Kaybolmuştum. Issız sokakta sadece gölgem ve ben vardım. Takip edildiğimin hissine kapılınca daha da endişelendim. Hızlandım, ta ki nefessiz kalana kadar. Çöp tenekelelerinin arkasına çöküp kollarımı dizlerime sardım. Burada kalamazdım her an gelebilirdi. Kimden kaçtığımı bile bilmiyorum. Şuan çok boktan bir durumdayım. Korku bütün hücrelerimi sarmış ve ben ne yapacağımı, nereye gideceğimi şaşırmıştım. Nefesim düzene girdiğinde çöp tenekesinin arkasından kafamı uzattım. Kimsenin olmadığına kanaat getirdiğimde hızla koşmaya başladım. Nasıl bir yere gelmiştim böyle?
Yol ayrımından sağdaki sokağa saptım. Umarım hâlâ takip edilmiyordum. Ses gelmeyince rahat bir nefes alıp duvar dibine çöktüm. Sokak lambasının aydınlattığı kadar çevremi inceledim. Ayağa kalktığımda gölgemin hâlâ oturduğunu gördüm. Ve o an çığlığı bastım. Arkamı dönecekken taşa takılıp yere düştüm. Tekrar gölgemin olduğu yere baktım orada olmadığını görünce çığlık atma isteğim geri gelmişti. Kafamı tekrar önüme çevirdiğimde orada bana baktığını gördüm. Ellerimle geri geri gitmeye çalışıyordum ki arkamdan bir ses geldi. Donup kaldım. "İyi misin?" Kafamı arkama çevirip bana seslenen kişiye baktım.
Sarı saçlı bir kızdı. Gecenin bu saatinde ne yaptığını merak etmiştim aslında. Hala cevap beklediğini fark ettiğimde "Evet, iyiyim. Teşekkürler." diyerek ayağa kalktım. Bacağım kanıyordu fakat önemli değildi. Önemli olan eve nasıl gideceğimi bulmaktı. "Bu saatte burada ne yapıyorsun? Ah! Bacağın kanıyor." Çantasından peçete çıkarıp bacağımda ki kanları temizlemeye başladı. Nefesi bacağıma çarpıyordu. Sanırım tahrik oluyordum. Kanayan yere peçeteyi birden basınca inledim. "A-ah!" Dedim. Utancımdan yüzümü ellerimle kapattım. "Pardon. Canını acıtmak istememiştim." Diyerek ayağa kalktı. "Sorun değil, teşekkürler." Dedim. Arkasını dönüp gidecekken "B-Bekle! Nerede olduğumuzu biliyor musun? Kayboldum." Dedim eliyle takip etmemi söyledi. Ayağım acıdığı için yavaş yürüyordum. Uykum da vardı. Derin bir nefes aldım. Yavaş yürüdüğümü fark ederek yanıma geldi. Beni kucağına alıp ne zamandır burada olduğunu bilmediğim bir arabanın içine koydu. Arabanın içi sıcacık olduğu ve uykum olduğu için uyumuşum.
"Hey uyan. Adresini vermen gerek." Kızın sesiyle uyandım. "Ben buraya yeni taşındım. Üzgünüm bilmiyorum." Diyerek doğrulmaya çalıştım. "Peki bize gidelim. Ha bu arada, ailen nerede?" Dediğinde kafamı eğdim. Ailem.. Ailemi yangında kaybetmiştim. Buraya gelme amacım yanan hatıralarımdan uzaklaşmaktı. Yanımdaki kız durgun halimi fark ederek "Ah! Lanet olsun. Çok özür dilerim. Bilmiyordum." Omuzlarımı silkerek doğruldum. Sanırım evinin önündeydik. Arabadan çıkmamı bekliyordu. Çıkınca kilitleyip takip etmemi söyledi. Peşinden gidiyordum. Kapıyı açıp geçmemi işaret etti.
Evin soğukluğu vücudumu sardı. Titrediğimde "Sobayı yakıp yiyecek birşey getireceğim. Salon hemen şurası" Dedi. Elimle gösterdiği yere girip koltuğa oturdum. Birkaç dakika sonra yanıma tepsi ile geldi. Çorba yapıp getirmesi beni mutlu etmişti. "Yardımların için çok teşekkür ederim." Dedim ve ona sarıldım. Soğuk dudaklarımın üstünde sıcak dudaklarını hissedince donup kaldım.