"Elizya, Elizya..." ve yine kulağıma gelen o ses. Adımı defalarca kulağıma fısılsayan ses. Bu ikinci duyuşum. Ne istediğini, adımı nerden bildiğini ve kime ait olduğunu merak ediyorum. Çünkü bu adada benden başka hiç insan yok. Yanlızlığım adını Kumsal adını verdiğim sincabımla, ayrıca bu adaya bırakıldığımda yanıma koyulmuş efsanevi takvimim, muhteşem kulübem, küçük kayığım, incili kolyem, klasik hayt hileleri kitabım ve gizemli not kağıtlarımla gideriyorum.
Tabi bu adaya neden bırakıldığım ve ne zaman döneceğim hakkında hiçbir fikrim yok. Ama tuhaf olan sadece onlar değil. Saç rengim gri, mavi ve mor, bileğimde dalga şeklinde dövme var ve 18 yaşıma ayak bastığımdan beri adımı kulağıma fısıldayan o tuhaf ses. Bu sesin ne istediğimi çözmem gerekiyor. Sanki benden bir şey istiyor. Bunu öğrenmenin tek bir yolu var: Bulmacayı çözmek.
O zaman her şeye en basından başlayacağım. Öncelikle bu adaya bırakılma zamanımı değerlendireceğim. 10 yaşındaydım, o zamana dair nedense pek bir şey hatırlamıyorum. Uyandığımda bu adada bulunan küçük şirin bir kulübenin içindeydim. Daha 10 yaşındaydım ve yanlız kalmak ürperticiydi. Yataktan kalktıktan sonra etrafa bakındım. Kulübe 2 odalıydı ama 1 oda gibi küçüktü. 1. odada küçük tek kişilik bir koltuk, tek kişilik yatak, bir dolap, buzdolabı ve bir banko vardı. Buzdolabını açtığımda yeterince çok yiceyek ve içecek vardı. 2. odada ise banyoydu. Duş, tuvalet ve bir dolap vardı. Dolapta ise temizlik malzemeleri deterjan gibi şeyler vardı. Yani anlıyacağınız 10 yaşında bir çocuğu bir adaya kendi başına bırakmışlardı. Beni şaşırtan şeyse bu adaya gelmeden önceki 10 yılımı hiçbir şekilde hatırlamıyorum. Doğuşumu, okula başlayışımı, evimi, annemi, babamı ve hayatımı... Neydim, kimdim, nasıl büyüdüm bilmiyorum. Ama nolursa olsun böyle bir yerdeysem bu tesadüf değil. Bu ev, bu kayık, bu takvim, bu kolye, bu not kağıdı, bu kitap... Hiçbir şey tesadüf değil. Birileri bana onları bulmam için ipuçları bırakmış ve ben bu ipuçlarını bu gizemi çözeceğim. 8 yıldır buradayım. Nerde ne var herşeyi biliyorum. Meraklı ruhum 8 yıldır etrafı inceliyor. Denizi, kayalıkları, ağaçları. Ama 18'ime basalı hiçbir ses duymadım, hiç kimseyi görmedim. Demek ki 18 yaşımla bir alakası var. Evet yeterince büyüdüğümde bu gizemi çözmemi istiyorlar. Birinci ipucu 18 yaş. Başka peki bu sesler nerde kulağıma geldi? Denizde. Evet ikinci ipucu deniz. Ayrıca deniz dalgalıydı da. Bileğim, bileğimdeki dövme. Hala beden vücudumda, ne işe yarıyor, ne anlatıyor bilmiyorum ama içimden bu gizemle bir alakası olduğu geliyor. Başka başka yaklaşık bir saattir düşünüyorum. Sabah kahvaltıdan sonra Kumsal ile dolaşmaya gittiğimde kulağıma gelen ses nedeniyle eve döndüğümden beri başka hiçbir şey düşünemiyorum. Artık biraz rahatlamam gerekiyor. Denize girmek istiyorum. 8 yıldır bunu anladım ki deniz beni huzura kavuşturuyor. Kulübemden dışarı çıkıp hemen yanındaki ağaçta gezinen Kumsal'ı görünce çok mutlu oldum. Çünkü bu adada beni yalnız bırakmayan tek arkadaşım. Onunla genelde kayığa binip denizde dolaşırız. Kayık kullanmayı ilk öğrenmeye başladığımda hep düşerdik. Ama meraklı olduğum kadar hırslıyım da. Hergün hergün düşe kalka bu kayığı kullanmayı öğrendim. Tabi Kumsal'ın da yardımları oldu. Kayığımı aldım ve Kumsal ile kayığa oturduk. Kayığı sürmeye başladığım anda denizde oluşan dalgalar arttı. Ama pek aldırış etmedim. Ama kıyıdan biraz ilerlekten sonra ani bir dalgayla kayık ters döndü ve ben kayığı tutamadım çünkü ayağıma birşey takıldı. Ve beni derin olmasa da boyumu aşan denizin dibine doğru çekiyordu nefesimi tuttum ama ne kadar dayanırım bilmiyorum ayağıma takışan ip nedeniyle yukarı çıkamıyordum. Kendimi yukarı çekmeye çalışıyordum ama başaramıyordum. Çırpınmayı bıraktığım anda bir şey fark ettim. Saçlarım parlıyordu. Renkli saçlarım inci misali parlıyordu. O kadar çok şaşırdım ki ağzımı açtığımı bile fark etmedim. Ağzıma dolan suyu geri çıkartıyım derken nefesimi verdim. Nefessiz kaldım. Ölüyordum ama nefes aldım ve verdim. Bir daha aldım ve verdim. Ben suyun altında nefes alabiliyordum. Bunun şokunu atlatamaya çalışırken ayağımdaki ipin gevşediğini hissettim. Ayağımı çekmemle ip çözüldü. Yüzeye doğru yüzdüm. Başımı çıkardığım anda yüzüme çarpan dalgayla kulağıma yine o ses geldi. Bu sefer başka bir cümle söyledi. "Kraliçe Elizya"
DEVAM EDECEK...
ARKADAŞLAR ÇOK AZ OKUYUCUM VAR. GÜZELBİR KITAP OLACAĞINI DÜŞÜNMÜŞTÜM. AMA DÜŞÜNDÜĞÜM İLGI GELMEDI.
BU KITABI SILEYIM MI YORUMLARA YAZIN.😔😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DALGANIN GÖTÜRDÜĞÜ YERE
AdventureDalgalar kulağıma fısıldıyordu ve nedense onu yapasım geliyordu