Kollarını omuzlarımda hissediyorum. İnsanın en güvende hissettiği yer evidir ya, benimki de onun kolları. Ellerimi saçlarında gezdirdikçe hafif tebessümünü hissediyorum. Sarılmayı bırakınca gecenin karanlığında sokakta yürümeye devam ediyoruz.
Her adımımızda daha da konuşuyoruz, daha da gülüyoruz ama dudaklarımızla değil, gözlerimizle. Sevgi böyle olsa gerek...
Konuştuğumuz konular gittikçe saçmalaşsa da o da ben de hiç eğlenmediğimiz kadar eğleniyoruz. Biraz sonra bir banka denk geldik. İkimiz de birbirimize baktıktan sonra aynı anda yan yana oturduk oraya.
Her zamanki gibi başımı onun omzuna koydum. Basit bir hareket de olsa bir nedenden dolayı önemliydi.
"Yıldızlara bak, neredeyse hiç görünmüyorlar" dedi bana. Başım onun omzundayken bakmam neredeyse imkansız olduğu için başımı onun kucağına koyup yattım banka. Yukarı baktım, dediği gibiydi, yıldızlar neredeyse yoktu hiç. Arada bir bazıları parlıyordu ama yaz günlerindeki gibi değildi o parlaklıkları.
Bir nedenden dolayı yıldızlara bakarken gözlerim doldu. O fark etmesin diye silecekken gözlerimi ellerini yanaklarımda hissettim. Benden hızlı davranmıştı. Ben daha neden gözlerimin yaşardığını anlamazken o anlamıştı ve anlayışlı bir gülümsemeyle gözyaşlarımı silmişti.
Böyle olunca ikimiz de bir şey demedik. Yıldızlara baktıkça neden ağladığım daha da belirginleşiyordu, seviyordum.
Derin bir nefes alıp büyük bir cesaretle onun elini tuttum. Artık yıldızlara bakmaktansa ona bakıyordum. Bu anın bozulacağını korkarak beklerken gülümsediğini gördüm. Yine konuşmaya başladık.
Bir eliyle benimkini tutuyordu diğeriyle de parmaklarını saçımda gezdiriyordu. Birbirimizi sevdiğimizi söylemesek de her hareketimizden belliydi, kelimelere dökmemize gerek yoktu.
Ellerimize baktım, hiç kimseyle böyle el ele tutuşmamıştım. Sanki bu dokunuşla tüm vücudumda onu hissediyordum.
Gözlerimi açtım, masamda iki tane el çizerken uyuyakalmışım. Hayatımda hissetmediğim duyguların hepsini bir rüyada hissetmiştim. Buna üzülsem mi yoksa uyuyabildim diye sevinsem mi?
Yine bir rüyaya inandım. Bu seferki farklıydı ama. Hiç olmadığı kadar gerçek gibiydi. Çizdiğim ellere bakıyorum, el çizmekte zorlanan biri olarak bu kez hayatımda çizdiğim en gerçekçi elleri çizmişim.
Evet, bir rüyaya inandım. Ama gerçek hayattan çok ayrı değil, tek fark bu sevginin tek taraflı olması. Onun da beni sevdiğine bir kere daha inandım ve yanlış çıktı.
Ne kadar gerçekçi çizsem de onun beni sevmeyeceğini bilerek resmi dolabımın en uzak köşelerine koyuyorum ve uyumamak için yine bir kahve yapıyorum...