi ne olacak?

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin