TÜRKÜZ,DELİYİZ,BORDO BERELİYİZ

4.Bölüm:Doktor Bey

Askeri araç karargaha giriş yapınca Yüzbaşı Gizem araç istop eder etmez kapıyı açarak içinden atladı. Baha araçtan atlayan kadına baktı ve "oha lan kadın süper deli" diyerek güldü.Pamirde kadının arkasından baka kaldı. '' Manyak mısın oğlum o bizim komutanımız düzgün konuş duyarsa o zaman görürsün deliyi" diye homurdandı. Diğer aracında park etmesini bekledikten sonra hep birlikte toplantı salonuna geçtiler.

&&&&&

O esnada Gizem çoktan içeri girmişti ve Orhan komutanın odasında onunla kısa bir konuşma yapıyordu."Biliyorsunuz komutanım Türkiye'ye yeni döndüm bu çıktığım görev bir defalığına mahsus olarak yapılmış bir görevdi ve bu seferlik komutanlıklarını yaptım ama onların başına komutan olarak ben geçemem, ki bu hafta içinde de yeni bir görev emri bekliyorum. Bu yüzden de gitmek durumunda kalabilirim, onların başında olmayı gerçekten çok isterdim ama bu oldukça zor."

Orhan komutan biraz durdu sonra kaşlarını çattı."Ne demek bir defalığına mahsusmuş o, ben sana sordum değil mi görevi kabul eder misin diye sende kabul ettin artık öyle değil mi? Görevin belli sen Arslan timinin komutanısın ben herşeyi hallettim sayılır gerekli yerlerle irtibata geçtim siz gelene kadar. Artık burada bu yiğitlerin komutanlığını sen yapıcaksın yani boşuna başka görev gelecek diye bekleme en yakın zamanda kendine kalacak bir yer bul olmadı burada lojmanlardan birinde kal"derin bir nefes alarak arkasına yaslandı. Karşındaki şaşkın komutana güldü"neyse kalk bakalım toplantı salonuna çocuklar geçmişlerdir.ü"dedikten sonra Gizem'e söz hakkı tanımadan ayağa kalktı onun peşinden de Gizem kalktı sessizce homurdandı kendince ve Orhan komutanın peşinden toplantı salonuna gitti.

Oda girdiklerinde askerler esas duruşa geçtiler."Rahat. Şimdi direk konuya giriyorum, teröristlerin hastaneye saldırı yapacakları haberini aldık tekrardan şuan zamanı tam olarak belli değil ama askerlerimizi yaralayan teröristler hastaneye saldırı için gönderilmiş.
O esnada ise şehir merkezinde de silahı çatışmaya girerek bizim dikkatimizi o tarafa çekmek istediler ki böylelikle sınırından girip hastaneye saldıracaklardı diye tahmin ediyoruz. Zaten gerisini biliyorsunuz kontrol amaçlı gönderdiğimiz askerlerimiz tuzağa düştüler o esnada ise şehir merkezinde de çatışma çıktı ortalık karıştı ama istediklerini alamadılar."
Pamir söz aldı "peki komutanım hastaneye saldırma amaçları nedir?"
O sırada Gizem kaşlarını çattı ve "duyduğum bazı istihbaratlara göre çatışmada yaralanan onların büyük ele başlarından biri feci bir şekilde yaralanmış ancak ona yardım edebilecek doktorları yokmuş öyle değil mi ?"

Orhan komutan "aynen öyle geçen haftaki çatışmada ağır yaralanmış ama ölmemiş hayvan herif demek ki, vuran bir keskin nişancı dediğine göre kalbine yakın bir yerde olması lazım kurşunun ve bu yüzden de Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı olan Rüzgar Akdoğan'ı kaçırmaya çalışacaklardır. Bu yüzden de bir ara hastaneye tekrar uğrayın ve durumu düzgün bir şekilde izah ederek bir askeri korumalı araç yönlendirelim. Gizem ve Baha siz gidin bakalım hem yaralı askerlerimiz hakkında bilgi alın hemde aileleriyle de görüşün dağılabilirsiniz." diyerek odadan çıktı.Gizem ise hızla Baha ya "ben birazdan geliyorum sen geç araca"diyerek oda odayı terk etti.

Arslan timi de Gizem'in peşinden toplantı salonunda çıkarak dinlenme odasına doğru gitmeye başladılar. O sırada Alper ise hastaneden çıkmış karargaha geri dönmüştü. Diğerleriyle karşı karşıya geldi."naber millet "diye koşarak onların yanına geldi. Onlar kendi arasına konuşurken yüzbaşı ise Orhan komutanın peşinden odasına gitmişti.

&&&&&

"Komutanım biz ne kadar korumaya çalışsakta bir şekilde o doktor olmasa da başka bir doktoru illaki alıcaklardır. Biliyorsunuz ben de istihbarattandım bir zamanlar bir şekilde onların içine sızarım, benim sayem de bir çok şey önledi gizli görevlerimde sizde olmasa da birçok bombalı saldırıyı durdurdum orada bir yerim bir adım var en azından söz hakkım var yani tekrardan aralarına sızarım ama bu işte söyle bir sıkıntı olucak "dediğinde Orhan komutan oturduğu koltuktan ileri doğru uzandı ellerini çenesini altına birleştirdikten sonra kaşlarını olabildiğince çattı ve"ne gibi bir sıkıntıdan bahsediyorsun sen içimden bir his pek hoş şeyler olmayacağını söylüyor." derken gözlerini kıstı.