Sevgilimin kolları altında huzurlu bir şekilde uyuduğumu hatırlıyordum.
Uyandığımda gözleri ve her zamanki gibi şişmiş dudakları, gözleri büyümüş bir
Yoongi vardı karşımda.
Ona bakarken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Çok güzeldi.
Uyandığında uykulu gözlerle bana baktı.
"Günaydın meleğim." Dediğinde dudağının kenarına ufak bir öpücük bıraktım.
"Günaydın sevgilim."
"Ne zaman uyandın?"
"Oluyor bir kaç saat, seni izledim."
"Nasıl yani?" Dediğinde şaşırdığını büyüyen gözlerinden anlatmıştım. Gülümsedim.
"Saatlerdir seni ve o güzel yüz hatlarınla, bakışıyoruz." Dediğimde, dudağını ısırdı.
Beni ani bir hareketle üzerine çekitğinde her zaman ki gibi yanaklarım, kırmızının en fazla olduğu hale bürünmüştü.
"Demek, beni izledin?" Dediğinde, onun rahatlığına karşılık utançla başımı aşağı yukarı salladım.
"Sen ne güzel bir şeysin." Dediğimde ellerimde olan gözlerimi Yoongi'nin gözlerine çıkardım. Bunu yapmamla birlikte dudağıma yapışması bir olmuştu. Kahkaha atmaya başladığım da, öpüşürken kahkaha atma yeteneğine sahip olduğumu fark ettim. Gerçekten çok fazla gülüyordum.
Beni kendinden uzaklaştırdı.
"Yemek yesek, iyi olacak."
"Haklısın." Diyip burnunun ucunu öptüm.
Aynı anda gülümsedik.
Ben tuvalete koşturduğum da yoongi arkamdan koşuyordu.
"Hayır ilk ben!"
"Hayır ben!" Diye bağırışırken aynı zamanda kahkaha atıyorduk.
En sonunda kazanan ben olmuştum. İlk ben girdiğimde. Kapıyı ona belli etmeden açtığımda, Yoongi'nin kapıya kafa attığını görmüştüm.
Ne yapıyorduk biz?
Kahkaha atmaya devam ederken:
"Ah acıdı!" Demesi ile içimi saran korku ile kapıyı açıp yanına gittim. Yanına gitmemle, birlikte kahkaha atıp tuvalete koşup kapıyı kilitlemesi bir oldu.
"Ya, Yoongi!" Diye cırladığım da, hala gülüyorduk.
"Tamam sen kazandın." Diyip gidecektim ki kapı açıldı. Arkamı döndüm ve Yoongi'yi üzeri çıplak altında havlu ile gördüm.
Çığlık attığımda koşarak yanıma geldi ve ağzımı kapattı.
Hemen kendimi Yoongi'den çektim ve koşarak mutfağa gittim.
5 dakika içerisinde neler yaşamıştık.
Yüzümde hala aptal bir sırıtış varken, Yoongi ile bu şekilde eğlenmeye gerçekten ihtiyacım olduğunu da anlamış olmuştum.
Kahvaltı hazırladıktan sonra Yoongi sonunda tuvaletten çıkmıştı. Yine belinde o havlu ile. Ben onu görünce utançla başımı eğmiştim.
O da, sırıtıyordu.
"Üzerini giyinsene." Dediğimde, saçlarımı öptü. Bu sırada başım hala, yerdeydi. Ona bakamıyordum.
"Bence böyle iyi hem hava sıcak." Dediğinde, yerden gözlerimi devirdim.
Çıplak göğsüne yumruk attığım da, acı ile inledi.
"Hakettin!" Dediğimde,
"Hastalığın geçti sanırım sevgilim, bu ne enerji."
"Sanırım." Dediğimde yine bütün enerjim hastalık lafı ile emilmişti, sanki.
Yüzüm düştüğünde Yoongi bana endişe ile baktı.
"Yoksa geçmedi mi?"
"Geçti." Dedim ve gülümsedim. Kendime verdiğim sözü hatırlatarak.
O konuşmadan ben devam ettim.
"Geçti, bomba gibiyim!"
Mutlulukla gülümsedim.
-
"Yoongi." Dediğimde önünde ki omleti kesmekle uğraşan Yoongi gözlerini bana çevirdi.
"Efendim güzelim." Dediğinde aklımda uzun süredir yer alan tatil planını onunla paylaşmayı düşünüyordum. Beraber ilk tatilimiz olacaktı. Eğer gidersek. Yaz, aylarında da gelmişken bu fırsat kaçmazdı bana göre. Heyecanlanmıştım.
"Söyleyecek misin bebeğim." Dediğinde kendimi dalmış olduğum düşüncelerimden alarak, Yoongi'ye odakladım.
"Diyorum ki biz ikimiz, hem yaza da girmiş bulunmuşken bir tatile mi gitsek?"
Gözleri parladığın da, bu fikri sevdiğini hissetmiştim.
"Biliyor musun, aynı şeyleri düşünüyordum." Dediğinde bu sefer gözleri parıldayan, ben olmuştum.
Heyecanla ellerimi çırptım.
"Tamam o zaman, ne duruyoruz." Dediğimde, aynı şekilde ellerini çırparak, cevap verdi:
"Gideceğimiz yere karar vermemiz, gerekiyor sevgilim."
"Tamam hemen karar verelim."
"Hemen şimdi, hadi!" Dediğinde gülümsedim.
El ele mutfaktan çıkıp salona gittik. Yoongi eline, dizüstü bilgisayarını alarak tatil için ideal yerlere baktı. Dediğine göre Maliyeti önemli değildi. Zaten bu kadar bolluk içinde ilk defa gideceğimiz tatilinin maliyetine bakacak değildik ya. Yoongi, canım üvey babasına gerek kalmadan kendi parasını fazlasıyla ve hakkıyla kazanıyordu.Beraber gideceğimiz yeri Amerika olarak kararlaştırdığımız da, heyecanlanmıştım. Daha önce Amerika'ya hiç gitmemiştim. Genel olarak hayranlık duyduğum bir ülkeydi.
Mutluluk içinde Yoongi'ye sarıldığımda aynı şekilde bana karşılık verdi. Bem onun saçlarını öperken, o da elleri ile saçlarımı okşuyordu.
Çok huzurlu geçen bir günün ardından daha beraber uyumaya gitmiştik.
Kafam Yoongi'nin göğsünde kalp atışlarını dinliyordum. Aynı zamanda mutlulukla gülümsüyordum.
Bu adam bana her şeyi unutturuyordu. Onu çok ama çok seviyordum. Onu, bırakmayacaktım.
Ellerim ellerini okşarken bir kaç mırıltı çıkardı. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda uyuya kaldığını görmemle birlikte daha da fazla gülümsedim.
Dudağı ile burnunun arasında kalan yere uzunca bir öpücük bıraktım ve ışıkları söndürerek kendimi Yoongi'nin kolları arasında uykuya bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Love / M Y G
Fanfiction-yoongι ve eυn нee вιrвιrlerιnιn, ѕonѕυzlυğυ olмυşтυ- ❤❄ "Hayatıma bu kadar kısa sürede girip, bütün ruhumu nasıl ele geçirebildi?"