Bu kitaba uygun gördüğüm şarkı;
Michael Jackson - Smooth Criminal (Kusursuz Katil)
İliklerime kadar üşüdüğümü farkedince montuma daha çok gömüldüm, olay yeri inceleme ekibinin işi çoktan bitmişti. Bana doğru yaklaşan polisi gördüm, elinde bir kağıt vardı "Merhaba hanımefendi, Mine, değil mi?" "Evet ben Mine!" "Benimle gelirseniz, hani olayın nasıl olduğunu sorucam, ifadeniz için." "Pekâlâ!" "Buyurun!" dedi arabayı göstererek "Merkeze mi götüreceksiniz beni?" "Hanımefendi siz durumun ciddiyetinin farkında değilsiniz galiba! Az önce bir cinayete tanık oldunuz!" "Hayır! Cinayet işlenirken orada değildim, sadece kadının..." gördüklerimi hatırlayınca yutkundum, durumun ciddiyetini şoktan çıkınca farkedebilmiştim "Kadının kafasını gördüm!" dedim endişeyle adamın yüzüne bakarak. Polis arabasındaki yerimi aldıktan sonra iki polis daha arabaya bindi ve az önceki polis kontağı çevirdi.
Merkeze ulaştığımızda arabadan yavaşça indim ve yine o polisle birlikte binaya girdim. Beni, ifademi almak üzere sorgu odasına götürdüler. Polis, sandalyemi kibarca çekti "Buyurun, oturabilirsiniz!" dedi ve yanındaki polise "Serkan, hanımefendiye bir çay getir!" "Yok, yok ben çay sevmem!" dedim "Pekâlâ Serkan kahve getir." dedi. Sonra bana döndü ve "Olayı en başından anlatmanızı istiyorum, neler oldu? O sokakta ne işiniz vardı? Ya da... Neyse siz anlatın lütfen." Sonra kapı tıklandı, gelen kişi Serkan'dı, yanlış hatırlamıyorsam ona öyle seslenmişti. Masaya bırakılan kahveme uzunca baktıktan sonra saati sormak aklıma geldi "Saat kaç acaba?" "00:23 neden sordun?" "Tam olarak kaç saat önce gördüğümü hatırlamak için." "Pekala hadi kahveni içerek anlat! Sakin ol ve en ufak ayrıntıyı bile söyle, işimize yarayabilir."
"Ailem gelecek mi?" "Seni tutuklamıyoruz." dedi, sonra şüpheli bir şekilde bakarak devam etti "En azından şimdilik, ama aileni aradık, gelmişlerdir." "Ne yani bana suçlu olabileceğimi söylüyorsunuz? Yanlış duymadım öyle değil mi?" "Bakın gerçek suçluyu bulana kadar herkes şüphelidir. Ve sizde ilk görgü tanığı olarak birinci şüphelisiniz." Aslında durumun ciddiyetini şimdi daha iyi anlıyordum, ben bir şüpheliydim. Ona olanları anlatmalıydım ama eğer anlatırsam... Lanet olsun hepsini anlatamazdım yoksa hapsi boylardım. Ama yine de bazı şeyleri anlatacaktım. Kahveme uzanıp bir yudum aldım ve yüzümü şüpheli bir hal almasından alıkoydum. Şu an bu sersem cinayetten tutuklanmamam için iyi sebeplerim vardı. Hem zaten sadece kadını gördüm, onu ben öldürmedim ki!
Ona anlatmaya başladım "3 saat önceydi. 21:25 de evden çıktım" Bir yudum daha kahve alıp devam ettim, herşeyi olmasa da onların işine yarayacak kısmı anlatacaktım. "Evet aynen böyleydi, üç saat önce evden çıktım. Ayla aramıştı, arkadaşım." "Niye aramış?" "Anlatıyorum." "Tamam anlat hadi, kusura bakma ben biraz sabırsızımdır da." Onun dediklerini dikkate almayarak anlatmaya devam ettim, olayları tek tek gözümde canlandırıyordum. Karşımda heyecandan titreyen bir polis duruyordu, deneyimsizdi belki, ilk sorgusu da olabilirdi. Ama ben onun gibileri çok görmüştüm, bu yüzden ona sadece bilmesi gerekenleri anlatmıştım. Olayın dışında bana dair hiçbir şey bilmemesi gerekliydi çünkü. İfademde yazılı olanlar ona anlattıklarımdan ibaretti ama gerçekte olanlar...
Saat 21:20 da
Her zamanki gibi yatağımın üzerinde kıvranıp duruyor ama bir türlü uyuyamıyordum. Kapı aralandığında annemin başını odamdan içeri soktuğunu gördüm "Anne?" "Seninle konuşmamız gerek Mine!" "Şimdi değil anne, yorgunum." "Mine!" başımı yorganın altından çıkarıp konuştum "Anne! Git!" "Şimdi olmasa bile eninde sonunda konuşacağız Mine. Bunu tahmin edebilecek yaştasın." o sırada masada bulunan telefonum titremeye başladı, hızla yataktan fırlayıp onu cevapladım "Alo!" "Alo Mine, lütfen bana gel yalvarırım." ağlıyordu "Neler oluyor?" "Lütfen gel yalvarırım!" "Tamam geliyorum!" annemin üzerimdeki sinirli bakışlarını fark etmemek elde değildi. Odama girdi ve kapıyı örttü "O kimdi?" "Ayla!" "Ne diyor?" "B-bu çok saçma! Annemsin diye her konuşmamızı bilmen gerekmiyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz
Mystery / ThrillerKuzuların Sessizliği diye bir film var, izlediniz mi bilmem. Ben izlemedim, ama kuzuların sessizliği neye denir onu pekâlâ iyi biliyorum. Pencerenin dışında olan başımı içeri çektim ve gerçek dünyaya geri döndüm. Pencereyi kapatıp perdeyi sertçe ind...