Cinlerle ilgili olaylar

353 2 1
                                    

Askerde... 

İnanmayan arkadaşlara örnektir. Bu olay, askerde başımdan geçti. Askerde çavuştum, yani nöbet tutma olayım yoktu. Askere yeni gelen Adana'lı bir çocuk vardı. Çok sakin ama neşeli bir çocuktu. Geldikten yaklaşık bir ay sonra arkadaşa nöbet yazılmış. Ama taburun en sakin, karanlık yerinde, adamı kesseler farkında olmaz kimse. Yanına da üst devre bir arkadaşı vermişler. Tabi üst devre arkadaş başlamış uyumaya, bunu da dikmiş nöbete. Bir saat sonra taburda bir karışıklık, bir panik, silah Sesleri geliyor onun tuttuğu nöbet kulesinden. Çocuğu zar zor getirdiler koğuşa. Bağırmalar, titremeler gözlerini dikip bir noktaya bakmalar. Ne olduğunu soran yüzbaşımıza cinlerin düğününü gördüğünü söylemiş tepenin eteğinde. İlk anda hava değişimine gitmek için numara yapıyor dedim tâ ki gözlerimle bir şeyleri görmeden önce. Çocuk cılız zayıf bir şey ama 3 kişi yatakta zor tutuyoruz. Kendini boğmaya çalışıyor acaip acaip bir şeyler mırıldanıyor, gözleriyle odada sanki bir şey varmış gibi onu takip ediyor. Ama ona gerçekten inanmamın tek bir sebebi vardı. Uyumaya başladığı zaman aniden ellerini boğazına götürdü. Kendini boğmaya çalışıyor. Nerden esti bilmiyorum içimden 3 kulluvallah bir elham okudum ama kimseye farkettirmeden. Çocuğun gözleri kapalı elini dudaklarına götürdü ve bana sus işareti yaptı. Başımdan sanki kaynar sular döküldü. O gün bugündür yatmadan önce mutlaka bu duaları okurum. 

Bataklıkta Uyanan Genç 

1985-1986 yıllarıydı. Pazarcılık yapan bir arkadaşımın başından enteresan bir olay geçmiş. Arkadaşım, bir akşam üstü evinde otururken kapı çalınıyor. Bir arkadaşı ağabeyinin askerden gelmek üzere olduğunu ve birlikte karşılamaya gitmek istediğini söylüyor. Arkadaşım da hazırlanarak iniyor ve birlikte yola çıkıyorlar. O zaman yan tarafı bataklık olan bir yol vardı. Yolda ağabeyinden bahsediyorlar. Adam, "Burası daha kestirme..." diye onu bir başka yola çekiyor. Tam o sırada akşam ezanı okunmaya başlayınca adam kayboluyor. Arkadaşım uyanıyor, kendini dizlerine kadar bataklığın içinde buluyor, çok korkuyor. Doktorlara, cinci hocalara gitti. Üç-dört ay kadar tedavi gördü. 

Beni Kurtarın! 

Bir köyde karı-koca birlikle yürürken caminin hemen yanında biri eşarplı digeri açık iki genç kız görürler. Eşarpsız olan kız diğerini çekiştirerek "Sen evden kaçtın, annem babam seni bekliyor, eve götüreceğim." diyerek dağa doğru götürmek istiyor, orada da hiçbir ev yok. Karı-koca şaşırdık diyorlar. Eşarplı kız ağlıyor. "Bırak beni, ben kaçmadım." diyor. Eşarplı kız onları görünce yardım istiyor, onlar da kıza yaklaşıyorlar. Eşarpsız kızın gözlerindeki ışıla dikkatlerini çekiyor ve korkuyorlar. Eşarplı kız, "Bu Cinlidir. Beni kurtarın!" diye yalvarıyor. Gözleri ışıltılı olan açık kız ise, "Sen karışma, bu evden kaçtı, geri götüreceğim." diyerek karşılık veriyor. Onlar, "Ama orada hiç ev yok ki!" diyorlar. Adam, kız olduğu için müdahale de edemiyor. Son olarak Caminin bitişiğinde oturan imama sesleniyor. İmam gelerek onlara bir şeyler okuyor. Kızın ailesi gelinceye kadar onları evinin bir odasında tutuyor. 

Bir Yurtta Bütün Öğrenciler Birden Mehmet Ali Ağca Olursa Ne Olur? 

Edirnekapı Öğrenci Yurdu'nda anlatılan bir diğer öykü de Mehmet Ali Ağca ile ilgili. 12 Eylül öncesinde bir ara askere tahsis edilen Edirnekapı Öğrenci Yurdu'nda Ağca'nın bir süre tutuklu kaldığı iddia ediliyor. Aradan yıllar geçtikten sonra Ağca'nın yurtta kaldığı odaya bir öğrenci yerleşiyor. O akşam çocuk, yan ranzada aşina olduğu bir yüz görüyor. Yakından baktığında ranzadaki öğrencinin Mehmet Ali Ağca olduğunu fark ediyor. Büyük bir şaşkınlık geçiren çocuk, diğer ranzadakilere sesleniyor, onlar da dönüyorlar Bir de ne görsün, onların da hepsi Ağca. Korkuya kapılan çocuk eşyalarını toplayarak ayrılıyor yurttan. Bir daha uğramak mı o yurda? Tövbeler olsun!!! 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 11, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cinlerle ilgili olaylarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin