Gitarının ayarını yaparken kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu genç oğlan. Yine "Onunla" kavga etmişti. Çok normal, artık ikisi için de günlük bir rutin haline gelmişti bu kavgalar. Sadece onlar için değil, bütün okul için aynı şey geçerliydi.
Her gün aynı olay... O da artık bıkmıştı bu kavgalardan. Aslında son zamanlarda yaptıkları bu kavgaların çok çocukça olduğunu düşünüyordu. Yıllardır onunla kavga ediyordu ve nedenini o da bilmiyordu.
"Sakin ol, Daniel. Aptal bir sarışın için bu kadar sinirlenmeye değmez." diye içinden geçiriyordu. Ama yine de kendine hakim olamıyordu. Sonunda gitarının ayarını halletmişti. Elini gitarın telleri üzerinde gezdirip bir şarkı çalmaya başladı. Sınıfta kimse olmadığı için şanslıydı. Kalabalık ortamlardan nefret ederdi. O yüzden hep kendi başına takılırdı. Konuştuğu kişiler ise genellikle ya çocukluk arkadaşları -ki onlarla da çok fazla konuşmuyor-, ya da onunla konuşmak için can atan ama daha isimlerini bile hatırlamadığı başka sınıflardan kızlardı. Onlarla da sırf peşini bıraksınlar diye konuşurdu. Derin bir iç çekti ve gitarı tekrar yerine koydu.
Dulce: Ya, neden kaldırdın? Çok iyi çalıyordun.
Okyanus gözlü oğlan duyduğu sesle arkasına döndü. İşte o anda ilk kez o yeşil gözlerle karşı karşıya gelmişti.
Genç kız sıraya yaslanmış, parlayan gözlerle ve şirin bir gülümsemeyle ona bakıyordu. Ne zamandır oradaydı?
Dan: Sen... En başından beri burada mıydın?
Dulce: Şey... Evet. :3
Dan: Kusura bakma, farketmemişim...
Dulce: Sorun değil. Bu arada... Nasıl bu kadar güzel çalabiliyorsun? Nereden öğrendin böyle çalmayı?
Dan: Şey... Ben... Kendi başıma öğrendim...
Genç oğlanın yavaştan yanakları kızarmaya başlamıştı. Tekrar bakmak istiyordu o yeşil gözlere ama gizemli bir güç yüzünden bırak o gözleri, kızın yüzüne bile bakamıyordu.
Dulce: Vay! Anlaşılan çok yeteneklisin. Bu çaldığın şarkının adı ne?
Dan: Bir adı yok, kendim yazdım...
Dulce: Sen neden bu kadar yeteneklisin ve neden koca sınıfta tek başına gitar çalıyorsun? (Sanane aptal kızım benim! -,-)
Dan: Yalnız kalmayı seviyorum. Öbür türlü insanlar beni rahatsız edip duruyor.
Dulce: Ben de mi...?
Dan: Ş-Şey... Belki... Y-Yani ben....
Dulce: İyi, ben gideyim o zaman...
Yeşil gözlü kız tam ayağa kalkıp kapıya doğru ilerliyordu ki, genç oğlan arkasından seslendi.
Dan: Şey... İstersen Salı günleri okuldan sonra konferans salonuna gelebilirsin. Her Salı orada kendi kendime bir şeyler çalarım. Ama sen gelirsen rahatsız olmam belki... -///-
Dulce: Peki, gelirim. ^^ Görüşürüz... uhh...
Dan: Adım Daniel ama kısaca Dan diyebilirsin.
Dulce: Peki Dan, Salı günü görüşürüz~
Dan: G-Görüşürüz...
Genç kız giderken kapıyı arkasından kapattı. Okyanus gözlü oğlan ise uzun bir süre onun arkasından bakakaldı. İlk defa bir kız... Onun ilgisini çekmişti... Kızlarla ilgilenmediği doğruydu ama bu kız onda farklı bir etki bırakmıştı... Daha önce hiç tanımadığı bir etki...
Genç oğlan cebindeki telefonun titremesiyle kendine gelebilmişti. Ekrana baktığında ise bir anlık gözleri kocaman açıldı. Tabi ki de annesinden gelen 21 cevapsız arama yazmıyordu ekrandan. Genç oğlan yutkunarak çantasını ve gitarını kapıp koşmaya başladı.
Dan: GEÇ KALDIM!!!
Bugün açıklama yapacak halim yok -,-
Çok hastayım... ;-;
Başım ağrıyor ve midem bulanıyor...
Ama yine de sizin için bu bölümü paylaştım. Umarım beğenmişsinizdir~