Köyün tüm ışıkları sönmüş,her şey sessziliğe bürünmüştü. Bu saatlerin müdavimi olan ve ortalarda gezen fareler, çakallar hatta tilkiler bile yuvalarındaydı şimdi. Onlar da farkındaydı olacakların,ürkek ve sessizdiler.
"Nefes, lüfen yapma. Bak sana yalvarıyorum, ne istersen yaparım" diyen ses Vedat'a aitti.
Nefes ise artık yaşadıklarından kalmayan mecalini, tükenmiş umudunu ve artık akmaktan kurumuş göz yaşlarını alıp gitmeye hazırdı bu dünyadan.
"Bitti. Ümidim... bitti anladın mı! TÜKETTİN BENİ VEDAT . artık ne sana ne de kendime acımam ben! Ardımda bırakacaklarım, sevdiklerim... oğlumu bile gözden çıkardım ben. İkimiz,ikimiz... bu dünyada ikimize de yer yok. Bu hikaye iyi bitmiyor Vedat, bitmeyecek."
Nefes yaklaştı, silahı tam da vedatın ensesine dayadı. Şimdi, işte şimdi yıllardır beklediği intikamı alacaktı. Kendine verdiği sözü tutuyordu. Vedatın kanıyla bulanacaktı eli. Varsın günahkar olsundu nefes, varsın kötü olsundu. Bu hayatta her şeyini elinden alan, onu ve oğlunu sekiz sene bir çukura kapatan her gün işkence eden adamı öldürecekti şimdi. Bundan gayrı bir hedefi yoktu zaten, işte oluyordu şimdi.
"Azrail burada"dedi Vedat.
"Azrail... o, sadece senin için değil. İkimiz için burada" diye ekledi nefes.
Daha alınacak neyi kalmıştı ki nefesin. Tüm hayatı, hepsi hepsi elinden kayıp gitmişti. Bundan sonra da geri gelme şansı olmayan bir hayattı nefesinkisi. Azaril bir tek canını alabilirdi artık, varsın alsındı. O kendi azrailini,vedatı, öldürecekti şimdi. Sonra da kendine sıkacaktı son kez,son nefesini verecekti... hazırdı nefes, şimdi olmazsa bir daha asla olmazdı bu zaten!
"Son dileğini sorma gereği duymuyorum Vedat, çünkü senin bende son bir dilek hakkın bile yok."
"Nefes gel yapma, senin peşini bırkacağım söz veriyorum" dedi Vedat.
"Kes sesini. Her nefesini son nefesin gibi gör. Biraz da tövbe et, Allahtan af dile. Hoş yaptıklarının bir affı olur mu onu Allahım bilir..."
"Nefes, lütfen nefes. NEFEEESS "
"Son duanı et Vedat."
*
2 AY ÖNCE
"...Güzel ay çekirdekleri başlarını güneşe dönerler, Tilkiler ve Çakallar avlanır. Geyik ve Kaplan mutlu mesut yaşarlar. Adalet yerini bulur, masal mutlu sonla biter..." dedi nefes. Sonra kollarına uyuyan oğlunun saçlarını öptü, kokusunu içine çekti. Onun için dünyayı bile verebilirdi. Zaten kendi hayatını veriyordu ona...
Yavaşça kalktı oğlunun yanından, onun masum yüzüne baktı, bir iç çekti ve dünyadaki azrailinin yanına gitmek için kapıya doğru yöneldi.
"Hoş geldin karıcım" diyen ses Vedat'a aitti.
"Ben senin karın değilim" diyerek kestirip attı.
"Güzeller güzeli sevgilim beni kızdırmasın. Değil mi nefes?" vedatın sesi giderek yükseliyor, attığı her adımda nefese daha da yaklaşıyordu. Nefes ise kendini geri çekmekteydi.
"BIRAK!" diye bağırdı nefes, işte vedatın sinirlendiği anların başında gelen klasik sahne yaşanıyordu. Nefese indirdiği tokatla onu savurması bir oldu.
"Seni sevdiğim için kendime kızıyorum" diye homurdanırken nefesi dövemeye devam etti Vedat.
*
Gecenin sonunda Vedat sızdığında, nefes ise hala bilinci açık bir şekilde ağrı içinde kıvranıken her gece ettiği yemini tekrar etti.
"And olsun Vedat Sayar; buradan kaçacağım, oğlumu güvenli ve senin bulamacağın bir yere gönderip seni öldüreceğim. Seni, onları ve kendimi. And olsun, and olsun..."
****
SELAMLARR! Bu, içime çok sinen bir kurgu oldu. Neredeyse hepimiz bir kez Sen Anlat Karadeniz izlemişizdir. Benim çok etkilendiğim bir iştir. Genel kahramanlara ve hikayeye çok dokunmadan kendimce bir kurgu yaptım. Kendi Nefesimi, Tahirimi yarattım.
Beğenirseniz, yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.
Twitter'dan görüşlerinizi #şüphe tagiyle yazarsanız çok sevirim. Beğendiyseniz okumasına katkı için lütfen linki tweet atın. Twitter hesabım @haydirasgelsunSon olarak buraya kadar okuyan kişi, teşekkür ederim!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şüphe•NefTah
Fanfictiono gözler ki vahşidir yangın kızıllıklarıyla korkunç kanlı bir sevdayı çoğullaştırır karanlık kirpikleri göz değildirler bir namludan fırlamış mermi çekirdekleri o gözler ki çakmaktaki alev zehirli hançerlerdeki uç yakut bir avize gibi yalnızlığımızd...