Okul formalarımla mutfaktan uzaklaşırken, teyzem hâlâ arkamdan bağırıyordu. Bana okul hakkında çektiği nutuklar sanırım yetersiz gelmişti.
Montumu kollarımdan geçirirken, teyzem eline sırt çantamı almıştı."Dediğim gibi sorun çıkarmak yok."
Sesindeki uyarıcı tona karşı göz devirirken ayakkabılarımı giyiyordum. Beni küçük bir kız çocuğu gibi ikide bir ikaz etmesi anlamsız gelmeye başlamıştı galiba.
"Sorun çıkarmak yok." diyerek gülümsedikten sonra kırışmış ve yumuşak yanağına minik bir buse kondurdum. İnanın bana şu Dünyada sizin için endişelenen birisi varsa, ona sahip çıkmak en doğru yol.
Sırt çantam vücudumdaki yerini bulduğunda arkamı dönerek merdivenlere yöneldim. Kapının kapanma sesiyle durdum ve Uzay'ın kapısına baktım. Elim hâlâ demir korkuluktaydı.
Dün gece birlikte gideceğimizi ve ertesi sabah da onun kapısına gelmem gerektiğini söylemişti beyefendi(!)
Kafamı olumsuz anlamda salladıktan sonra merdivenleri inmeye başladım.
Onun dediğini yapmak gibi bir zorundalığım yoktu. Ben onun hiç bir şeyiydim ve öyle olmaya da devam edecektim. Özgür olmak sadece bedeninin bağlı olmasından geçmiyordu. En önemlisi ruhunun kirlenmemiş ve kendine ait olmasıydı. Herkesin dediğine 'tamam' dersen kendi kuyunu kazmış olurdun. Ve benim böyle bir niyetim yoktu. Kendi planımı iyisiyle veya kötüsüyle ben yapmalıydım.Merdivenin son basamaklarını da geçtikten sonra kapıya ilerlemeye başladım. Oraya yürüyecek ve yalnız gidecektim. Peşimde bir gölge olmadan elbette.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGENİN IŞIĞI (Askıya Alındı)
Novela Juvenil"İyi değilsin." dedim soğuk bir tavırla düşüncelerimi dışa vururken. "Biliyorum." Verdiği kısa cevabı es geçtim ve gökyüzündeki karanlıkta kaybettirdim bakışlarımı. "İyi biri olmak istemem." dediğinde kaşlarımı çatıp ona baktım. Ara sıra esen rüzgar...