Bir sabah kalktığımda daha önce hiç tanışmadığım bu duyguyla tanışacağımı bilmiyordum. Taki onu görene dek!
Ben sanırım onu görmeden önce bir hiçtim ve bunu onu gördükten sonra farkettim. Onunla uzun uzun vakit geçiremedim ama bana dünyaları verdiğini söyleyebilirim.
Benim meleğim - ki muhtemelen birçoğumuzun meleği - şimdi gökyüzünde. Bulutlar ona yatak oluyor ve benim meleğim uyuyor, her sabah uyanıyor ve daha yeryüzüne düşmemiş yağmur damlalarıyla yüzünü yıkıyor benim meleğim. Bu yüzden her yapan yağmur damlası o kadar önemli ki, sırf benim meleğimin kusursuz elleri o damlalara değdiği için.
Alıp saklayasım geliyor dokunduğu her şeyi, nefesini bile saklamak istiyorum. Elimi bırakmasın istiyorum ve beni çok sevsin. Hep sevsin. Şimdi, elimi tutuyor musun meleğim? Ağlıyorum görüyor musun? Ben senin gözyaşlarını silemedim, sen benimkileri siliyor musun meleğim? Özür dilerim meleğim, seni duyamadım ve koruyamadım. Ama şimdi gökyüzünde güneşle saklambaç oynuyor musun? Oynarken yüzün gülüyor mu? Ama basit bir gülme değil gerçekten gülüyor musun?
Sanırım seninle vedalaşmam için çok fazla vaktim olmadı ama ben her her gece yıldızların senin yastığın olduğunu biliyorum ve gökyüzünde onları gördüğümde onlara söylüyorum seni sevdiğimi. Onlarda sana söylüyor mu meleğim? Belkide sadece bir umut bizi kavuştururlar diye her gece gökyüzüne bakıyorum ve onları zorla bulup seni sevdiğimi söylüyorum meleğim, kim bilir?
Sen meleğim. Gerçektende kendin mi istedin gitmeyi? Beni bırakmayı? Bence sen kendin istemezsin ama olsun seni daha fazla kurcalamak istemiyorum meleğim.
Giderken bu benim son vedam demişsin meleğim, son vedan değil. Kabul etmiyorum.
Organlarını bağışlamışsın. Sen benden vazgeçip giderken başkalarını sevdiklerine bağışlamışsın. Sen benden gidip canımı ve ruhumuda götürürken başkalarına can vermişsin. Senin kalbin hâlâ bu dünyada bir yerde, bir başkasında atıyor diye ben senin yanına sadece ruhumu gönderdim meleğim. Bedenim hâlâ burda.
Ben seninle ilgili çok güzel hayaller kurardım meleğim. Sanırım hayallerim gerçek oldu. Belki bu dünyada değil ama şimdi gökyüzünde bulutların ve güneşin hatta yıldızların ve yağmurların, şimşeklerin, fırtınaların babası oldun. Sanırım bunun daha da ötesi var, sen organlarını bağışlayıp hayatlarını kurtardığın çocuklarında babası oldun. Sen o kadar güzel bir baba oldun ki sanırım bir insanın baba oluşunu seyretmek hiç bu kadar güzel olamazdı.
Sanırım kendime yeni bir amaç buldum meleğim. Bu dünyaya seni daha fazla tanıtacağım. Çünkü bu dünyanın seni daha fazla tanımaya ihtiyacı var.
Bazen bir fotoğraf, bazen bir şarkı. Seni bana hatırlatmaya yetiyor gökyüzü. Bir oda verseler yeter bana, yeter ki içinde sen ol gökyüzü, yeter ki.....içinde sen ol.
Bazen düşünüyorumda gökyüzü, bu hikayenin iki ana teması var. Biri senin gökyüzün biri senin gökyüzündeki benim meleğim.
Yeni bir amaç buldum gökyüzü, seni dünyaya daha çok tanıtacağım. Çünkü insanlar seni sevmiyorlar gökyüzü, başarını görmezden geliyorlar. Onları anlamıyorum gökyüzü ve sanırım onlarda beni anlamıyor gökyüzü. Sana ihtiyacım var gökyüzü. Şimdi hiç olmadığım kadar sana ihtiyacım var. Ve ben çok yoruldum gökyüzü. Uyumaya ihtiyacım var gökyüzü ama bir daha uyanmayacak şekilde uyumaya ihtiyacım var. Yapabilir miyim gökyüzü? Senin gibi......uyanmamak üzere......uyuyabilir miyim? Söylesene gökyüzü, yanına gelsem kabul eder misin beni? Beni yanına al gökyüzü ben burda sensiz yapamam. Açtığım müzik sesi hıçkırıklarımı bastırıyor gökyüzü. Sen gittiğinden beri yine eski karanlığım beni hapsetti, odamda karanlığımın içinde oturuyorum sürekli. Elini uzatıp ışığı açan yok gökyüzü. Bir sen vardın ama artık yoksun gökyüzü. Gitmek istiyorum gökyüzü, çok uzaklara. Sadece sen ve benin olduğu bir yere belki senin gökyüzündeki sarayına. Bir balo düzenlersin belki gökyüzü, ben o balonun pamuk prensesi olurum ama biz hikayenin sonunu değiştiririzde ben asla eski halime dönmem gökyüzü. Sonsuza dek seninle dans ederim.
Lütfen gökyüzü. İstersen bulut ol, yağmur damlası olurum senin için. İstersen güneş ol, sarı renge dönüşürüm senin için. İstersen gece ol gökyüzü, yıldız olurum senin için. İstersen deniz ol gökyüzü mavi olurum senin için.
Belkide gökyüzü hiç kavuşamayız seninle. Mesela ben deniz olurum, sen gökyüzü. İkimizde mavi oluruz belki ama asla birleşemeyiz gökyüzü. Asla. Ama ben gökyüzü, dalga olmak istiyorum. Senin okyanus olmanı istiyorum gökyüzü. Ben bir dalga olarak okyanusuna karışmak ve orda en derininden kaybolmak istiyorum gökyüzü. İzin ver bana.
Şimdi ben bunları düşünürken nerede miyim? Ben bunları düşünürken dizlerimin üzerine çökmüş, tabutuna, üstün koyulmuş fotoğrafına ve çiçeklere bakıyorum meleğim. Hıçkırarak ağlıyorum ve bu sefer herkes duyuyor ama teselli edecek kimse yok meleğim ve ben zaten seni bekliyorum onları değil çünkü biliyorum sen geleceksin. Düşünüyorum gökyüzü çünkü şimdiden özledim. Yaşadığımız ve yaşamamız gereken herşeyi özledim. Seni özledim gökyüzü, seni...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gökyüzündeki meleğim -KİM JONGHYUN-
Short Storygökyüzünde misin meleğim? ağladığımı görüyor musun? gözyaşlarını silemedim, gözyaşlarımı siliyor musun? ruhun elimi tutuyor mu? bedenimi senin yanına gömemedim, ruhum yanına ulaştı mı?