Aradan beş gün geçti. Babam Chanyeol'u sordu. Söylemedim. Eve gelmiyordu, bir sonraki gün kendi evimize dönecektik. Evime gelmediği sürece, imkansız gelmesi, görüşemezdik. Görüşmek istemiyordum. Ama özlemiştim.
İlk gün nefret etsem de özlemiştim.Mutfağa girdim. Hizmetçiye yemeği odama getirmesini söyledim. Yürüdüm, yürüdüm, odama girdim.
Tek değildim.
"Chanyeol?"
Kollarını göğsünde birleştirdi. Çatık kaşları bir an olsun düzelmedi. Geriliyordum.
Boğazımı temizledim ve yavaşça ona yaklaştım.
Baktı, baktı, nefret ediyor musun hala, dedi.
Ediyorum, dedim. Ama çok seviyorum.
Sonra sevdiğimi söylememle çatık kaşları düzeldi. Yanıma geldi ve sarılarak kalçalarımı kavradı, burnunu boynuma yasladı.Geçmişti galiba.
Şu aramızın hafif bozuk olduğu dönem birkaç gün ara verince fazlasıyla düzelmişti.
Fazlaca özlem doluydum, Chanyeol'ü düşünmeden duramıyordum.
Önceki hafta aklıma gelince aramızdaki gerginliğin en sonunda geçip gitmesine seviniyordum.Özür dilerim, dedi.
Burnu boynumda gezindi, elleri belimi okşadı.
"Üstümdeki dalgınlığın seni üzmesine izin vermemeliydim."
Biraz daha normale dönmüş olmasına sevindim, o sırada hafifçe ayrılarak yüzüme baktı.
"Yapmayacağım şeyler yaptım, seni üzmek istemedim. Seni üzmeyi ne kadar istemediğimi biliyorsun."
Kafa salladım, minikçe gülümsedi.
"Babam yüzünden çok gergindim, bunu sana yansıttım."Bir sorun olduğunu anlamıştım işte.
Ama bana anlatma gereği duymamıştı.
Hemen üzücü düşüncelerimden kurtuldum, karmakarışık düşünceler tarafından ele geçirilmemeyi umdum.
Burnunu burnuma sürttü, ardından dudaklarını yanağıma bastırdı."Yarın gidiyorum."
Fısıldadım, boynumu öptü.
"Sen gitmeden, bir kez daha,"
Boynumda derin derin nefesler alıyor, öpüyor, ısırarak belime sarılıyordu. "Birazdan yemeğim odaya gelecek, dursan iyi edersin Chanyeol." Uyardım, uyardım, dinlemedi, bedenim yatağa devrildi.
Üstüme çıktı, okşadı, okşadı. Beş gün öncesi aksine daha sertti. "Sevgilim," dedim zevkle. Dudaklarını istedim. Dokunduğu an sertleşen göğüs uçlarımı öptü, dudaklarına aldı, diliyle okşadı, okşadı, okşadı. Dudaklarını sürttü, parmaklarıyla sevdi. Sadece bununla delirecek kıvama geldim. Sevgilim, dedim yine. Güldü, balım, dedi.
Tüm kıyafetlerim yere döküldü, kapı çaldı.
Chanyeol soğukkanlılıkla üstümden kalkıp hızla yorganı üzerime örttü. Hızlı adımlarla kapıya ilerledi, açtı, şaşıp kalan hizmetçiye bir iki cümle söyleyerek kapıyı kapadı. Ve kitledi.
Yanıma geldiği gibi üstümdeki yorgan çekildi. Çıplak tenime yüzünü sürmeye başladı. Yeni çıkan sakalları tenimi çiziyor, kızarmasına neden oluyordu. Öyle sert ısırdım ki dudağımı, zaten açık olan yaram yüzünden dudağım patladı. Kanadığını gören Chanyeol korktu. Kaşları çatıldı ve yan taraftaki peçete kutusundan çektiği peçeteyle kanı temizledi.
Sadece bana bakışıyla bile deli gibi zevk alıyordum. Dimdiktim. O da öyleydi. Kan tamamen temizlendiğinde dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Öptü birçok kere. Emdi, kanadım ama emdi.
Durmadı. Durmasın zaten.
Okşasın, öpsün, dokunsun.O akşam seviştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tha Méli | ChanBaek
Fanfiction"Ona kim olduğumu, üzerinde ne hakkım olduğunu, nereden geldiğimi ve ne olduğumu sordular. Balım, dedi." Baekhyun vatanı için her şeyi yapabilecek bir genç, Chanyeol ise düşman. -Mortalsoo, savaş döneminde geçen bir hikaye. Çok güzel okumalar..