16 BÖLÜM Dolandırıcı

295 28 3
                                    

Hayat doğduğumuzda başlar,
Ve öldüğünüzde biter.
Nasıl başlayıp nasıl sona erdiği değil . İkisi arasında neler sığdıra bildiğimiz önemlidir aslında.

Göz kapaklarımı aralamadan önce burnuma gelen tanıdık kokuyla mes oldum. Kokuyu dehşetle içime çekmeye başladığım an ne yaptığım, ve yine Rüzgar beyin odasında olmazdım. Deyip ani bir şekilde gözlerimi açtığım gibi bedenimi de doğrulup hızla etrafıma baktığımda odamda ve yatağımda olduğum için derin bir nefes almak isterdim ama kendi kendime sinirlenerek
elimi hızla anlıma vurarak

"Artık dün gece yine onu düşünmekten onun kokusunu tiryakisi olmuştum."

Bu tüm saçma düşüncelerden kurtulmak için hızla yataktan kalktığım gibi bedenimi duşa koydum ancak soğuk su beni kendime getirtirdi.
Ne çok sevmişim ben bu adamı ama o benim için cennettin yasak meyvesi gibiydi ama sevmek zaten zor olan değilmiydi. Benimkisi zor değil imkansızdı ve bunu kabullenmem kolay olmasada onu kalbimden çıkarmalıydım.

Ama bu gördüklerim nasıl olacaktı hiç bilmiyorum. Az önce hissettiğim kokusu yetmeyip şimdi canlı bir varlıkmış gibi mutfağımdaydı.
Bu durumda onun nasıl kabimden ve zihnimden çıkaracaktım hiç bilmiyorum.

Derin bir nefes alıp onun kaybolup Ada'nın olacağı için bir kez gözlerimi kapatıp açtığım sırada onun sesi yankılandı kulaklarıma....

"Biran hiç uyanmayacaksın sandım "dedi Gözlerim bu tüm olan bitene  kocaman olurken daha fazla çenemi tutmadan.

"Si.. siz Gerçekmisiniz. ?" Dediğimde
Tebessüm edince artık hayal olmayacak kadar gerçek ve capcanlıydı. Tüm bunlar yetmeyip onun tebesümüyle kalbim deli gibi çarpınmaya başladı çünkü onu gülerken hiç girmedim desem yalan olmazdı ve gülmek bir insana ancak bu kadar çok yakışırdı.

Tüm düşüncelerimi kenara iterek onun şuanda burada ne işi olduğunu hala çözmüş değildim ve ancak

"Sizim burada ne işiniz var nasıl girdiniz evime?"
Her zaman olduğu gibi heybetinde taviz vermeden konuştu.

"Canım menem istedi onu yapmaya geldim. Hadi konuşmayı bırakta soğutmadan başlayalım " Onun bu rahat haline biraz daha şaşkınlığımı atamadım doğrusu.
Cidden Rüzgar bey ne yapıyordu böyle onu biraz daha anlamak için gözlerimi dikerek.

" Siz benim evimd..... "deyip Aklıma dünkü halim gelince bir anda
duraksadım. Sahi ben dün en son  mezarlıktaydım, eve gelmediğime eminim. Zihnimi kurcalırcasına elimi başıma koyarak derin bir nefes aldığım gibi gözlerimi kapatıp hafızamı biraz daha zorlasamda hiçbir şey hatırlamıyordum ama böyle bir şeyde asla mümkün olamazdı. Hem Rüzgar bey getirse bile benim mezarlıkta olduğumu nasıl bile bilirdiki.
Başımı iki yana sallayarak gözlerimi açtığım gibi .

" Ben en son mezarlıktaydım. Siz beni oradan getirmiş olamazsınız, hem getirmiş olsanız bile benim mezarlıkta olduğumu nerden biliyordunuz ?" Diye sorduğumda.
Sanki Ben değilde o sinirlemiş ve hasap sormaya başladı. 

" Ne çok konuştun asistan, nerden öğrenmemin ne önemi var. Asıl sen söyle ben seni bulmasaydım geceyi mezarlıktamı geçirecektin.?"

Nefes dahi almadan konuşmaya devam etti. Tabi kaşını biraz daha dikerek.
Buda onu daha fazla sinirli olduğunu gösteriyordu.

" Yoksa daha önce geceleri mezarlıkta sabahladınmı?"

Küçük bir çocuk hata yaptığında anne ve babasından azar işittiğinde ne yapacağını bilmezdi hiç öyle bir anım olmadığından Rüzgar beyinde bir baba gibi şefkatli olmuş gibiydi yada bana karşı öyleydi çünkü normalde akrasifliği tüm şirketi ve babasına bile öyleydi aslında, bana karşıda öyleydi ama şimdi ne değişmiş olmalı ki.

Her şeyinle ilkimsin Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin