Chapter 20

317 65 46
                                    

[Seul Ulusal Araştırma Hastanesi/Seul]
[11:32]

Başımın ağrısıyla uyandım.Hayır! Bu kokudan nefret ederdim.HASTANE KOKUSU en nefret ettiğim şeylerin 1. Sırasında yer alabilirdi.

Gözlerimi açsam göreceklerimden korkuyordum.Beni en son Jungkook bırakmıştı Ve normalde evde ya da arabada olmak varken hastanedeydim.

Gözlerimi açmamakla iyi yapmıştım çünkü kapıdan birileri içeri giriyordu.Büyük ihtimalle benimle ilgili konuşacaklardı.

"Taehyung-ah uyan artık lütfen!" Namjoon hyung'un sesini duyduğumda gözlerimi araladım.Herkes yanımdaki sandalyelere dizilmişti O da.

"Ne oldu bana?" Herkes başını aşağıya indirmiş göz temasından kaçınıyorlardı.

Kaşlarımı çatıp tekrar ettim. "Ne oldu bana?" Jin hyung Kafasını kaldırıp bana özür dilermişcesine baktı.

"Ben seni yalnız göndermemeliydim Taehyung.Kim bilir orda nereye kafanı çarpıp düştün? Kim bilir ne kadar baygın kaldın?"

Ağlamaya başlayınca çatılmış kaşlarımla olayı anlamaya çalışıyordum.Sorar gözlerle Kafamı Jungkook'a çevirdiğimde sandalyesinden kalkıp yatağımın kenarına oturdu.

Ve o büyüleyici sesi duydum."Bizi biraz yalnız bırakır mısınız?" Onaylayan gözlerle teker teker odadan ayrıldılar.Herkes gittiğinde Jungkook yatağımın örtüsünü açıp yanıma yattı.

"Ne olduğunu açıklamayacak mısın Jungkook?"

"Havanın tepkisi başına vurdu sadece."

"Peki ne zaman eve dönebilirim?"

"Bu gece burdasın."

"Peki"

"Peki ne?"

"Koynunda uyuyabilir miyim Jungkook?"Soruma gülüşüyle yanıt verdi sanmıştım.

"Yapamam Taehyung."

Ben daha cevap vermeden kapı açıp odadan ayrılmıştı.İşte bu yüzden Jungkook'u anlayamıyordum.

Bir iyiydi,bir kötü.Anlam veremiyordum.Kapı sesine döndüm Jungkook sanarak.Jimindi.

"Salak iyi misin?"

"Nasıl gibi görünüyorum?"

"Berbat."

Yüzüm solunca kaşları çatıldı.

"Şaka yapmıştım Taehyung turp gibisin." Dediğine gülerken bir anda yüzüm solmuştu.

"Jimin sana bir soru sorucam.Jungkookla ne kadardır arkadaşsınız? Nasıl tanıştınız?"

"Biz çocukluktan beri arkadaşız.Parkta tanışmıştık gerçi pek iyi bir tanışma olmamıştı.Jungkook'un kafasına kum dolu kova atmıştım."

İkimizde gülerken içeri sinirli bir Yoongi hyung 'un girmesiyle gülen suratlarımızın yerini şaşkınlık almıştı.

"Kim bu şimdi? Senin arkadaşındı değil mi Jimin? Burda ne işi var?"

"Hangi arkadaş?" Dediğimde suratlar bana dönmüştü.

"Önemli değil minnoşum biri işte."

Jimin'in sözleriyle kaşlarım çatıldı.O arada içeri Jungkook ve Sehun girmişti.

Sehun..

Oydu değil mi? Jimin'in arkadaşı.Jungkook'un yanında kaçıncı yer alışıydı kim bilir? Kıskançlık bütün bedenimi ele geçirmiş o beni yönetiyordu.

"Selam Sanırım zaten tanışıyoruz şu kaçırma olayı." Deyip güldüğünde suratım tepkisiz kalmıştı.Onu Jungkook'un yanında görmek bile beni çıldırtıyordu.

Jimin'in gidip ona sarılmasıyla büyük düşüş yaşadım.Yoongi hyung da benden farksızdı.Gözlerinden Ateş fışkırıyordu.Benim mi? Benimkinden sadece mutsuzluk akıyordu.

"O zaman sizi daha iyi tanıştırayım.Kelimeler yetmez ama Sehun benim eşim."

Gözümden düşen damlalara hakim olamadan ona bakıyordum.Dün ki bana aşkla bana bakan irislerine.Yoongi hyung halimi görüp Hızla onları dışarı çıkarttı.

Bense ne yapacağımı bilmiyor Kafamı olumsuz sallayıp duruyordum.Yoongi hyung hızla yanıma gelip beni durdurdu.

"Taehyung kendine gel! Sakin ol!"

Onun sözlerini dinleyemeyecek kadar dağılmıştım.Birden ağaya kalkıp kolumdaki serum iğnesini çıkarıp yere attım.Dolaptan giysilerimi alıp lavaboya girip kapıyı kilitledim.

Yoongi hyung'un kapıya vuran yumruklarını umursamadan üstümü giyinip yere düştüm.

Ağlamaya başladım.Sadece ağladım yardım istercesine,birisi elini uzatsın diye.

Ne bir yardım Ne de uzanan bir el vardı.Birden ayağa kalkmamla başım dönmüş bir yere tutunmuştum.Aynada kendi yansımama baktığımda şişen gözler ve ısıtmaktan kanlara bulanmış bir dudakla karşılaşmıştım.Bunun için acımıyordu çünkü hiçbiri kalbimin acısını kapatacak güçte değildi.

Daha fazla dayanamayıp elimi Karşımda ki yansımama geçirdim.Ayna büyük bir sesle parçalanırken kolumdan kanlar damlıyordu.Aynı bu ayna gibi kırılmıştı kalbim.Bir kitapta okuduğum satırlar aklıma gelmişti.

Bir şeyler kırıldığı zaman onların tekrar bir araya gelmesini engelleyen,kırılma eylemi değildir.Sebebi ufak bir parçanın kaybolmasıdır... Artık son iki parça istese bile bir araya gelemez.Tüm şekli değişmiştir.

Merhaba YİNE BEN sıktı artık bu giriş dediğinizi duyabiliyorum.

Biraz hızlı bir gelişme mi oldu sanki?

Bölümü nasıl buldunuz?

Aslında Pazartesi yükleyecektim ama dayanamayıp şimdi attım.Sizi seviyorum hemde çok 💙

my angel ✘ vkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin